Cafer Çelik

İsraf ve Şükür

Cafer Çelik

İsraf, bir nimeti ihtiyaçtan fazla kullanarak heder etmek, harcamak, bir faydalı işe kullanmadan geçirmektir. Her şey, zaman, sağlık, imkan, kabiliyet, makam, maddiyet, güç, kuvvet vb. şeylerin hepsi nimettir. Kıymeti bilinmeli, faydalı ve hayırlı olarak, israf etmeden değerlendirilmelidir. Her nimetin değerlendirilmesinde, nimeti nasip edene şükür edilmeli, Onun emir ve yasaklarına uyulmalıdır.

Şükür, nimeti ihsan edene sonsuz memnuniyeti arz ederek, esasına uygun olarak kullanmaktır. Nimetlere şükür edilirse nimetler artırılır, bereketlendirilir. Şükürsüz nimet nankörce israf edilir. İsraf eden nankörün nimetlerinde bereket azalır, çoğu zaman nimetlerden mahrum edilir. Ayrıca mesul olur, sorguya çekilir. ”Verilen her nimetten sorguya çekileceksin”

Yaşanmış bir olay: Yer Adıyaman merkez köylerinden Horraf köyü, arazilerin çoğu kendine ait, dere boyu değirmenleri, geniş üzüm bağları var. Duyduğu en iyi atları, itleri, tazıları çok paralar verip, alır, besletir. Tazı ve köpekleriyle sık, sık yazıya çıkar, tazı yakalar, köpekler parçalar avları yer, ağa atla bunları izlermiş. Evini en iyi, fiyatı yüksek kokular karıştırarak yapılan kireçlerle badana ettirirmiş. Bir sepet üzümden bir tane alır, kalanını attırırmış, her şeyi benzeri şekilde kullanır, israf edermiş. Köylüler daha çok şeyler anlatırlardı. 

İmkanlar dedelerinden kalma. Bitmez sandığı imkanlar azalmaya başlamış, değil keyfi harcamaya, ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma gelmiş, önce pekmez yapımında kullandırdığı kazanları, pekmez kapları olarak kullandırdığı küpleri, benzeri ev eşyalarını satmaya başlamış. Önce susuz arazileri, sonra sulu arazileri, değirmenleri satmış, en sonunda evini de satarak köyden ayrılmış, Besni tarafında bulunan kayınlarına sığınmış,10-15 keçi otlatarak yaşamaya çalışır duruma düşmüş.

Yaratan, çoklukla da yoklukla da yarattıklarını karşılaştırır. Dünya imtihan dünyasıdır. Her durumda insanı dener. Emrine, yasasına uygun hal ve hareketlerle yaşamını devam ettirenler kazançlı; nefsine, hissine, keyfine, heva ve hevesine uyanlar zararlı çıkarlar. Çoğu zaman dünyada zelil olur, ahirette de ceza göreceklerdir. Dünya hayatı geçici, kısa; ahiret hayatı ebedidir. Dünyanın lezzeti de eziyeti de geçicidir. Geçici lezzetlere dalıp, ebedi eza, ceza, mükafattan gafil yaşamamalıdır.

Allah, bizleri insan olarak, İslam’dan haberdar bir toplum içinde dünyaya gelmemizi ihsan buyurmuş. Çoğumuz bu ihsanın kıymetini bilemiyor, şükrünü eda etmeye çalışmıyoruz. İlahi esaslarda insana yakışmayan haller bildirilmiş, yasaklanmış; insanı üstün kılan haller emir ve tavsiye edilmiştir. İnsan bu esasları bilir, inanır, uyar, uygularsa insanlaşacak, dünyada huzurlu olacak, sonsuz ahiret hayatında saadete erecektir. Şeklen insanlıktan, ismen Müslümanlıktan kurtulacak, hakiki insan, Müslüman olacak, İslam’ı yanlış tanınmaktan korunacak, insanlığa örnek olacak, nice gafil-kafir olanların İslam’a yönelmesine sebep olacaktır. Gerçeğe yönelişle İslam’ı yanlış tanıtma mesuliyetinden kurtulacak, gerçek insanlık, Müslümanlık örneği olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları