Gelişim mutfakta başlar. ’kadın mutfakta pişer” Yuva hanımların mutfakta ki sabrı, mahareti ve iktisatlı tutumu üzerine kuruludur. Mutfak demek çok emek demek. Kalbe giden yol da mutfaktan geçer. ❤️ Mutfak ilişkilerimizin aynasıdır. Bin bir emekle saatlerini verdiğin yemek, yarım saatte yiyilip bitiriliyor. Ancak onun verdiği enerji bizi bir ömür yaşatıyor. Mutfaktan alacağımız çok hikmetli dersler var.
Mutfakta çok bekleyen nanenin yaprakları çürümeye başlar. Neden? Kökünden beslenmediği için. Nane toprağın bağrında durduğu sürece yemyeşil kalmaya devam eder. Ancak yerinden koparıldığı zaman birkaç gün sonra yaprakları çürümeye başlar. İşte insan da böyledir. Kökünü, atasını ihmal etmemelidir. Kocanızı kökünden koparmayın. Onun anne babasını, kendi anne babanızı gerektiği kadar ziyaret edin. Köküyle iletişim devam eden atasıyla akrabasıyla çevresiyle ilişkilerini kesmeyen insanlar topraktaki nane gibi terü taze kalır. Enerjili huzurlu mutlu ve bahtiyar olurlar.
Sirke durdukça güzelleşir keskinleşir. Eşler de zamanla yaşlandıkça olgunlaşır. Karakteri oturur. Tecrübe sahibi olur. Acele edip bitirmeyin zamanla istediklerinizi kocanızda göreceksiniz.
Mutfakta tüm eşyaların bir yeri var, insanlarında hayatımızdaki yeri farklı olmalıdır. Bıçağı tutup da tabakların yerine koyarsak elimizi kesebiliriz, bunun gibi insanları da hak ettiği yere koymazsak zarar verip; zarar görebiliriz. Kocamızın yeri gönlümüzün en güzel yeri olmalıdır.
Mutfakta yağlı ve kirli bulaşıkların ilk anda temizlenmesi gerekir. Üşenip bulaşıkları biriktirince ertesi güne daha çok işin çıkar ve daha çok zaman ayırman gerekecektir. Ev içi küçük tartışmalarımız da böyledir. "sorunların konuşulmayıp sürekli büyüyerek devretmesi" kalbimizi ve kafamızı doldurarak kirli bulaşıklar gibi temizlemesi zor olacaktır. Bu duyguları biriktirmeden yeri geldiğinde konuşup geride bırakmak eşimiz ile daha sağlıklı ve huzurlu olmamızı sağlar.
Mutfak da harika yemekler pişirirsin çok güzel kokular gelir. Ama bir nokta da o koku seni bunaltır. Camı açarsan ferahlarsın. Aile ilişkilerimizde de bazen camı açıp temiz hava almak gerekir. Sık boğaz ederek hem kendimizi hem de eşimizi bunaltmamak lazım. Olduğu kadarına şükür edip yola devam etmek gerekir.
Mutfağının bir kenarında bırakılan ekmek zamanla küflenir. Aynı şekilde yalnız kendi haline bırakılan eş de küf tutar. Nasıl ki yemek yaparken ara sıra karıştırmak, kendi haline bırakmamak gerekir. Kocamızı da arada bir elden geçirmek kendi haline bırakmamak gerekir. Eşimizi sevgi cümleleri ile sürekli taze tutmalıyız. Onun bizim ilgimize ihtiyacı var.
Yumurta sıcak suda katılaşırken patates yumuşar. Erkekler de farklı karakterdedir. Farklı olaylara farklı tepkiler verirler. Her erkeğin fıtratı farklı, kime nasıl davranılmalı, ne kadar sözü kaldırır, neyi kaldırmaz anlamalı. Tatlıların şerbeti gibi ayar vermek gerekir. Tam nabzını tutup şerbetini vermeli. Yoksa hamur olur; çıkar. Şerbetini tam ayarında yaptınız mı değmeyin beyinizin keyfine.
Bazı erkekler düdüklü tencere gibidir. Kocanızı yönetirken düdüklü tencereye gösterdiğiniz hassasiyeti gösteriniz. Hassas alettir. Dikkatli kullanmasan patlarlar. Süt bile kaynatılırken ısı sınırı aşınca taşıyor. Hanımlar acele etmeden sakince hareket ederseniz kocalarınızı kısık ateşte pişen kahve gibi pişirip tadını varabilirsiniz.
