Mehmet Zeki Dinçarslan

Daha Üst Bir Bilinç Mümkün

Mehmet Zeki Dinçarslan

Daha üst bir bilinç mümkün. Zihnin katmanlardan oluşan bir yapısı var. Bir üst seviye hakkında kimsenin bilgisi yok zira herkes kendini en üst seviyede zannediyor. Daha alt seviyelerin varlığından herkes haberdar fakat alt seviyelerin bariyerleri konusunda -deneyimlenmediği için- bilgi sahibi olunamıyor. Seviyeler silsile gibi birbirlerini takip ediyorlar. Herkes kendisini en üst seviyede zannettiği içindir ki bir üst seviyenin varlığını tahayyül edebilen yok. Hâlbuki üstün üstü, onun da üstü var. Hatta beyin araştırmaları henüz emekleme aşamasında olduğu için bugün yaşayan insanların en zekisi, en bilinçlisi, en üst seviyede olanı bile kapasitenin çok çok altında.

İnsan, içinde yaşadığı gerçekliği en üst gerçeklik olarak addediyor. Belki beyin gelişiminin çok daha ileride olacağı binlerce yıl sonrasının dünyasında bugüne bakacak insan torunlarımız ve ne kadar ilkel olduğumuzu konuşacaklar yargılamaksızın. Bize gösterilen mağara adamlarına, kabile inançlarına, insan kurban törenlerine ya da basit savaşlara bizim baktığımız gibi. Yarının insanı da bugünün dünyasına bakacak (bizden geriye bir dünya kalırsa eğer) ve savaşları, silahlanmayı, füzeleri ve belki de düşünüş şekillerini ilkel şeyler olarak inceleyecek. Bizim bilim insanlarımızın ilk çağları inceledikleri gibi.

Bugünün insanının içerisinde bulunuyor olduğu vahim durum, içinde olunduğu için pek fark edilmiyor. Bir yerlerde mantıksızlıklar olduğunu fark ediyoruz sınırlı kapasitemizle fakat çok net bir şekilde izah edemiyoruz. Adaletsizliğin varlığını açık bir şekilde görüyoruz fakat kaynaklarına inme, düzeltme, değiştirme konularında aciz durumdayız. Düşünüş şekillerimiz, bize dayatıldığı haliyle ne bizim mutluluğumuza ne de insanlığın mutluluğuna katkı sunuyor. Katkı sunmak şöyle dursun, düşünüş şekillerimiz mutluluğumuzun ve insanlığın mutluluğunun önündeki en büyük engel. Kavramlarımız o kadar ilkel ki, binlerce yıl sonraki torunlarımız gelişmiş kapasiteleriyle bizlere gülecek, bizlerin parodilerini yapıp dalga geçecekler. Para diye bir kavramımız var, ekonomi-finans gibi çıkmaz sokaklarımız var. Birileri çok para kazansın diye emeklerini, kanlarını, canlarını verenlerin olduğu günümüz dünyasında çok para kazananların o paraları artırmak dışında bir fayda elde etmeyişleri garip değil mi? Bu garabet binlerce yıl sonra -umarım daha yakın bir zamanda- sular çekilince ortaya çıkan adacıklar gibi ortaya çıkacak. Savaşlar, katliamlar, incir çekirdeğini doldurmayacak sebepler yüzünden dökülen kanlar tarihi koca bir trajediye dönüştürecek. "İşin en tuhafı" diyecek nesiller sonraki torunlarımız, "insanlar, doğdukları anda kendilerine verilmiş olan din, milliyet, kabile gibi kimlikler yüzünden birbirlerini katletti durdular. Hâlbuki karşı tarafta da doğmuş olabilirlerdi ve kendi tercihleri olmayan bu özellikleri diğerlerine kin gütme sebepleri oldu."

Basit varlıklarız ve kafamız hiç çalışmıyor. Mensubu bulunduğumuz kabilelerin özelliklerini bağnazca savunuyor, paradigmalarımızı değiştirmek için hiç çaba göstermiyoruz. Kendimizi çok akıllı zannettiğimiz için bir üst seviyeye geçmek gibi bir çabamız yok. Bu yüzden barış içerisinde dünya nimetlerinden istifade etmek yerine aptalca savaşlar çıkarıyor, kendi kendimizi yiyip bitiriyoruz. Gelecek kuşaklardaki torunlarımız bu günleri tarih kitaplarına yazabilirlerse eğer bu zamanların trajedisi aşikâr bir şekilde ortaya çıkacak. Eğer insanlığı tümden yok edip gelecek nesillerin gelmesine engel olmazsak.

Yazarın Diğer Yazıları