Cengiz Dere / Manevi Danışman

Allah'ın Yolu

Cengiz Dere / Manevi Danışman

İnsanın hayatında en çok kullandığı kelimelerden biridir “yol”.
Sabah evden çıkarken bir yola düşer, akşam dönünce “bugün yolum uzundu” deriz.
Ama bir yol daha vardır ki, bütün yolların üstündedir: Allah’ın yolu.
Kur’an bu yolu “Sebîlullah” diye adlandırır ve tam 65 ayette ondan söz eder.
Bazen “O’nun yoluna çağırın” der,
bazen “O’nun yolunda harcayın”,
bazen de “O’nun yolundan saptıranları” uyarır.
Demek ki bu yol, sadece yürümekle değil;
yaşamakla, çağırmakla, korumakla, paylaşmakla tamamlanan bir yoldur.
1. Allah’ın yolu, insanın yaratılış yoludur.
Kur’an der ki:
“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır.” (Nahl 16:125)
Allah’ın yolu, insanın fıtratına uygun, doğasına denk düşen yoldur.
Bu yolda akıl reddedilmez, kalp unutulmaz, vicdan susturulmaz.
Çünkü bu yol, hikmetle yürünür.
Hikmet, “doğru yerde doğru olanı söylemek ve yapmak” demektir.
Yani Allah’ın yolu, ne kuru bir din anlayışıdır ne de sadece duygusal bir teslimiyet.
O, aklın ve kalbin el ele yürüdüğü yoldur.
2. Allah’ın yolu, paylaşmanın yoludur.
Kur’an, “Allah yolunda harcayın” der. (Bakara 2:195)
Buradaki harcama sadece para değildir.
Zaman, emek, dua, bilgi, hatta tebessüm bile bu yolda bir harcamadır.
Bir mümin için en bereketli yatırım, Allah yoluna koyduğu her şeydir.
Çünkü bu yolda verilen hiçbir şey kaybolmaz.
Ayet der ki:
“Allah yolunda harcanan her şeyin karşılığı, kat kat verilecektir.”
Yani bu yol, kaybederek kazanılan, vererek çoğalınan bir yoldur.
3. Allah’ın yolu, mücadele ve direniş yoludur.
Kur’an “Allah yolunda savaşanlar, öldürülenler değil dirilerdir” der. (Bakara 2:154)
Buradaki savaş, sadece kılıçla değildir.
Nefse karşı, tembelliğe, bencilliğe, zulme karşı verilen her mücadele,
“Allah yolunda bir direniştir.”
Bu yüzden Allah yolundakiler ölmezler;
bedenleri yorulsa da idealleri diri kalır.
Bu yol, kolay değildir ama değeri zorlukla ölçülür.
Kim bu yolda kalırsa, dünyada huzuru, ahirette ecri bulur.
4. Allah’ın yolu, insanları saptıranlara karşı bir duruştur.
Kur’an, defalarca şöyle der:
“Allah’ın yolundan alıkoyanlara yazıklar olsun.” (A‘râf 7:45)
Bazen bu alıkoyma, inkârla olur;
bazen de “dini yanlış tanıtma” yoluyla.
Bir mümin, Allah’ın yoluna set çeken hiçbir davranışa ortak olamaz.
Yalanla, kibirle, menfaatle kirlenen bir yol, artık Allah’ın yolu değildir.
Bu yüzden mümin, doğrulukla yolun temizliğini korur.
5. Allah’ın yolu, herkese açık bir yoldur.
Allah’ın yolu ne bir grubun ne bir ırkın yoludur.
Kur’an, “Kim Allah’a yönelirse O’nun yolundadır” der.
Bu yolda renk, cinsiyet, makam yoktur.
Yalnızca niyetin doğruluğu vardır.
Bir insan, Rabbine samimi adımlarla yürüyorsa,
nereden başlamış olduğunun önemi yoktur.
Çünkü bu yolun sonu, Allah’a çıkar.
6. Allah, kullarını bu yola nasıl çağırır?
Allah, insanları zorla değil, hikmetle çağırır.
Kur’an’da “hikmet ve güzel öğütle davet edin” denir;
demek ki Allah’ın daveti baskıyla değil, güzellikle olur.
O, kalpleri kırarak değil, kalpleri onararak çağırır.
Peygamberlerin görevi buydu:
Birer yol gösterici olmak, zorlayıcı değil davet edici olmak.
İnsan, Allah’ın yoluna sevgisiz değil; sevgiyle çağrılır.

Son Söz

Allah’ın yolu, tek çizgilik bir patika değil, her adımda ahlak, fedakârlık, merhamet ve adalet taşlarıyla örülmüş bir ışıktır.
O yolda yürüyen, bazen düşer, bazen yorulur ama hiçbir zaman yönünü kaybetmez.
Çünkü yönü Allah’tır.
Kimi bu yola malını koyar, kimi ömrünü, kimi duasını.
Ama hepsi sonunda aynı huzura varır.
Çünkü Kur’an’ın diliyle söylersek:
“Ve men yettebi‘ sebîlellâhi fe kad ihtedâ”
Kim Allah’ın yoluna uyarsa, işte o doğru yolu bulmuştur.

Yazarın Diğer Yazıları