İnsan, kelimelerle inşa eder yuvasını. Evinin duvarlarını ören harç, sadece çimento ve kum değil; ağzından dökülen dualar, niyazlar ve O'na ait olan isimlerdir. Bir eş, "Hayatım" dediği eşine, "Hayat Veren"in (el-Hayy) adını anmadan hitap ederse, o sevgi bir müddet sonra sükûtla çöker, ruhunu kaybeder. Lakin her sözünü bir besmele, her temennisini bir rahmet duvasıyla süsleyen çiftlerin yuvası, meleklere imrenilecek bir "cennet bahçesi"ne dönüşür.
Kur'an-ı Kerim, bu hakikati şöyle tasvir eder: “Kendileriyle huzur bulasınız diye size kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda sevgi (meveddet) ve merhamet var etmesi de O’nun ayetlerindendir.” (Rûm, 21)
Bu ayet, evliliği sıradan bir sözleşme değil, ilahî bir sanat eseri olarak sunar. Peki, bu sanat eserinin dokusunu nasıl koruyacağız? İşte cevap: Dilimizi, O’nun ismiyle, O’nun kelamıyla, O’nun zikriyle işleyerek…
Sabahın ilk ışığında, kapıdan çıkarken…
O’na sadece “İyi günler” demek yerine, “Allah işini rast getirsin” de. Zira O’dur Rezzâk, rızkı veren. O’dur Mukaddim, hayırlı işleri öne alan. Bu dua, sevgilini sadece gün boyu değil, tüm ömrünce Rezzâk isminin rahmetine emanet etmektir.
“Kim Allah’a tevekkül ederse, O, ona yeter.” (Talâk, 3)
Küçük bir çay ikramı, bir gülümseme, bir yardım anında…
“Sağ ol”un kısırlığına düşme. “Allah razı olsun” de. Veya daha derinini söyle: “Cezâkellâhu hayran” (Allah seni en güzel şekilde mükâfatlandırsın). Bu söz, yapılan iyiliği fani bir teşekkürle geçiştirmek değil, onu ebedî bir mükâfata dönüştürme niyazıdır. Bu, Kur'an'ın emridir:
“Yaptığınız iyiliği asla unutmayın (aranızda fazileti ihmal etmeyin).” (Bakara, 237)
Öfkenin zehrinin damarlarda dolaştığı o anî anda…
Kalbinde fırtınalar koparken, dilini “Hasbünallahu ve ni‘mel vekîl”e (Allah bize yeter. O ne güzel vekildir) kilitle. Bu söz, öfkeyi söndüren bir ab-ı hayattır. İlişkiyi yaralamaktan değil, onu Sabûr isminin şefkatiyle sarmaktır.
“Sabredin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfâl, 46)
Bir hastalık, bir dert, bir sıkıntı hâlinde…
“Geçmiş olsun”un soğuk tesellisini bırak. “Allah şâfî ismiyle şifa versin”, “Allah sabr-ı cemîl versin” de. Bu dua, derdi verenin de, devayı verecek olanın da O olduğunu bilmektir. O’dur Müşfî, şifa veren. O’dur Cebbâr, kırılan kalpleri sarıp onaran.
“Darlığın ardından Allah kolaylık verecektir.” (Talâk, 7)
Ve her vedâ anında…
“Kendine iyi bak”ın bencilliğinden sıyrıl. “Allah’a emanet ol” de. Bu, onu Hafîz isminin korumasına, Vedûd isminin sevgisine, Kerîm isminin lütfuna teslim etmektir. Bu, en büyük sevgi ve en yüce güvencedir.
Yeni evlenenlere sadece “Mutluluklar” değil, “Allah hayırla bir yastıkta kocatsın” diyelim. Bu dua, birlikteliği dünyevî bir mutluluktan öte, ebedî bir beraberlik ümidine taşır.
Gelecekten bahsederken “umarım”ın belirsizliğine düşmeyip, “inşallah”ın tevazu ve teslimiyetine sığınalım. "Hiçbir şey için 'Bunu yarın kesinlikle yapacağım' deme. Ancak, 'Allah dilerse (inşallah) yapacağım' de." (Kehf, 18/23-24)
Şu cümlelerin güzelliğine bakınız.“Allah’a ısmarladık”, “Allah'a emanet olun” “Allah işini rast getirsin” •“sübhânallah” “innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn [biz Allah'tan geldik, yine O'na döneceğiz]” “Allah razı olsun”,“Allah ne muradın varsa versin!” “Allah kolaylık versin!” “Allah zihin açıklığı versin” “Allah izin verirse”,“Allah kısmet ederse" “Allah ıslah etsin”,“Allah affetsin”, “Allah hidayet etsin” “Allah esirgesin” “Allah sonumuzu hayretsin!” “Allah’a emanet olun!” "Allah mübârek eylesin" "Allah Şifa Versin, Allah Sabır Versin"
Allah’lı sözler, sevginin köklerini semaya salan sarmaşıklardır. Ve o köklerden süzülen rahmet, o yuvayı her türlü fırtınaya karşı ayakta tutan, bereketiyle besleyen bir hayat suyu olur. إِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ "Güzel sözler O'na (Allah'a) yükselir; salih amel de onları yükseltir." (Fâtır Suresi, 10. Ayet)
Birbiriniz için ettiğiniz her "Allah"lı dua, evinizin manevi sigortası, ilişkinizin kılcal damarlarına işleyen bir rahmettir. Çünkü Allah’lı söz, sevginin kökünü derine bağlar. o da sarsılmaz bir huzur verir. Huzur; Allah’ın adıyla başlar ve Allah’ın adıyla sürer.
Son sözümüz, “Kendinize iyi bakın” değil;
“Allah’a emanet olun, O’nun isimleriyle birbirinize yar olun…”