24 Ocak depreminin ardından 2.5 yıl geçti.
Her ne kadar depremin merkez üssü Elazığ’ın Sivrice ilçesi olsa da, Malatya’da hasar gören bina sayısı Elazığ’dan fazlaydı.
Türkiye, 24 Ocak depreminin bıraktığı yaraları sarma konusunda gerçekten örnek bir tablo ortaya koydu.
Bu konuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum her türlü takdiri hak ediyor.
Ancak…
Yerel yönetimler Malatya’yı yeniden imar etme fırsatını değerlendiremediler, “Kira geliri baronlarına” boyun eğdiler.
O kadar…
***
24 Ocak depreminin ardından 2.5 yıl geçti ve “orta hasarlı” binaların şimdiye kadar ya güçlendirilmiş olması, yada yıkılması gerekiyordu.
Kimin umurunda?
Hasar raporundan dolayı binanın üstü boşaltılmış, ama altında kiraya verilmiş dükkan var diye yaklaşmaktan korkuyor.
Yıkılması gereken binalar ana caddede olduğu için sahiplerinden korkuyorlar, yaklaşamıyorlar.
Kira geliri baronlarından korkuluyor…
Sadece Battalgazi bölgesinde 120 tane YIKILMASI GEREKEN BİNADAN bahsediliyor ve bu binaların büyük bir bölümü ŞEHİR MERKEZİNDE.
Görünen tablo bu…
***
Yıkılması gerekirken bekletilen binalar olası bir durumda yıkılırsa bunun hesabını kim verecek?
Olası bir yıkımda can kaybı olursa, bu cinayet mi olur, kaza mı?
Evet, cevapları alalım?
Bugün siyasi güç kullandırarak binasının yıkımını bekleten, ancak yarın olası ölümlü bir durumda kira geliri baronları kendilerini kurtarmak için; “Raporunuz vardı yıksaydınız, kepçeyi getirdiniz de ben mi engelledim” derse adam haklı çıkar. Şahsi menfaatlerini toplumun menfaatlerinin üzerinde tutan insanlar her türlü yalanı söyleyebilirler, çünkü mayaları bunu gerektirir.
***
Anlayana ve anlamak isteyenlere önemle duyurulur;
Mezarlar sadece şehir mezarlığında değildir.
Sağlam yapılmamış her bina bir toplu mezardır.
Bu hasarlı binalarını yıktırmayanlar kendilerini birer mezarlık bekçisi yerine koyduğunu unutmasın.
O kadar…