Eskiler boşuna dememiş: “Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir.”
Kadının yapabileceği en güçlü şey, korkusuzca kendini ifade edebilmektir. Zira, “Dil, gönlün tercümanıdır.” Bir kadının en güçlü yanı; korkusuzca, ama incitmeden, kalbinde taşıdığı duyguyu dile getirebilmesidir. Bu, kavga etmek yahut ses yükseltmek değil; kendi hakikatini zarafetle ifade etmektir. İşte bu ifade biçimi, kadının hem kendini hem de yuvasını koruyan en büyük gücüdür.
Peki, bu güç nasıl hayata geçirilir? Bunun birkaç yolu vardır:
1. “Ben” Diliyle Konuşmak
İfade, yüreğin aynasıdır. Eğer bu ayna başkasını suçlarsa, karşısındakinin kalbi hemen kapanır. Ama duyguya odaklanırsa, o kalbi açar.
Bir kadın, kocasına öfkeyle çıkıştı:
— “Sen hep geç kalıyorsun!”
Adamın yüzü kasıldı, sözü kavgaya dönüştü.
Ertesi gün aynı kadın, yumuşak ama kararlı bir sesle şunu dedi:
— “Ben seni beklediğimde kendimi değersiz hissediyorum.”
Adam başını eğdi, bu söz kalbine dokundu. Çünkü suçlamadan değil, gönülden söylenmişti.
İşte aradaki fark, suçlamadan samimiyete geçiştir. Psikoloji buna “ben dili” der. Atalarımızın dediği gibi: “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.”
2. Net Sınırlar Koymak
Bir kadın düşün ki, her tartışmada sesi titrer, kalbi kırılır ama susar. Bir gün gücünü topladı ve dedi ki:
— “Bu şekilde bağırdığında seninle konuşmayacağım. Sakinleştiğinde konuşabiliriz.”
Ne bağırdı, ne kırdı. Sadece sınırını çizdi. Bu söz, bir kapıyı kapatmadı; aksine sağlıklı bir köprü kurdu. Çünkü “Hududu olmayan bahçe çobansız sürü gibidir.” Sınır koymak, korumaktır. Tecrübeler bize gösterir ki, sağlıklı sınırlar huzurun kapısıdır.
3. İhtiyaçları Doğrudan İfade Etmek
Kadının gücü, duygusunu içine gömüp taşlaşmasında değil; incelikle dile getirmesindedir. Yıllarca sessiz kalmış bir kadın, sonunda şunu söyleyebildiğinde özgürleşir:
— “Benim biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var.”
— “Benimle şu konuyu konuşmanı istiyorum.
İhtiyacını saklamadı, suçlamadı; sadece dile getirdi. İşte bu, ruhunu özgürleştiren bir dönüm noktasıdır. Bir başka kadın, sürekli içine atıyordu. Sonunda hastalandı.
Bir bilge boşuna dememiş: “Suyu içine hapseden baraj sonunda patlar.” Kadın duygusunu ifade ettikçe çatlamaz, aksine güçlenir. İçsel ihtiyaçları sağlıklı şekilde ifade etmek kadını hem onurlu hemde sağlıklı kılar.
4. Sorumluluğu Almak
Son olarak,insan mutluluğunu yalnızca başkasına bağlarsa, elinde kalan sadece hüzün olur. ”Güçlü ifade” sadece sözde değil, yaşamın kendisinde de tecelli eder. Kadın mutluluğunu bütünüyle başkasının omzuna yüklemez; kendi hayatını sürdürürse, eşine yük değil, yoldaş olur. : “Kendi hayatının direksiyonunu eline alan, ilişkilerinde de daha huzurlu olur.” Kendi mutluluğunun sorumluluğunu almak, ilişkileri daha dengeli kılar.
Bir kadın kendi hobilerini sürdürdüğünde, dostlarını ihmal etmediğinde, ruhunu beslediğinde yoldaşını da mutlu eder.
Psikoloji der ki: “Kendi hayatının direksiyonunu eline alan, ilişkilerinde de daha huzurlu olur.”
Sonuç: Kadının en büyük gücü; duygusunu suçlamadan, sınırını incitmeden, ihtiyacını açıkça dile getirerek ve sorumluluğunu üstlenerek ifade etmesidir. Böyle bir söz hançer değil, anahtar olur; hem eşinin kalbinin kapısını, hem de evin kapısını huzura açar.