Cengiz Dere / Manevi Danışman

Eşler Arasındaki 'Gıcıklık' ve 'inat'

Cengiz Dere / Manevi Danışman

Evlilikte en çok çatışma, niyetle algının birbirine karıştığı anlarda ortaya çıkar.

Bir eşin içtenlikle söylediği bir söz, diğerinin zihninde eski bir yaraya dokunur. O yaradan bir his fışkırır: “Bana yine emir veriyor, yine beni yönlendirmek istiyor.” Niyetinde bir baskı değil, paylaşma isteği var olsa bile, o, geçmişte yaşadığı bir duygusal sıkışmadan dolayı senin yönlendirmeni kontrol edilmek gibi algılıyor.

Böylece niyet sevgi olsa bile, algı savunma olur.

Eşler arasında “gıcıklık” diye adlandırdığımız durum, çoğu zaman işte bu geçmişte yaşanan ama konuşulmamış bir duygudan doğar.

Bir zamanlar eşin kendini değersiz, baskı altında ya da sürekli yanlış anlaşılmış hissetmiştir.

Sonra aradan yıllar geçse bile, aynı tonda bir söz, aynı kelime bile onu geçmişteki o duygusal noktaya taşır.

Bu noktada kişi bugünü değil, dünkü hislerini yaşar.

Ama işin güzel tarafı şu: Eğer niyet gerçekten temizse, sevgi sabırla tekrar inşa edilir.

Eşlerin yapması gereken, birbirini düzeltmeye çalışmaktan önce duygusal güveni yeniden onarmaktır.

Yani “benim niyetimi anlamıyor” demekten önce “o niyetimle ilgili hangi duyguyu hatırlıyor acaba?” diye düşünmek.

Çözüm üç adımda başlar:

Savunmaya değil, duygusuna cevap ver. “Bunu neden böyle algılıyorsun?” değil, “Galiba bu söz sana eski bir baskı hissini hatırlattı, öyle mi?” diye sor.

Yumuşak başlangıçlar yap. “Bir şey söyleyebilir miyim, yanlış anlaşılmasın diye önce niyetimi açıklayayım…” diyerek söze gir.

Birlik duygusunu hatırlat. “Ben seninle aynı taraftayım, karşısında değilim.” demek, eşin zihnindeki tehdit hissini yumuşatır.

Unutma, evlilikte büyük krizler değil, küçük yanlış anlamaların birikimi kalpleri yorar.

Oysa her yanlış anlama, doğru bir iletişimle bir yakınlaşma fırsatına dönüşebilir.

Yazarın Diğer Yazıları