Bu Takımı Kriz Değil, Sahipsizlik Yoruyor!
Abdullah Ergün
Hakikatle Yüzleşmeyen Kulüplerin Ayakta Kalma Şansı Yok.
Türk futbolu bu sezon öyle bir fırtınaya yakalandı ki, bugüne kadar “kriz yönetiyoruz” diyenlerin aslında bir feneri bile yakacak cesareti olmadığını öğrenmiş olduk. Bahis skandalı yalnızca birkaç futbolcunun kariyerine darbe vurmadı; kulüplerin içini, yönetim zaaflarını, yıllardır halının altına süpürülen sorunları da bir bir ortaya çıkardı. Kadrolar daraldı, planlar çöktü, teknik direktörler “elde ne varsa” mantığıyla sahaya çıkmaya zorlandı. Ama asıl mesele ne biliyor musunuz? Birçok kulüp bu tabloyu hak etti. Çünkü yıllardır yapısal sorunlarla yüzleşmekten kaçtılar.
İşte tam da bu keşmekeşin ortasında, Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü’nün hikâyesi sahneye çıkıyor. Ama öyle masalsı bir hikâye değil bu; aksine, direnmek zorunda kalmış bir şehrin ve ayakta durmaya çalışan bir takımın hikâyesi.
Sezonun Başındaki Tuzak: “Her Şey Yoluna Girer” Aldatmacası
Sezon başında Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü’nün yaptığı temkinli yapılanma elbette doğruydu. Ancak Türk futbolunun klasik bir yanılgısı vardır: “Başladık mı, gerisi gelir.” Hayır gelmez! Eğer yönetimsel kararlılık yoksa, iç çekişmeler çözülmemişse, şeffaflık sağlanmamışsa, hiçbir şey kendi kendine yoluna girmez. Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü de bu çıkmazın küçük bir örneğiydi. Transfer hamleleri doğruydu ama kulübün üzerinde dolaşan sis perdesi kimseyi tatmin etmiyordu.
Beraberliklerle geçen ilk haftalar belki futbol olarak bir ışık taşıyordu, fakat bu ışığın üzerine gidilmezse bir kıvılcımın bile sönmesi an meselesidir. Taraftarın “Bu takımda ışık var” dediği yerde, yöneticilerin saha içine endeksli istikrarı hayata geçirmeleri bekleniyordu.
Zirve Yarışında Kimin Gücü Yetiyor, Kimin Sözü Yetiyor?
Lig yarışında iddiası olan takımlar zamanla kendini gösterir. Bazıları ayakları güçlü olduğu için değil, iradeleri sağlam olduğu için ayakta kalır. Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü ise bu iradenin nasıl olması gerektiğini Silifke Belediyespor karşısında herkese hatırlattı. O galibiyet sadece bir maç değildi; kulübün içindeki köhneleşmiş yapıya, belirsizliklere ve çözülemeyen sorunlara atılmış bir tokattı.
Futbolcular sahada “Biz buradayız!” diye haykırırken, tribündeki soru şuydu:
Peki ya yönetim? Onlar nerede? Bu şehrin seçilmiş ve atanmışları nerede?
Silifke Belediyespor Galibiyeti: Bir Takımın Değil, Bir Uyarının Bir İsyanın Çığlığı
Silifke Belediyespor karşısında alınan o üç puan, tabela için değil, zihniyet için bir galibiyetti. Bu takımın içinde hâlâ bir ruh olduğunu, hâlâ dayanacak gücü bulunduğunu gösterdi. Ama daha sert bir gerçeği de yüzümüze çarptı:
Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü’nün potansiyeli var, fakat potansiyeli söndüren bir kriz iklimi de var.
Maçın bazı bölümlerinde görülen mücadele, doğru dokunuşlarla bu takımın çok daha fazlasını yapabileceğini kanıtladı. Fakat teknik heyetin ve özellikle oyuncuların üzerindeki mental yük öyle hafif değil. Ben bunu açık ve net söyleyeyim:
Bu futbolcular bu zorluklara rağmen hala çıkıp bu oyunu oynuyorsa, bazı yöneticilerin sahadaki futbolcuların yaşanan sıkıntılara rağmen ortaya koydukları karakter karşısında farklı senaryolar ortaya koymaları gerekiyor.
Kaptanlar, Gençler, Sahada Direnenler…
Peki Ya Sorumluluk Almayanlar?
Kaptan Eren Şimşek gibi tecrübeli oyuncuların bu kaos ortamında gemiyi ayakta tutma çabası takdire değer. Genç oyuncuların sahaya koyduğu istek, kulübün geleceğine dair umut veriyor. Ancak aynı gençlerin üzerinde hem kulüpten kaynaklı sorumsuzlukların hem de şehrin beklentisinin baskısı var. Gençleri ateşe atıp sonra “Niye yanıyorlar?” demek kolay. Bu takım, saha dışındaki hataların bedelini ödemek zorunda bırakılıyor.
Malatya Futbolu: En Tepede Ligden Çekilen Bir Kulüp, Ortada Sürüklenen Üç Takım
Yeni Malatyaspor’un ligden çekilmesi hâlâ şehrin üzerinde kara bir bulut gibi duruyor. Bölgesel Amatör Lig’deki Malatyaspor ve Battalgazi Belediyespor da performans olarak beklentilerin gerisinde. Yani Malatya’nın futbol yükü, neredeyse tek başına Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü’nün sırtına bindirilmiş durumda. Bu yük, sağlam bir yapıyı bile zorlar.
Ama işte sorun burada:
Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü’nün üzerine yük biniyor ama takımın arkasında duran bir yapı görünmüyor.
Gerçeklerle Yüzleşmeden Sorunlar Çözülmez
Bu takım bugün kazandı diye kimse kendini kandırmasın. Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü’nün önü hâlâ dikenli bir yol. Kadro darlığı, mental yorgunluk, maddi belirsizlikler ve kulüp içi anlaşmazlıklar çözülmediği sürece alınan puanlar kalıcı olmayacak.
Ama bugün bir gerçek daha var:
Bu takım, başta yönetim olmak üzere şehrin futbol ulemalarından daha güçlü bir karakter ortaya koyuyor.
Ve en sert cümlemi sona sakladım:
Malatya Yeşilyurt Kulübü’nün sorunu futbol değil; takımın sorunu, futbola futbolcular kadar sahip çıkamayan büyükleridir.
Son Söz: Fırtınayı Atlatanlar Değil, Fırtınaya Meydan Okuyanlar Yazılır
Bugün için şunu söyleyebiliriz:
Malatya Yeşilyurt Spor Kulübü hâlâ ayakta. Hâlâ direniyor. Hâlâ mücadele ediyor.
Ama bu takımın gerçek gücü, sahaya çıktıklarında gösterdikleri ruh. Eğer kulüp içi dengeler bu ruha ayak uydurmazsa kimse kalkıp futbolculara bir şey söylemesin.
Bu takım fırtınanın içinden çıkabilir, evet;
ama önce o fırtınayı yaratanlar ve lig başlamadan önce destek sözü verenlerin ortaya çıkmaları gerekiyor.