Ergen çocuklara yaklaşımda “yandaş yöntemi”ni kullanmak, yani onların yanında duran, onları dışlamadan, suçlamadan, anlayan ve birlikte çözüm arayan bir tutum sergilemek, oldukça etkili bir yaklaşımdır.
Aşağıda bu yaklaşımın temel taşlarını bu unsurlara dayanarak açıklayan *"Yandaş Yaklaşım Modeli"*ni bulacaksınız:
Ergenlikte Kimlik Arayışı ve Bağımsızlık İhtiyacı fıtridir.
Ergenlik, bireyin kimliğini bulma, bağımsız olma, düşünsel özgürlük kazanma ve aidiyet kurma çabası içinde olduğu kritik bir dönemdir.
Psikolog Erik Erikson’a göre bu dönemin temel çatışması "kimlik kazanımı vs. rol karmaşası"dır.
Bu dönemde ebeveynin eleştirel değil, eşlik eden, destek olan, ama yönlendirici bir rol üstlenmesi kimlik gelişimini olumlu etkiler.
Yandaş yaklaşım: Çocuğa “seninleyim, birlikte düşünebiliriz” mesajı verir. Bu güven oluşturur, karşı durmaya değil birlikte çözüm üretmeye yöneltir.
Kur’an-ı Kerim’de
“Onlara güzel söz söyleyin.” (Bakara, 83)
– Ergen çocuklarla konuşurken yumuşak, anlayışlı, yargılamayan bir dil kullanmak önemlidir.
“Şura ile iş gör.” (Al-i İmran, 159)
– Kararları onlarla istişare ederek almak (örneğin kural koyarken fikirlerini sormak) onları ciddiye aldığımızı gösterir.
“Sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer katı yürekli olsaydın etrafından dağılır giderlerdi.” (Al-i İmran, 159)
– Hz. Peygamber’in davranış modeli, gençlerle ilişkide de örnektir: yumuşak, anlayışlı, sabırlı.
Hadislerden:
"Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin." (Buhari, İlim, 11)
– Ergenle ilişki kurarken yasaklayıcı değil kolaylaştırıcı olun. Birlikte yol bulun.
“Çocuklarınıza güzel davranın ve onları güzelce terbiye edin.” (İbn Mace, Edeb, 3)
– Sevgi dolu ve bilinçli bir yaklaşım hem eğitim hem ilişki açısından temeldir.
Atasözlerimizde
“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” → Ergenlikte dilin tonu ve içeriği çok önemlidir.
“Ne ekersen, onu biçersin.” → Saygı ve anlayış gösterilen çocuk, zamanla aynı şekilde karşılık verir.
“Ağaç yaş iken eğilir.” → Rehberlik bu dönemde özellikle kıymetlidir ama zorlamadan yapılmalıdır.
Bilimsel Bulgular da bu sonucu bize verir
a. Ayna Nöronlar Kuramı:
Çocuklar, özellikle ergenler, duyguları sözcüklerden çok davranışlar yoluyla öğrenir. Anne-babanın yaklaşımı doğrudan model olur. Sakinlik, hoşgörü ve dürüstlük bulaşıcıdır.
b. Beyin Gelişimi:
Ergenlik döneminde ön beyin (prefrontal korteks) tam gelişmemiştir. Bu da onların düşünmeden hareket etmelerine, duygusal tepkiler vermelerine neden olabilir.
– Bu nedenle, öfkeye öfkeyle karşılık vermek yerine, yumuşak ve kararlı bir tutum, beyin gelişimini olumlu etkiler.
c. “Güvenli Bağlanma” Araştırmaları:
Çocukla kurulan duygusal güven bağı, onun psikolojik sağlamlığını ve özgüvenini artırır. Bu bağ, eleştiriden çok destekle güçlenir.
YANDAŞ YAKLAŞIM ADIMLARI
Y – Yanında olduğunu hissettir
– “Seninleyim, bu süreci birlikte aşabiliriz.” gibi cümlelerle duygusal destek ver.
A – Anlamaya çalış, yargılama
– Önce dinle, tepki vermeden sorular sor. “Bana bu senin için nasıl hissettirdi, anlatır mısın?” gibi.
N – Niyetini açıkla, gizli ajanda kurma
– “Sana karışmak için değil, sana yardımcı olmak istiyorum.” gibi samimi cümleler kullan.
D – Destek ver ama çözümü dikte etme
– Alternatifleri sun, ama seçimi ona bırak.
A – Adım adım ilerle, sabırlı ol
– Değişim hemen olmaz. Sabırla tekrar et.
Ş – Şefkatli ol, eleştiri yerine cesaret ver
– “Bunu fark edebilmen çok güzel, bu senin gelişiminin bir göstergesi.” gibi geri bildirimler kullan.
Uygulamalı Örnek
Durum: Çocuk sosyal medyada çok vakit geçiriyor ve derslerine ilgisiz.
Yandaş yaklaşım:
“Fark ediyorum ki son zamanlarda telefonla daha çok vakit geçiriyorsun. Bu seni mutlu ediyor mu gerçekten?”
“Ben de zaman zaman dikkatimi toplayamıyorum. Gel birlikte nasıl daha iyi plan yapabileceğimizi konuşalım.”
“Sana güveniyorum. Bu konuda sorumluluk alabileceğini biliyorum.”
Netice olarak..
Ergenlik, bireyin hem kendini bulmaya çalıştığı hem de çevresinden anlaşıldığını hissetmeye en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemdir. Bu hassas süreçte çocuklarımızı karşıya değil, yanımıza alarak; onları dışlamadan, yargılamadan ve baskılamadan destekleyici bir tutumla yaklaşmak, onların kişilik gelişimine en büyük katkıyı sağlar. Yandaş yaklaşımı, hem psikolojik ihtiyaçlara uygunluğu hem de Kur’an-ı Kerim, hadisler, atasözleri ve bilimsel araştırmalarla desteklenmiş sağlam bir zemine dayanması bakımından son derece etkili bir yöntemdir.
Unutulmamalıdır ki; rehberlik etmek, kontrol etmekten farklıdır. Sevgiyle kurulan bağ, anlayışla beslenen iletişim ve birlikte yürünecek yolculuk, ergenlik sürecini bir çatışma değil, bir gelişim fırsatına dönüştürebilir. Bu yolculukta ebeveyn olarak bizim en büyük gücümüz, çocuğumuzun "karşısında değil, yanında" olmayı seçmemizdir,