
Depremi fırsata çevirmek
Ali Yiğit
06 Şubat depreminin üzerinden dört ay geçti.
Zor günleri yavaş yavaş geride bırakıp normal hayata dönmeye çalışıyoruz.
Depremin yaşandığı bütün illerde mi yoksa sadece bizim şehirde mi fırsatçılar var bilemiyorum.
Gördüğüm ve yaşadıklarım üzerinden yola çıkacak olursak deprem sonrasını fırsata çevirenlerin kol gezdiği zaman dilimini yaşıyoruz.
Ticaret ahlakı yerlerde, haksız kazanç zirvede, kim neye tutturursa.
Abi adam sıkışmış mecbur alacak, mecbur yaptıracak. Başı dara düşene yardımcı olmayı heybesinde unutanların devrini yaşamak ne acı.
Dur satma, al ihtiyacını gider” demek yerine yok pahasına alıp “Abi adam sıkışmış, bedavaya aldım” diye hava atılan, üstelik de bu konuşmanın hiç yadırganmayıp övgü gördüğü yere dönüştüyse çevreniz, birilerini zarar ettirip kazanç artırmanın adı iş hayatı olmuşsa bunu yapan da uyanık ve girişimci olarak görülüyorsa, dostluklar ve arkadaşlıklar menfaat ilişkileriyle yürüyorsa orası yangın yerine dönmüştür.
Yangın yerine dönmüş yerdeyiz ve biz il dışına gidenleri tekrar dönmeleri için çağrı üstüne çağrı yapıyoruz.
Elini taşın altına koymayı üzerine almayıp ahkam kesenlere ne demeli?
Deprem öncesi 2000 TL ye kiraya verdiği evin kirasını 8- 10 bin TL ye çıkartmanın adını enflasyon koymuşlar.
Yok yok bunun adı enflasyon değil düpedüz fırsatçılıktır.
Deprem sonrası enflasyon yüzde kaç arttı ki ev ve işyeri kiraları yüzde 300-400'lere varan artış göstermekte.
Deprem öncesinde 50 bin TL kirası olan bir işyeri deprem sonrasında 200 bin TL ile kiraya verilmenin adını ne koyacaksınız.
Abi adam mecbur tutacak..
Mecburiyeti fırsata çevirmenin ne ahlaki, ne hakkaniyeti vardır.
Bunun adı düpedüz fırsatçılıktır.
Sanırım bizim deprem merhametimiz üç gün sürüyor. Üç gün sonrası tamamen dünyevileşmek arzusu.
Doksan saniyede bütün mal varlığını kaybetmenin yaşandığı depremi ne çabukta unutuyoruz.
Emanetçi olduğumuzu hatırlatan ilahi ikazı çoktan unutmuşa benziyoruz.
İnsan insanın kurdudur der Thomas Hobbes.
İstemeden kulak misafiri oldum yan masada oturan ev sahibi ile kiracının konuşmasına.
Ev sahibi: halen 2000 TL ye oturuyorsun senin karşındaki daireyi 9000 bin TL ye kiraya vermişler.
Kiracı: Sami amca istediğiniz kirayı vermem mümkün değil aldığım maaş belli.
Ev sahibi ben anlamam ya çıkarsın yada istediğimi kirayı verirsin diyerek telefonu kapattı.
Gayri ihtiyari olarak sordum. Amca bu istediğiniz kira hakkaniyete sığıyor mu deyince.
Enflasyonu bahane etti.
Bunun adı enflasyon değil düpedüz fırsatçılıktır. Fırsatçılıktaki kazancın helal olduğunu söylemek mümkün mü?
Ya ev tamiratları için istenen uçuk rakamlar.
Abi yevmiye 1000-1500 TL arası diyor.
Yahu ne ara yevmiyeler bu kadar yükseldi.
Bir sifon ve su saati değişimine 1500 TL isteyince malzemeli malzemesiz mi dedim. Abi malzeme senden tabi ki dedi.
Bir saatlik el emeği işçiliği 1500 TL bence bunun adı depremzedenin depremzedeye zulmüdür.
Başkaca bir izahı yoktur.
Kim dur diyecek fahiş kiralara..
İktidar seçim sonrasında somut adımlar atılacağını beyan etmekte.
Somut adımlardan kasıt ne olacak.
Örneğin tavan fiyat uygulamasına geçilecek mi?
Yüzde 25 artış 1 yıl uzatıldı uzatılmasına bunun takibi nasıl olacak.
Bölge bölge tavan fiyat uygulamasına geçilmeli.
Mesela 3500-4000 üç artı birler için 4500-5000 dört artı birler için olabilir ve bu fiyat üzerinden yapılacak sözleşme ile % 25 yıllık artış olabilir.