Bir gün bir danışanım bana dedi ki:
“Hocam, artık çorap görmek istemiyorum. Ne yerde, ne koltukta, ne de sehpanın üstünde... Sanki o çoraplar bana bağırıyor: ‘Senin emeğin değersiz!’”
Gülümseyerek sordum:
“Peki eşin ne diyor?”
“O da diyor ki: ‘Ne var bunda, sadece bir çift çorap!’”
Evet… İşte evlilikteki büyük küçük farkların özeti tam burada yatıyor.
Bir taraf için “sadece bir çift çorap”, diğer taraf için “saygının testi.”
Bir evin psikolojisi çoraplardan başlar
Ev, sadece duvarlardan ibaret değildir.
Her bir köşesinde sessiz bir dil konuşur:
“Burası özenle tutuluyor.”
“Burada emek var.”
“Burada kim kimi önemsiyor?”
Evin ortasında bırakılan bir çorap, o dilde bazen şu anlama gelir:
“Senin emeğini fark etmiyorum.”
“Senin düzenini umursamıyorum.”
Elbette, çoğu erkek bunu bilinçli yapmaz.
Bazen gerçekten yorgundur.
Bazen dikkatsizdir.
Ama o küçücük hareket, kadın için sadece bir temizlik meselesi değil; duygusal bir semboldür.
Küçük şeyler büyük anlamlar taşır
Bir adam anlatmıştı:
“Eşimle çorap yüzünden yıllarca tartıştık. Sonra bir gün fark ettim ki, mesele çorap değil. Mesele, benim onun yükünü görmememdi. O gün bir karar verdim: Artık çorap yere düşmeyecek. Ya cebime koyarım, ya sepete. Küçük bir şeydi ama evimizin havası değişti.”
Gerçekten de öyledir.
Evlilikte değişim, büyük sözlerle değil; küçük farkındalıklarla olur.
Bazen bir çorap, fark edilmeyen sevgiyi hatırlatır.
Bazen bir teşekkür, yıllardır dinmeyen bir gerginliği bitirir.
Neden kadınlar çoraba takılır?
Çünkü kadınlar detaylardan duygusal mesaj okur.
Dağınık bir sehpa, tozlanmış bir masa, yere atılmış bir çorap...
Bunların her biri “beni yalnız bıraktın” mesajı gibidir.
Kadın, düzenle huzuru arasında gizli bir bağ kurar.
Ev topluysa, kalbi de derli topludur.
Ev karışık olunca, iç dünyası da karışır.
Bu yüzden çorap meselesi, aslında bir duygusal emek meselesidir.
Neden erkekler anlamaz?
Çünkü erkek, daha “sonuç odaklı” düşünür.
“Çorabı çıkardım, tamam.”
Onun için mesele bitmiştir.
Ama kadın için henüz başlamıştır:
“Nereye koydu, niye oraya koydu, kim kaldıracak?”
Erkek eylemi görür; kadın duyguyu.
Biri “yaptım” der, diğeri “beni unuttun.”
İşte bu yüzden, küçük bir çorap bile büyük bir sessizliğe yol açabilir.
Evliliğin huzuru, büyük hediyelerde değil, küçük alışkanlıklarda gizlidir.
Eşinizi seviyorsanız, yere attığınız çoraba dikkat edin.
Evinize bir “sevgi sepeti” koyun.
İçine sadece çorap değil, anlayış da atın.
Her çorapla birlikte, “bugün de senin emeğine saygı duydum” deyin.
Zamanla göreceksiniz:
Sepet doldukça tartışmalar azalacak, bir çorap, bir tebessüm sebebi olacak.
Evlilikte kimse mükemmel değil.
Ama kimse de çorap kadar küçük bir mesele yüzünden incinmemeli.
Unutmayın:
Büyük sevgiler, küçük özenlerle korunur.