
Tribünlerde Umut, Sahada Gelecek
Abdullah Ergün
Bazen bir maç, sadece bir maç değildir. Tribünlerden yükselen coşku, bir şehrin yeniden ayağa kalkışının simgesi olabilir. Malatya’nın Danimarka ile oynanan milli maça ev sahipliği işte tam da böyle bir anlam taşıyordu.
Günler öncesinden sokaklarda esmeye başlayan heyecan, karşılaşma günü tarifsiz bir coşkuya dönüştü. “Acaba salon dolar mı?” diye soranların endişesi boşa çıktı. Malatya, tribünleri de, gönülleri de doldurdu. O gün sadece voleybol oynamadık; umutlarımızı, birlikteliğimizi, geleceğe dair inancımızı sahaya sürdük.
Milli takımımıza verilen destek, sadece bir ev sahipliğinin ötesindeydi. Malatya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sami Er’in forma giyip tribünlerdeki yerini alması, maç öncesi ve sonrası yapılan etkinlikler ve maçtan önce iki takım kaptanına verdiği hediyeler özellikle Danimarka cephesinde büyük ilgi gördü. Tüm bunlar, bu şehrin misafirperverliğinin yanında, sporu ne kadar sahiplendiğini de ortaya koydu. Ama asıl önemlisi, bu maçın bize hatırlattığı büyük gerçeği görmemiz: Spor, yalnızca bir oyun değil; gençlerimizi kötülüklerden koruyan bir sığınaktır.
Bugün Malatya’nın ihtiyacı olan şey, sadece yeniden yapılan binalar değil. Depremle sarsılan bu şehir, aynı zamanda kalplerimizi ve toplumsal yapımızı onaracak değerlere muhtaç. Sanatın, kültürün ve sporun olduğu yerde kötü alışkanlıkların barınması çok daha zordur. Sanat Sokağı’nda günün her saatinde yaşanan hareketliliğin bütün şehre yayılması, yaz spor okullarının çoğaltılması, çocukların top peşinde koşarken yüzlerinden yayılan gülümseme… İşte bütün bunlar geleceğin en sağlam temelleri olacak.
Ve unutmayalım ki; Filenin Sultanları yıllardır bu ülkeye umut, coşku ve ilham verdi. Onların başarıları, genç kızlarımıza cesaret oldu; sporun sadece bir uğraş değil, bir yaşam biçimi olduğunu gösterdi. Şimdi Malatya’da tribünleri dolduran coşku, aynı zamanda bu ruhun da devamı niteliğinde. Filenin Efeleri’nin zaferi ile Malatya’nın voleyboldaki gururu Filenin Prensesleri’nin varlığı birleştiğinde, maçın kendisi kadar özel bir tablo ortaya çıktı. Şehrin spordaki bu güçlü görüntüsünü daha bilinçli ve daha etkin kullanmak zorundayız. Çünkü işte o zaman sporun gerçek anlamı ortaya çıkacaktır: Hepimizi aynı hedefte, aynı heyecanda buluşturmak.
Eğer sporu ve sanatı hayatın merkezine koyabilirsek, adliye haberlerinin yerini başarı ve çocuklarıyla gurur duyan anne babalar alacak. Daha dinamik ve her alanda örnek sayılacak bireyler ortaya çıkacaktır. Eğer gençlerimizi doğru yönlendirebilirsek, kentin karanlık sokakları yerini aydınlık tribünlere bırakacak. O gün geldiğinde, Başkan Sami Er’in milli takım formasıyla yüzünde oluşan gülümseme yalnızca bir fotoğraf karesi olarak kalmayacak; şehrin değişen kaderinin de bir simgesi olacak.
Malatya’nın geleceği için atılacak en büyük adım, umutlarımızı diri tutmak. Çünkü biz biliyoruz ki; sporun ve sanatın olduğu yerde yalnızca başarı değil, huzur da yeşerir. Ve işte o zaman, Malatya daha güzel, daha mutlu, daha güçlü bir şehir olacaktır.