‘Hak Sahipliği’ ile ilgili bir önceki köşe yazımdan dolayı çok sayıda okurdan geri dönüşler aldım.
Özellikle ‘Orta Hasarlı’ raporu almış bina sahipleri kendilerinin mağduriyeti ile ilgili durumu ele alan ve bu konuyu da gündeme taşıyan bir yazı kaleme almamı istediler.
Aslında bugünden itibaren ısınan yerel seçim ve adaylar konusuna giriş yapmak istiyordum. Ancak bir kez daha görüyorum ki vatandaşın önceliği seçim değil, geçim!
Malatya’da ağır aksak da olsa ağır hasarlı binaların gerek yıkım süreci gerekse de hak sahipliği başvuruları bir şekilde yürüyor.
‘Yoluna girdi’ ibaresini özellikle kullanmıyorum çünkü hak sahipliği itiraz süreci ve uzun kuyruklar bu çağa yakışmıyor. Bir de kırsal ve şehir merkezindeki durumların bir birinden ayrı değerlendirilmesi gerektiğini önemle belirtiyorum.
Bunlara rağmen en azından artık vatandaşlar nasıl bir yol izleyeceklerini biliyorlar.
Fakat orta hasarlı binalarla ilgili süreç gerçekten can sıkıcı. Çünkü orta hasarlı binalar hakikaten ortada bırakıldı. Bakanlık ve AFAD öyle bir karar verdi ki 20 yıllık komşular bir birbirlerine düşman oldu.
Mesele güçlendirme ya da onlara verilen kredi veya hibe konusu değil. Orta hasarlı binaların bağımsız bölümlerini oluşturan hak sahipleri kendi aralarında herkesin kalbinin mutmain olduğu bir karara varamadılar.
Oysa devlet kendi vatandaşının bu sorunu kendi içinde çözemeyeceğini bilebilmeliydi.
Malatya’da 21.911 bağımsız konuttan oluşan 2.532 orta hasarlı bina mevcut.
Bunların kimisi mecburiyetten güçlendirme yapmak zorunda kaldı, kimisi yerinde dönüşüm, kimisi hak sahipliğini seçmeye zorlandı.
Birçoğu da içine sine sine yıkılsın ya da kalsın diyemedi.
Vekiller konuştu, bakanlar konuştu… Orta hasarlılar 2002 öncesi dendi, hak sahiplerinin çoğunluğu dendi ama nihayetinde orta hasarlılar için orta bir yol bulunamadı.
Orta hasarlı dairesini güçlendirip içinde oturacak olan kişi sayısı çok az. Bu nasıl bir vicdandır ki kendi oturmaya cesaret edemediğiniz yerleri güçlendirme adı altında başkasına kiraya veriyorsunuz?
Yine orta hasardan hak sahipliği olanların yerinde dönüşümle mi yoksa bir başka yerden mi konut sahibi olacakları da henüz net değil.
Yerinde diyen de var, ilgili ilçe sınırları içine yapılacak toplu konutta diyen de…
Uzun lafın kısası şu:
Hatay’da devlet 320 bin bağımsız bölüm inşa edecek. Malatya’da bu rakam köy evleri de dahil 100 bin civarında. Bari oldu olacak neden orta hasarlılarla ilgili de yıkım kararı çıkmadı?
En azından kimsenin aklında soru işareti kalmaz, bazı mülkiyet sahipleri de vicdanları yerine cüzdanlarını seçmezdi!