Cengiz Dere / Manevi Danışman

Kökten Koptukça Yıkılıyoruz

Cengiz Dere / Manevi Danışman

Bir toplumun hafızası, en yaşlılarının kalbinde saklıdır.
Eskiden aileler bir çınarın gövdesi gibiydi. Dede köktü, nine topraktı; çocuklar dal, torunlar tomurcuktu. Herkes bir diğerini yaşatıyordu. Her bir kuşak, diğerine hem gölge oluyor hem de meyve veriyordu. Birlikte yaşanmasa bile yakınlık vardı, ilgi vardı, birlik hissi vardı.
Dedeler torunları için kurban keserdi; bir çocuk dünyaya geldi mi, nineler onun doğumuna ebe gibi eşlik eder, “lohusanın gözü görmez, kulağı duymaz” deyip günlerce annenin yükünü taşırdı. Genç gelin, ninelerin duasıyla toparlanır; yeni damat, dedenin bakışıyla hizaya gelirdi. Kimi zaman sert, ama her zaman derin bir saygı ve köklü bir bağlılık vardı.
O evlerde utanma duygusu, sınır duygusu çok yüksekti. Eşler kavga edecekse fısıltıyla ederdi. Çünkü içeride bir büyük vardı; kök vardı, baş vardı. O başa saygıdan, eşine de kendine de hâkim olurdu insan.
Ama şimdi…
Kökler kurudu.
Dedeler yalnızlaştı.
Neneler bakımevlerine, torunlar ekranlara terk edildi.
Aile, toprağından kopmuş bir fidana döndü. Ve rüzgârda savrulmaya başladı.
Bugün karı koca birbirini gözünün önünde ezebiliyor çünkü o güçlü bakışları yok evde.
Bugün çocuklar bir “büyüğüm” duygusunu tanımadan büyüyor, çünkü başlarını okşayacak bir el yok.
Bugün anneler, nenesiz doğum yapıyor, babalar dedesiz adam olmaya çalışıyor.
Ama köksüz yetişen hiçbir ağaç, fırtınada ayakta kalamaz.
Oysa biz, kökten geldik.
Bir dua ile sofraya oturmayı, bir göz temasıyla özür dilemeyi, bir sessizlikle affetmeyi öğreten bir medeniyetin çocuklarıyız.
Dedelerimizin secdesinde şekillenen huzurun yerine, şimdi herkesin başına buyruk olduğu bir kaos aldı.
Ve bu kaos, toplumun kalbine stres, ailelerin kalbine ayrılık olarak yerleşti.
* Ne Yapmalı?
Köklerimize dönmeliyiz.
Dede ve neneleri eve değilse de hayata geri davet etmeliyiz.
Her evde bir “yaşlı aklı” yeniden değer bulmalı.
Gençler, köklerine bakmayı öğrenmeli; yaşlılar, meyveye dua etmeli.
Unutmayalım:
* Bir ağacı ayakta tutan dalları değil, görünmeyen kökleridir.
Ve toplum da, ailesinin köküyle yaşar.

Yazarın Diğer Yazıları