
Değersiz ölüler yurdu
Enes Tarım
Savaş temenni edilecek bir şey değil şüphesiz.
Neden derseniz günümüz savaşları genelde savaşçıların ötesinde suçsuz sivillerin öldüğü bir arena niteliğinde.
Batı toplumları her zaman kendilerini ve çocuklarını koruyabiliyorlarken şiddetten ve ölümlerden...
İslam toplumlarında ölüler en değersiz ecelleri yaşıyorlar...
***
Ve ölüm çok uzun bir süredir müslüman toplumların üzerine çöreklenmiş vaziyette.
Ölümlerin niteşiği yani nasıllığı aslında insana verilen değeri gösterir toplumlarda.
Batılı dünya biz doğu toplumlarını insandan saymıyor evet, besbelli artık..
Müslüman ölümlerinin bir sinek kadar değeri yok bunu biliyoruz.
İslam dünyasında yaşanan toplu ölümler, katliamlar işkenceler kimseyi rahatsız etmiyor.
Ama İslam dünyası da kendi ölülerini umursamıyor...
Herkes her şeyi kanıksamış durumda...
Bir pazar yerine ya da sivil yerleşim yerlerine veya bir okula hastaneye atılan bombalarla yüzlerce suçsuz günahsız insanın ölümü artık sıradan okuyup geçecek bir haber.
Bu umursamayışta batılı ülkelerin sömürgeci politikalarının payı olduğu kadar şüphesiz kendimizin yani bizim de katkımız büyük.
Çok uzun bir süredir İslam dünyasının birer ferdi olarak hepimiz mezhepçi, ırkçı, kafatasçı, kabileci ve etnik milliyetçiyiz.
Yüzlerce yıldır bize ait her coğrafyada bizim gibi düşünmeyen, inanmayan, farklı olanları öldürüp durduk.
Farklı mezhepten farklı tenden farklı kabileden ya da ırktan ya da farklı ideolojiden olan herkesi yok edilmesi gereken birer tehdit saydık.
Bedeviyiz her dem yani...
Sonra da kalkıp; “şüphesiz Allah bizimle …” edebiyatı yapıp hem kendimizi hem de çevremizdekileri kandırıp duruyoruz.
Böyle saldırgan, ötekini yok sayıcı, eleştiriye tahammülsüz kırıp dökücü bir topluluğa Allah neden yardım etsin, kanatlarını üzerimize gersin, meleklerini göndersin ki?
Biz birbirimize düşmanken...
Birbirimizden nefret ederken...
***
Uzaktakiler bir yana, kapı komşumuz dahi bizim için bir şey, bir değer ifade etmiyor.
Ümmet mefhumu zaten artık hiçbir şey değil.
Samimi değiliz...
Samimi olsaydık hiç yanı başımızda Filistin’de Gazze’ de binlerce mazlum Müslüman kardeşimiz Siyonist Yahudiler tarafından soykırıma uğrarken bu kadar rahat, neşeli, vurdumduymaz, umursamaz olur muyduk.
Timsah gözyaşlarını bırakalım artık.
Hiçbir şey umurumuzda değil.
Bedduayı hak ediyoruz...
Şairin dediği gibi;
“Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Canı cehenneme başkasının yangınıyla
Evini ısıtıp yemeğini pişirenin...”
Selam ve dua ile…