Enes Tarım

Bencil inançlar

Enes Tarım

Geçmişten günümüze dünya ölçeğinde yaşanan dinsel şiddetin temelinde bencil/ benmerkezci dini duygu ve düşüncenin olmasıdır.
Peygamberimizin vefatının akabinde hemen ilk asırdan itibaren her dönemde yaşanan şiddet eylemlerinin en büyük nedeni hakikat tekelciliğidir. 
Bir dini grup, mezhep ya da oluşumun kendisini merkeze koyup diğerlerini batıl kabul etmesidir. 
Bu durum bir yandan merkezde sayılan düşüncenin diğerlerinden üstün olduğunu iddia ederken diğer yandan öteki dini geleneklerin, mezheplerin, grupların söylemlerinin ötekileştirilmesine ve zamanla bir şekilde bertaraf edilmesine, tekfirine yol açar.
Çünkü benmerkezci dindarlık; sadece kendilerinin din hakkında tüm hakikatin bilgisine sahip olduğunu iddia ederek kendini tek doğru ilan eder. 
Kendini merkeze alma hevesi kendi dışındaki tüm geleneklerin geçerliliğini, meşruiyetini kendine olan yakınlığına veya uzaklığına göre değerlendirmeye tabi tutar. 
Böylece diğer yorumlar karşısında kendi yorumunu tanrı yorumu gibi görerek bir tür katı muhafazakârlık geliştirir. 
Artık tüm görüşler, düşünceler, yorumlar bu muhafazakârlık tarafından meşru veya gayri meşru olarak belirlenir. 
Diğer tüm düşünce ve yorumlar bu muhafazakâr yoruma yakınlaştıkça kabul edilebilirliği artar, ondan uzaklaştıkça da azalır. 
Çünkü onlara göre Tanrı, tüm insanların hakikatin kendi tekelinde olduğunu iddia eden bu dini geleneğin, mezhebin veya oluşumun mensubu olmalarını arzu etmektedir. 
Böylece kurtuluşu elde etmek için herkesin bu mezhep ya da düşünceye yaklaşık olma zorunluluğu bulunmaktadır...
***
Bu noktada İslami gelenekte Müslüman âlimlerin geçmişte çok sıkça dile getirdikleri ancak günümüzde pek fazla görmediğimiz bir uygulamaya dikkat çekmek istiyoruz. 
Bilindiği üzere geçmiş dönemlerde Müslüman müfessirler yaptıkları şahsi yorumlardan sonra “Allahualem” (Allah en iyi kendisi bilir) ifadesini eklemeyi ihmal etmezlerdi.
Bu ifadenin eklenmesi hiç bir dini yorum veya algının, mutlak hakikati tam olarak yansıtamayacağını anlatmak içindi.
Farklı dinsel geleneklerin veya mezheplerin, fırkaların veya bireylerin ilahi hakikat hakkında sahip oldukları bilginin, O’nun hakkındaki tüm bilgi değil; onun kısmi yansımaları olduğunu anlatmak içindi. 
Evet, ilahi hakikat tektir ve mutlaktır. 
Ancak bu hakikati kavramak ve anlamak için yapılan tüm tanımlamalar ve nitelendirmeler mutlak olarak kabul edilemez. 
İşte yorum ve açıklamalardan sonra “Allahualem” ifadesini kullanmak,  kendi açıklama ve yorumlarının en doğru yorum olmadığını göstermektir. 
Beraberinde başkalarının da kendi bilgi birikimleri ve dünya görüşleri doğrultusunda farklı yorum ve açıklamalarda bulunabileceklerini kabul etmektir.
İlahi muradın belli bir yorumla sınırlandırılamayacağını, bu yüzden de hakikat tekelciliğinden kaçınılması gerektiğini ima etmektir.
***
O halde ister Sünnilik ya da başka bir fırka veya başka bir yorum, kendisini tek mutlak temsilci ilan etme hakkı yoktur.
Her bir yorum, O’nun muradını anlamaya çalışmanın farklı yollarından sadece biridir…
Tüm İslami fırka, mezhep ve inanç grupları, sadece dini düşüncenin çeşitlenmesine katkıda bulunan ve zenginleştiren farklı yollarıdır…
Selam ve dua ile…

Yorumlar 1
Veysel Tay 18 Eylül 2023 09:22

Üstadım, bu yazınıza benim yorumum şu olabilir ancak: "ALLAHUALEM"

Yazarın Diğer Yazıları