Nesibe Aldemir

Gazze'de Kadın Olmak

Nesibe Aldemir

Malatya Kent Konseyi, Vefa-Der, İlim Yayma Cemiyeti ve Fidelya Eğitim Merkezi’nin birlikte düzenlediği “Gazze’de Kadın Olmak” başlıklı programa konuşmacı olarak katılan Dr. Öğr. Gör. Nour Alhila’yı dinledik.

Gazze’de kadın ve anne olmanın zorluklarına değinen Gazzeli Nour Hoca, orada yaşanan insanlık dramını anlattı. İnsanı insanlığından utandıran soykırımı, açlığı, susuzluğu, hastalığı, ölümü, katledilen bebekleri, genç ve yaşlı kadınların yaşadığı zorlukları anlattı.

Tüm bu yaşananlara rağmen Gazze’de umutsuzluk yok dedi. Bugün ve dünde yaşananların temelinde siyonizmin rüyasını gerçekleştirmek isteğinin yattığını söyledi. Temiz suya erişimin hayli zor olduğu Gazze’deki kadınların yaşam koşullarının giderek zorlaştığını anlattı. Gazze’deki ailesi ve yakınları bu şartlar altında yaşam mücadelesi verirken kendisinin burada sıcak suyla abdest almaya utandığını belirtti.

İnsanlık dramının yaşandığı Gazze’de mücadele veren kadınlara değindi. Gazzeli annelerin evlatlarını dini ilimler başta olmak üzere fen bilimleri ve sosyal bilimlerde de başarılı olmaya ve eğitimli olmaya teşvik ettiklerini söyledi. Gazzeli bir annenin ilk görevi evladına Kur’an-I Kerim öğretmektir dedi. Bizim annelerimiz her türlü ilim öğrenmede bizden en iyisini bekler diye ekledi.

Gazze’nin savaş öncesi şehir düzeninden bahsetti ve biz her şeyin en iyisini sever ve en iyisi için de gayret ederiz dedi. Gazze’de daima yeşeren umudun bahçesinin altındaki imanın mimarı olan anneleri uzun uzun anlattı. Anlattıklarından bir annenin evladını yetiştirmedeki hassasiyetin en üst modelinin Gazze’de olduğunu görüyoruz. Bize kendi analığımızı sorgulatan Nour Hoca, elimizdeki nimetlere rağmen ne kadar zayıf kalıp günden güne köreldiğimizi hatırlattı.

Gazze’de kadın olmayı hayal ettim, Nour Hoca’nın kelimeleri ince ince dökülürken. Açık hapishaneye dönüştürülmüş bir şehirde yaşamanın zorluklarını düşündüm. Evlatlarımla orada yaşam mücadelesi verirken tevekkülüm ve sabrım nasıl olurdu diye sordum nefsime? Açlık, susuzluk, ilaçsızlık ve savaşın gri tonlarında geçen bir ömrü hayal ettim. Böylesi bir empatinin içinde sızlandı ruhum ve dahi kalbim. Oysa bu mesele sadece Filistinli kardeşlerimizin değil hepimizin meselesiydi. Sosyal mecralardaki katliam görüntüleri zihnimize kazındı ve kalbimizde yara oldu. Hangimiz o anların içinde bir an olsun olmak isterdik? Hangimiz bunca acıya rağmen umudumuzu diri tutardık? Cevabı zor sorular zihnimde oradan oraya savrulurken Nour Hoca, maddi ve manevi Gazze’nin yanında olmamız gerektiğini hatırlattı. Bizim için hiç hiçbir şey yapamıyorsanız dahi Gazze’yi her gün duanıza katın dedi.

Gazzeli bir canla tanış olmanın verdiği sevinçle program sonrası Hocamıza teşekkür ettim ve sarıldım. G/özlerindeki o vakarlı hüznü kalbimin derinliklerine taşıdım. Nour Hoca, Gazze’de kadın olmanın zorluluğunun yanında Gazze’ de onurlu kadın olmanın önemini bizlerle paylaştı. Gönlümüze düşen dualarda Gazze’deki kadınları unutmamak duasıyla Rabbime emanet olunuz. 

Yazarın Diğer Yazıları