Bir şehrin milletvekili kendi memleketine zarar verir mi?
- Bahsedilen yer Malatya ise evet.
AK Parti’nin 20 yıllık iktidarı, Malatya gibi iç kesimlerdeki muhafazakâr illere belirli bir düzeyde refah ve gelişmişlik getirse de maalesef bürokrasi anlamında bazı dezenformasyonlara yol açtı.
Özellikle 3 dönem ve üstü vekillik yapanlar, adeta devlete değil kendine bağlı müdürler atadılar. Vekiller veya parti il yönetimine bu tür işlerde gözü olan bazı etkili cemaatler de eklenince ortalık çarşamba pazarına döndü.
Liyakatsiz, vasıfsız, şehrin kültür ve bilgi birikime haiz olmayan gölge müdürler, Malatya’nın canına okudu.
MİLLİ EĞİTİM EN SOMUT ÖRNEK!
Bingöllü Ali Tatlı’nın hiçbir başarısı olmamasına ve üstelik Malatya’nın LGS, YKS’da son 20’lere kadar gerilediği dönemlerde Milli Eğitim içindeki mikro milliyetçilikle kadrolaşmasına sessiz kalınmıştı.
Tam 6 yıl şehrin eğitimi kan kaybederken, onu orada tutan siyasi vesayet için hiçbir sorun görülmüyordu.
AK Parti’nin Malatya’daki en deneyimli ve kıdemli ismi Öznur Çalık’ın Pütürgeli Battal Kanbay’ın gelişine referans olup, sonra saçma sapan bir konu yüzünden bazı vakıf, sendika gibi yapılara kurban edilmesine kayıtsız kalması yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarından biridir.
Düşünün Bingöllü Ali Tatlı döneminde öğrencilerimizin başarısızlığı tavan yapmış, Malatya’nın çocuğu Battal Kanbay’ın kısacık döneminde ise 148 okul depreme dayanıksız diye yenilenmek istenmiş ve 75 tanesinin protokolleri imzalanmış 40 tanesi de yapılıp bitmiş, eğitimde Malatya ilk 30 ilin arasına girmiş.
Girmiş girmesine ama Pütürgeli Battal, kendisini getiren ablasının gözüne girememiş diye itibarıyla oynanarak gönderildi.
KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ?
Yerine gelen kim Rizeli Hatice Hanım.
Ne proje kaldı, ne okul. Üstelik Battal Kanbay’ın yaptığı inşaatları bitirmek şurada dursun, güçlendirme dediği okullar son depremde ağır hasarlı oldu şimdi yıkıldı.
Şimdide Hatice Hanım gitti Behçet Bey geldi. Milli Eğitim dikiş tutar mı tutmaz mı bilmiyoruz. Okul az öğrenci çok, sınıflar kalabalık. Allah Behçet Hoca’ya yardım etsin.
TAM BİR ALİ CENGİZ OYUNU!
Benzer durum şu aralar Kültür Turizm İl Müdürlüğü ve Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nde yaşanıyor.
Göreve gelen isimler belki gidenlerden daha başarılı olur onu bilemiyorum. Ama bunca tartışmaya neden mahal veriliyor onu anlamıyorum.
Kültür Turizm İl Müdürlüğü’ne Derviş Özbay’da dahil olmak üzere bir türlü istenilen düzeyde bir müdür maalesef atanamadı. Bunu kabul etmekle beraber, Ali Cengiz’in vekaleten bu işi yürütüp yürütemeyeceğini tartışmamız gerekirken, öyle bir isim atanıyor ki bekrauntuna baktığınızda Ali Cengiz’i mumla arıyorsunuz.
YEREL MEDYA TAMAMEN DUYGUSAL!
Bu tür konularda bir başka sorun da yerel kamuoyumuzun samimiyetsizliği. Yerel basınımızın tarafgirliği!
Güpe gündüz haksızlığa uğrayan Malatyalı Battal Kanbay için ERTV’de Hülya Kaya, Malatyahaber’de İsmet Yalvaç, gazeteci Burhan Karaduman, köşe yazarları Timur İnce ve Mahir’ in dışında kalem oynatan olmadı.
Ali Cengiz’i sevenler (Hikmet Tanrıverdi) ve yine birkaç yerel basın mensubu son bu liyakatsiz atamaları eleştirirken, Ali Cengiz’i sevmeyenler konuyu geçiştirmekle yetiniyor. Gelen Ordulu müdür Malatya kültürünü Ali Cengiz’den iyi bilir mi, bilemez mi diye tek bir soru sorup ona göre şekil almıyor kimse.
Malatya’nın geleneksel sorunlarından biri de bu zaten.
Yerel medyada birisi örneğin ‘Malatyaspor’un başkanı hırsız işte belgeleri’ dese bile geri kalan medyanın diğer bölümü, ‘hayır bunu yazan hırsız, adam pürü pak’ diyebiliyor.
Böyle olunca doğruları bulmak bu şehirde imkansız hale geliyor.
Özetle Malatya’nın vekilleri bu şehre bürokratik atamalarla nasıl zarar veriyor en somut örneklerini paylaştım.
Elbette ki birileri, birilerini refere edebilir.
Ama hiç olmazsa imamın dediği gibi ‘bizimkine yakıştı’ diyelim.
