Doğrularla Yanlışlar Arasında Bir Takım
Abdullah Ergün
Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü, ligde yer alan takımları şaşırtmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta deplasmanda alınan Niğde Belediyespor galibiyeti, herkesin içine bir nebze de olsa umut serpmişti. Üst sıralarda taşların yerinden oynadığı bir haftada gelen o galibiyet, “Acaba bu kez istikrar mı geliyor?” sorusunu akıllara getirmişti.
Ne var ki futbolun güzelliği kadar acımasız yanı da bu: Bir hafta zirveye göz kırparken, diğer hafta yeniden hayal kırıklığının eşiğine gelebiliyorsunuz. Nitekim Hacettepe karşısında yaşananlar da tam olarak bunu gösterdi.
Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü maça kontrollü bir anlayışla başladı. Oyunu oturtmak, pas trafiğini kurmak ve pozisyon vermeden sabırlı bir şekilde gol aramak planı… Her şey kâğıt üzerinde doğruydu. Ancak futbol sahada oynanıyor ve orada planlar bazen tek bir top vuruşuyla çöpe gidebiliyor. Yakup Alkan’ın orta sahadan, kaleci Eren Bilen’in önde olduğunu görüp ağlara gönderdiği o gol, maçın tüm dengesini altüst etti. Kontrollü oyun bir anda paniğe, sabır ise telaşa dönüştü.
Aslında bu tablo, MalatyaYeşilyurt Spor Kulübünün sezon boyunca yaşadığı hikâyenin bir özeti gibi. Futbolun doğrularını yapmaya niyetli ama bunu 90 dakikaya yaymakta zorlanan bir takım var sahada. Bazen ilk yarıda doğruyu oynuyor, ikinci yarıda dağılıyor. Bazen deplasmanda cesur, evinde tedirgin. Bu iniş çıkışlı grafik, puan tablosuna da birebir yansıyor.
Golün ardından yaşanan panik ortamı, konuk ekibin daha net pozisyonlara girmesine neden oldu.
Orta sahada her zaman olduğu gibi istikrarlı performansını sürdüren Yunus Emre Aydemir, bu maçta da dikkat çeken isimlerden biriydi. Konuk ekibin maç öncesi analizinde, ona yapılacak baskının ön planda olduğu belli oluyordu; nitekim Yunus Emre ilk topla buluştuğu anda bunu hissetti.
Mustafa Yılmaz’ın kısa çalımlarla kenardan içeri kat etmesi, Muhammed Öztürk’ün pozisyon alma düşüncesinin bir yansımasıydı.
İkinci yarıda maçı çevirmek için risk alan Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü, kalesinde pozisyonlar vermesine rağmen oyunu kendi lehine çevirmeyi başardı. Ancak geriye düşen Hacettepe, bu kez maçın başındaki panik ortamına girmeden daha kontrollü bir şekilde rakip yarı sahaya gitmeye başladı. Savunma–orta saha bağlantısında yaşanan kopukluk, Malatya Yeşilyurt Spor Kulübünün art arda iki gol birden yemesine neden oldu.
Yaşanan teknik direktör değişikliğinin takım üzerinde beklenen etkiyi yaratmadığı da açıkça görüldü.
Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü, şehrin büyük beklentilerini taşıyan bir kulüp. Malatya futbolunun temsil noktasında en üst düzeydeki temsilcisi konumunda.
Bu takıma yakışan, mücadeleyi son düdüğe kadar bırakmamak. Rakibi değil, önce kendi istikrarsızlığını yenmek. Çünkü futbol sadece kazanmak değil; aynı zamanda bir kimlik ortaya koyma meselesi.
Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü, doğru futbolun peşinde, ancak o doğruları istikrara dönüştüremediği sürece aynı manzarayı izlemeye devam edeceğiz: Ligdeki mücadelesinin sonunda yine “Yine mi böyle bitti?” dedirten bir takım olmaktan kurtulamayacak gibi görünüyor.