Bilal Durman

Tel Aviv'den Tel Dleká'ya Siyonist Mitolojinin Çöküşü

Bilal Durman

Her isim bir iddia taşır. Her kavram, dünyayı belli bir şekilde anlamanın ve sunmanın aracıdır. Devletler de şehirlerini adlandırırken yalnızca coğrafi değil, ideolojik ve tarihsel bir kurguya da başvururlar. O isim, geçmişin meşruiyetini ve geleceğin tasarımını birlikte taşır.

Tel Aviv de böylesi bir kurgunun ürünüdür.

İbranice’de “Tel”, geçmişin katman katman biriktiği höyük,tepe  demektir. “Aviv” ise bahar, diriliş, yeniden doğuş… Bu iki kelime birleştiğinde yalnızca bir yer adı değil, bir ideolojik tahayyül ortaya çıkar: “Geçmişin üstüne kurulan yeni bir hayat.”

Tel Aviv ismi, Theodor Herzl’in “Altneuland” (Eski-Yeni Ülke) adlı ütopyasının İbranice karşılığıdır. Sadece bir şehir değil, Siyonist mitolojinin ve modernleşme vaadinin vitrini olarak tasarlanmıştır. 20. yüzyılın başında, Osmanlı’dan gasp edilen ve asırlardır İslam’la yoğrulmuş Filistin topraklarında, Batı’nın camdan kuleleriyle bir düş inşa edilmeye çalışıldı. Kudüs’ün maneviyatına karşı sekülerlik, tarihî derinliğe karşı çelik ve beton, vahyin izine karşı dijital çağın veri tabanı dikildi.

Tel Aviv bir şehirdi, ama aynı zamanda bir anlatıydı.
Ve her anlatı gibi, hakikatle  yüzleştiğinde çatlamaya mahkûmdu.

Kuruluşundan itibaren bölgeye vaat ettiği baharı bir türlü getiremedi. Tam aksine, bu bahar vaadi bölgeye kan, gözyaşı ve yıkım taşıdı. İsrail’in işgal politikaları, Filistin halkının sistematik bir şekilde topraksızlaştırılması ve her gün yeniden üretilen adaletsizlikler, Ortadoğu’yu bir yangın yerine çevirdi.

Bu yangın, 7 Ekim 2023’te başlayan Aksa Tufanı ile zirveye ulaştı. Ardından gelen süreç, Tel Aviv’in üzerine kara bir kış gibi çöktü. Nihayetinde İran’dan havalanan füzeler, tam da bu “baharın tepesine” isabet etti.

Bugün Tel Aviv, isminin temsil ettiği baharı değil, bir yangını yaşıyor.
O artık bir ütopyanın değil, bir felaketin adı.

Füzelerle aydınlanan gökyüzü, sirenlerin hiç susmadığı sokaklar, alevlerin sardığı caddeler... Bu şehir artık "Aviv"in tazeliğini değil, yangının dehşetini temsil ediyor. Kuruntularla kurulan Siyonist rüya, hakikatin yangınıyla sarsılıyor.ı

Bu şehir hâlâ Tel Aviv mi? Hayır.
Bugünün diliyle, bu şehrin adı artık Tel Dleká olmalı.
“Yangın Tepesi.”

Bu ad yalnızca olanı tarif etmiyor, aynı zamanda bir devrin sona erdiğini de ilan ediyor.. Bir ifsad projesi, kendi külleri arasında kayboluyor. Elhamdülillah.

Ve şimdi, bütün Müslümanlara düşen;
Bu yangına körükle gitmektir..

Yazarın Diğer Yazıları