Mercimek çorbasının köpüğünü almanın gaz yapmasına engel olduğu gibi zaman zaman eşimizin gazının alınması gerekir. O zaman daha sakin ve anlayışlı olur. Cinsel olarak eşlerinin gazını alan hanımlar kaza yapmasına engel olurlar. Aile emniyeti için bunu ihmal etmemelidir.
Bu erkekleri en iyi eşleri bildiğinden tamir edip kullanmakta ona düşer. Ee kadın sağ eliyle beşik sallarken sol eliyle dünyayı yönetmek için yaratılmış…???? Allah’ım içimizi dışımızı bir eyle.
Kadının biri olgunlaşmamış bir avokado yemiş daha olgunlaşmadığından tadını sevmemiş diye yıllarca bir daha hiç yemeyi denememiş. Hanlar hanımlar eşinizi bir kere bir hata yapsa gözünüzden düşse bile ona şans verin. Sorun avokadoda değildi. Sadece zamanlamadaydı. Herkes ikinci şansı hak eder. Ama aynı yöntemle değil farklı şekilde yeniden denemeliyiz.
Çay demlemek bir sanattır. Çayın zamanla demlendiği gibi insanda zamanla demlenir. Erken açarsan çay oturmamış olur. Lezzetsiz olur, geç açarsan bayatlar acır. Demek ki bazı şeyleri vaktinde yapmalıyız, ne erken nede geç, erkeklerin bazısının istekleri geçince tatları da kaçar.
Mutfakta aynı bezle hem dolapları silip hem tabakları kurulayıp hem de süt süzemezsin. Kocana da hep aynı kıyafetle görünemezsin. Her odada başka kıyafet giyen hanım olursan. Evinde güller açar.
????????
Çürük meyvelerin içinde sağlam meyve olarak kalmak çok zordur. Çürükler sağlamı da çürütür. Kocamızın arkadaşlarına bakın. Onları tanıyın. Tehlike olmadan eşinizi sağlam ve erdemli bir çevreye çekmeye çalışın. Bunu hissettirmeden yapın ki tepki almayasınız.
Hayatta her (yiğit!) kadının bir kek yapışı vardır. Su aka aka kendi yolunu bulduğu gibi, siz de kek yaparken deneye deneye kendi püf noktalarınızı buldunuz. Öyle ise kocasızında denemelerine fırsat verin. Çok da müdahale edip sıkmamak gerekir, kınamamak gerekir. Rahat bırakın, rahat edin. Nitekim yoğurt mayalarken üzerini çok sararsak ekşi oluyor.
Keke baktığımızda malzemelerinin hepsi ayrı tat. Her bir malzemenin tek başına pek bir mahareti yok. Diğerleriyle bir araya gelince anlam kazanıyor. Lezzetli bir kek oluyor. Hayat da eşimizle birlikte hareket edince anlamlı ve güzel. Evli kişiler tek imiş gibi hareket etmemeli karı koca her işte beraber hareket etmelidir.
Bir tepsi keki düşük ısıda pişince güzel kabarır. Ancak fırını vaktinden önce açarsan kek olgunlaşıp kıvam tutmaz. Çok bekletirsen yakarsın. İnsanlar da öyle yavaş yavaş olgunlaşır. Ancak dışarıdan vakitsiz edilen müdahalelerle düzenleri bozulur. Kek tepsisinin dibini yağlamazsan yapışır, yağlaması iyi olursa çok güzel şeklini bozmadan kalıptan çıkarırsın. Kocanın her işine müdahale etme. Kocana ne söylediğin değil bazen nasıl söylediğin daha önemlidir.
Bazen olmayacağını gördüğün şey için boşa çabalamak çatalla çorba içmek gibidir. Boşa kürek çekmektir. Eşinizin tüm davranışların değiştirmeye kalkışmak böyledir. Yemeğe tuz fazla katarsınız tadı bozulur, tuzlu olur. Bazı şeyleri fazla istemek zarar verir.
Dibine tutmuş tencereyi ıslatıp bekletirseniz dibindeki yanık artıkları kolaylıkla gider. Bazı problemleri hemen çözmeye kalkarsanız çözme yerine daha çok alevlendirebilirsiniz. Zamana bırakmak iyidir.