
Savaşsa Savaş
Necip Cengil
Bugünü geçmişle yüzleştirerek, unutkanlık ve ümitsizlik belirtilerini tedavi ederek değerlendirir, günü doğru ve hak üzere yaşar, gelecek için hazırlıklarımızı yapıp Allah’a tevekkül ederiz. Bir sorun bitip diğeri çıktığında, bu ne ya, bıktık demeyiz; biliriz ki hayat devam ediyor, o halde mücadelede sabır ve kararlılık gerekir!
Elbette savaş istenmez lakin savaşta diretene de “al senin olsun” denmez, “savaşsa savaş” cevabı verilir.
Müslümanların son peygamber döneminde ilk savaşı Bedir Allah resulünün ısrarla direttiği bir savaş değildi. Bedir’de müşrik ekabirine haber gönderip “savaşmak zorunda değiliz” diyebileceğimiz bir uyarı yapmıştı. Müşrik ekabiri, uzatılan bu eli “savaş” diye geri çevirince, durum netleşmişti: Savaşsa savaş!
“Biz çok güçlüyüz, sizi dağıtır, perişan ederiz” efelenmesi karşısında, geçin bunları, azdan az çoktan çok gider kararlılığı ortaya konur. Azim, mücadele sabrı, kararlılık, strateji, düşmanın silahına karşı silah… Tarihin öğrettiği şu: Nice güçlü topluluk, nice zayıf, az topluluk tarafından rezil edilmiştir. Tarih gerekeni söylüyor; bize doğru okumak, doğru değerlendirmek, doğru adımlar atmak kalıyor!
Efendim adamlarda para çok, teknoloji üstünlüğü onlarda… Eeee! Tası tarağı toplayıp meydanı her efelenene, zalime bırakıp gidelim öyle mi? Karun güçlü hazinelere sahipti, iman edenlerden kimisi “ah keşke ona verilenden bize de verilse” dedi; sabah olduğunda Karun’un hazinesi yoktu artık! Bütün güç, zenginlik Allah’ındır, gerisi gölgeler oyunu! Gölgeler oyununda, kimse yenilmez güç sahibi değildir. Yenilmez güç sahibi yalnızca Allah’tır, zenginlikte O’nundur.
Efendim onlarda silah, teknolojik üstünlük revaçta, sinek gibi ezerler, öyle mi! Ülkeni, vatanını, yürek sahanı yani namusunu bırak git! Hayır, aklı selim, elindekinin kıymetini bilen kadirşinaslık, ilkeli duruş, yerinde cevaplar, neticede gelip dayanınca da “savaşsa savaş” ve bütün güç Allah’a aittir denerek meydanlarda mücadele sabrı sergilenir.
Bir yılı geçti. Bir avuç Gazze’nin mücadele ve sabır insanı karşısında, onca teknoloji ile alınan mesafe ortada… Biz Çanakkale’de çok muyduk, silahça güçlü müydük, hayır! Onca güç ve ihtişam emanetçisinin de hazineleri biter. Her ülkenin iktisadi dayanma süresi farklıdır lakin, iktisaden her ülkenin bir çöküş miadı vardır. Şımaranın hanesinden yüz puanın doksanı silinir, on kalır, kalanla sizi korkutmaya çalışır zira Allah şımaranları sevmez. Kibirlileri sevmez. Zalimleri sevmez. Yolun sonunda zalimlerin, şımaranların yardım edeni kalmaz.
Her insanın, grubun, ülkenin açıkları, eksikleri vardır; zalimlerin ise zulümlerine yakıt olan edepsizlikleri, şımarıklıkları, yüz kızartıcı ve günümüz diliyle kendilerini rezil edecek halleri vardır. Şu İsrail terör şebekesini destekleyen Trump ve benzerlerini aleme rezil edecek kirli halleri onları İsrail terör şebekesine desteğe yönlendiriyor olabilir veya aynı zulmün bileşenleridir. Neticede gerçeklerin gizlenmesi ilelebet mümkün değildir. Ekonomik ömür sonsuz ve sınırsız değildir.
İsrail terör şebekesinin Gazze’de uyguladığı soykırımdan sonra İran’a saldırması, Trump’ın İran’ı tehdit etmesi, sergilenen bütün bu şımarıklık oyunu, sessiz devletler koalisyonuna rağmen gerekli cevabı alıyor, alacaktır; uyanıp mücadeleye sabırla devam edenlerin cevabı bütün kirli oyunları deşifre ve rezil edecektir. Evet böyle umut ediyoruz denebilir fakat sadece umut denmez zira onca güce kararlılıkla direnenler var!
Oynanan bir tiyatrodur diyenlere gelince…
Tiyatro dedikleri o sahneye davet edildiklerinde kuracakları cümleleri merak bile etmiyorum!