"Her şey aile ağacımızı sevmekle başlar.” Beşikten mezara kadar aileye muhtacız. Dünyaya onunla geldik. Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle beraberdir. Aile hayat kaynağımızdır. Ve yine varlığımızı da sürdürecek gelecek damarımızdır.
Birey aile içinde bir ağaç gibi yaş iken eğilir ya da doğrulur. Köklerini aldığımız aile bize olumlu ve bilgece bir rehberlik yapmışsa zamanında bize vermesi gerekeni vermişse köklerimiz sağlam olacak hayatın şiddetle esen imtihan rüzgarları bizi boşluğa savurmayacaktır.
Zira her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecinde zaman çok önemlidir. Zamanında yapılmayan aşı vücuda fayda vermez. Kaoslarda, krizlerde, psikolojik buhranlarda inleyen bireylere bakın, hep cahilce yaşayan ailelerin sorunlu neticeleridir. Anne babasının kavgasını duymamak için sokağa düşmüş ve eroin bağımsı Ali’nin hıçkırıkları hala kulağımdadır.
Herkes bilir ki iş işten geçtikten sonra, çocuklarımız kalıp bağladıktan sonra eğitemeyiz. Niye? Çünkü “yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez.” "Yaşlı kurda da yol gösterilmez.”
Aile mahremiyetini gizli tutmak için çok çaba sarf etmeliyiz. Düşen ağaca balta vuran çok olur. Sırlarınızı en yakın akrabalarınız dahi olsa dışarı vermeyin. Ya üzersiniz ya da size müdahaleye zemin hazırlarsınız. İkisi de tehlikelidir. Onun için düşmemeye dikkat etmek gerek; güçlüyken gölgene sığınanlar düşerken baltayı alıp sana koşarlar. Düşmeye gör… Tekmeyi hiç ummadığın yerden yiyebilirsin…
Neden? Çünkü İç düşman daha tehlikelidir. Dişi kıran pirince en çok benzeyen beyaz taştır. Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı, yine bizdendir. Her zaman dış düşmandan korkmayın. Sizin gibi görünüp size hainlik edecek insanlara dikkat edin.
İyi niyetli olun. Ama iyi niyetinizin kurbanı olmayın. İyi niyetinizi suistimal edecek yakın çevrenize karşı daha çok dikkatli olun. Anneniz bile bilmeden veya cahilliğinin eseri olarak aile hayatınızı darmadağın edebilir. Örneklerini mi istiyorsun. Şöyle bir komşu çevrene kulak ver. Her gün gül gibi evladının ailesini çapsız ve ihtiraslı müdahaleleri ile dağıtan pek çok cahil anne göreceksin. Annesinin cahilce yönlendirmeleri ile tertemiz eşinden boşanan Zeliha iki çocuğu ile perişan olurken hayatın zorlu sokaklarında, bir ağacın gölgesini bile bulmadığı zamanlarda annesine lanet okuması hiç kulağımdan çıkmıyor.
Ne gerek var! Kavganızı annenize anlatıyorsunuz. Siz akşam yatağınızda barış ve esenlik içinde uyurken, onlar hala sizin kavganızın devam ettiğini düşünerek gözyaşı ile hayatlarını zehir ederek yaşıyor olacaklar. Onlara haksızlık etmeyin. Kavganızı onlara yansıtmayın.
Büyük adamlar büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük adam olurlar. İnsanı geliştiren mükemmelleştiren zorluklardır. Mutlu aileler sabır ile, metanetle hayata tutundukları zaman güzel ve umut veren çocuklar yetiştirirler. Çünkü “Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir” Büyük badirelere dayanmış bünyelerden zorlukları yenecek karakterde aşılanmış kahramanlar yetişir. Onlar engelleri fırsat bilir. Zira uçurtma rüzgâr engelini aşmak için yükseğe çıkar.
Eşler büyük ve köklü olmak istiyorlarsa anne babasına, dede ninesine, kayın ana kayın babasına tam bir sosyal bağ ile bağlanmalıdır. Bir ağaç tüm gücünü kökten alır. Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar. Kökleri zayıf olan büyüklüğü taşıyamaz. Onun için kökümüze sahip çıkmalıyız. Kökünü unutan ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Ecdadımızı yok sayar ya da unutursak veya unutturulursak nasıl geleceği inşa edebiliriz? Kökü olmayan her rüzgârda savrulup yok olma tehlikesi içindedir. Hasta bir gelecek sahibi olmak istemiyorsak kökümüze sarılalım. Şifa orada…
Çocuk hayata hayat katmaktır. Çocuk sahibi olun; yetiştirebileceğiniz kadar çocuk sahibi olun. Ağaç yapraklarıyla gürler. Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur; onlarla tamamlanır. Onlarla varlığını hissettirir. Çocuk dünya hayatının meyvesi ve güzelliğidir. Dal budak veren meyveye duran ağaçtan hayat fışkırır. Tüm canlılar hayır bulur.
Eşler olarak bizim görevimiz uyum içinde hayat nehrinde strese girmeden yüzmektir. Tabiatta hiçbir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım diye düşünmez. Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırlıca yaparlar. Sonra bahar gelir ve neşe içinde meyveye dururlar. Bizde sessizce, hakkıyla ve sabırla işimizi yaparsak, güzel ve mutlu gelecek bizim olacaktır. Güzel bir sabırla baharın gelmesini bekle...
Aile başarılarını çok dillendirme. Bilgili, becerikli, başarılı insanlara haset eden çok olur. Hasetçinin hasedinden Allaha sığınmak lazım. Zararını gören çok olmuştur. Bir işe yaramayan, yeteneksiz, kişiliksiz, silik insanların hasedi çok kuvvetlidir. Başarılı insanlar atılacak taşlara mukavemet edemezlerse başarılarını sürdüremezler. Eşinin başarı hikayelerini dostlarına bile anlatma. Meyve olan ağacı taşlarlar. Haset dolu kadınlar kocanı kaşlarlar. Sonra mahzun ve kaybetmiş şekilde kalakalırsın da iş işten geçmiş olur. Eşini on yıllık arkadaşına kaptıran Hülyaların ağlayışlarını siz de duymuşsunuzdur.
Her ağaç kendi toprağında büyür. Her insan kendi örfünde kendi mahallesinde mutlu olur. Çevrenden çok uzağa gitme. Çocuklarını kaybedersin. Aile birlikteliğin darmadağın olur. Ne kök kalır. Ne birlik. Kızın davulcuya gider. Oğlun zurnacının kızı ile evlenir. İnsan ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider.
Aile ağacımızı sulayalım. Büyütelim. Bu ağaç gür ve güzel olursa toplum ormanımız güzel olacak, hayat nehirleri usul usul akacak, rengârenk bülbüller gül dallarında şakıyacaktır.
Yorumlar 2
Ali 30 Nisan 2023 11:27
Evet ağaç yaşken eğriler,doğru kızını davulcuya ve oğlunu zurnacıyla evlendirilmesi gibi durum ortaya çıkar...Ellerine sağlık...
Güneş 30 Nisan 2023 04:36
Çok güzel olmuş.