Mehmet Zeki Dinçarslan

Son Organik Şarkı

Mehmet Zeki Dinçarslan

"Son vapur da ayrıldı limandan, son tren içimi çizip de geçti" diyordu Onur Akın'ın şarkısı. Başlangıcı olan her şeyin bir sonu olmak zorunda. İlk vapur varsa son vapur da olacak. İlk insan varsa son insan da olacak demektir. Dünyanın bir başlangıcı olduğuna göre bir sonu da var. Bazı mezar taşlarında "Baki olan Allah" yazanlar bu gerçeği ne kadar veciz bir şekilde ifade etmişler.

Yapay zekânın bazı şeylerin sonunu getireceği artık iyiden iyiye netleşti. Son şiirlerden birisidir belki Onur Akın'ın şiiri. Yakın bir gelecekte "Son organik şarkı hangisiydi?" diye bir sorunun peşine düşerse internet kullanıcıları, pek bir netice elde edemeyecekler. Sanat, düne kadar yeteneği olan insanların ürettiği büyülü bir kaynağın büyülü suyuyken bir gün artık otomatik olarak üretilen sıradan bir üretime dönüşecek. Kum taneleri kadar çok, böceklerin hareketleri kadar anlamsız ve çoğunlukla sıradan.

Sanal platformlarda yapay zekâ ürünü şarkılar dolaşmaya başladı. Gerçeğinden ayırt etmesi kolay olmayan bu yapay zekâ ürünü şarkıların düşündürücü olan özellikleri niteliklerinden ziyade nicelikleri. Çok fazla sayıda şarkı üretilebiliyor. İnanılmaz fazla sayıda şarkı üretme potansiyeli var. Yeryüzünde bugüne kadar bestelenmiş eserlerin onlarca, yüzlerce katı kadar şarkı bestelenecek yakın bir zamanda. Sonra eski şarkılar yavaş yavaş yok olmaya ya da gerçeklikle bağlarını yitirmeye başlayacak. "Bu şarkı organik miydi?" diye soracak insanlar birbirlerine. İki-üç kuşak sonra kimse insan ürünü olanla olmayanı birbirinden ayıramayacak. Kadim bir geleneğin ürünü olan eski türkülerin hepsi "çoğalarak yok olma" kavramını ispatlarcasına çokluğun içinde yok olacak. Bildiğimiz dünyanın sanatçıları, şarkıcıları unutulup gidecek. İnsanlığa ne derin mesajlar vermiş olan ozanlarımızın ürünleri sıradan basmakalıp söz muamelesi görecekler. Önce yapay zekâ ürünü olmayan eserler "organik" olarak alıcı bulacak. Sonrasında organik olanla olmayanı kimse ayırt edemeyecek.

Sadece şarkı olarak düşünmemek lazım. İnsanı özel kılan şeylerden birisi de kendi içindeki farklılıklarıdır. Herkesin farklı olduğu bir dünyadan herkesin aynı olduğu bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Sanat üreten, fikir üreten, düşünce üreten, bilim üreten, bilgi üreten, bir yönüyle diğerlerinden farklı olan insanların sayısı azalıyor ve azalmaya devam edecek. Bir asır sonra yapay zekâ ve yapay zekâ destekli makinelerle aklınıza gelen her iş yapılabiliyor olacak. İnsan meslekleri teker teker otomasyona teslim olmuş olacak böylelikle.

Peki ya sanat? Görüyoruz ki sanat ürünleri de binlerce katıyla makineler tarafından üretilebiliyor olacak. Siz bir film izlemek istediğinizi söylediğiniz zaman fırından yeni çıkmış, taptaze, sadece sizin için yapılmış bir film izleyeceksiniz yakında. Sadece sizin dinleyeceğiniz şarkılar çalacak, o anda sizin için üretilmiş. Romanlar, öyküler tek bir kişi için milisaniyeler içerisinde üretilmiş olacak. Diğer sanat dallarından bahsetmiyorum bile.

Son organik şarkı diye başlamıştım söze. Son organik film, son organik berber, son organik şair, son organik şoför, son organik doktor derken acaba son organik insan ne zaman göçecek yeryüzünden?

Yazarın Diğer Yazıları