
Bir Şehrin Hikayesi Filede Yazılıyor
Abdullah Ergün
Bitlis’te düzenlenen Anadolu Yıldızlar Ligi Yarı Final Etap’ında şampiyon olan Malatya Gençlik Spor Kulübü Kadın Voleybol Takımı, önemli bir başarıya imza attı. “Filenin Prensesleri” olarak anılan takımımız, bu zaferle İzmir’de yapılacak finallere katılma hakkı kazandı. Sadece bir kupa değil; Malatya gençliği adına da umut ve motivasyon kazandık.
Bu başarı elbette tesadüf değil. Sahadaki oyuncuların emeği kadar, Teknik Sorumlu Muhammed Çatar ve ekibinin yıllardır verdiği emek de büyük rol oynuyor. Sıfırdan başlayarak, imkânları zorlayarak, özveriyle kurulan bu yapı; Malatya'nın voleybolda da potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu hepimize bir kez daha gösterdi.
Ancak bu başarıyı yalnızca bir haber olarak geçiştirmek değil, üzerine düşünmek ve daha iyisini inşa etmek zorundayız.
Sayısı Değil, Spor Kültürü Yetişmeli
Malatya, büyükşehir statüsüne sahip olmasına rağmen, liglere katılan takım sayısının azlığı nedeniyle altyapı gelişiminde sıkıntılar yaşıyor. Bu da oyuncuların rekabet ortamı bulamamasına, gelişimlerinin yavaşlamasına neden oluyor. Oysa komşu illerimizden Diyarbakır gibi yerlerde aynı yaş grubunda 16’ya yakın takım mücadele ediyor. Daha çok maç, daha fazla tecrübe demek.
Oradaki bir yöneticiyle yaptığım kısa bir sohbette, bu yoğun maç takviminin hem fiziksel hem de mental olarak takımlarını daha güçlü hale getirdiğini anlattı. Bizde ise ne yazık ki tablo tersine dönmüş durumda. Bu farkı kapatmak için artık sadece konuşmak yetmiyor.
Muhammed Çatar Gibi İsimler Artmalı
Malatya’da spora gönül vermiş, altyapıda mücadele eden ve gençleri sporla buluşturan isimlerin sayısı sınırlı. Muhammed Çatar gibi sıfırdan başlayıp sporun mutfağında yoğrulan, yılmadan çalışan antrenörlerin çoğalması gerekiyor. Onların varlığı, yalnızca kulüplerin değil, şehrin geleceği açısından da kritik öneme sahip.
Kafelerde Kaybolan Gençlik mi, Sahada Kazanan Gelecek mi?
Ne yazık ki birçok genç, spor yapabilecek yaşta olmasına rağmen, gününü kafelerde, kötü alışkanlıklarla dolu ortamlarda geçiriyor. Bu gençleri spor yapan yaşıtlarıyla buluşturmak, onları sporun içine çekmek için daha fazlasını yapmak zorundayız. Spor, gençleri yalnızca fiziksel olarak değil; zihinsel ve ahlaki anlamda da geliştirir, yönlendirir.
Bu nedenle kamuoyuna çağrımızdır: Malatya olarak artık bu başarıların kıymetini bilmeli, sporun önemini daha fazla gündeme almalıyız. Dedikodularla, ilgisiz eleştirilerle vakit harcamak yerine, gençliğimizi korumak için çaba göstermeliyiz.
Voleybol Federasyonu Başkanı M. Akif Üstündağ’ın her platformda dile getirdiği “Ülke voleybolunu en üst seviyeye taşıma” vizyonu, doğduğu şehirde de hayat bulmalı. Malatya’da bu hedefe ulaşmak için gerekli tüm şartlar, en ince ayrıntısına kadar planlanmalı ve hayata geçirilmelidir.
Bu başarıyı daha ileri taşımak, Malatya'yı sporun her alanında söz sahibi bir şehir haline getirmek için yerel yönetimler, kurumlar, STK’lar, iş dünyası ve halk olarak birlikte hareket etmemiz gerekiyor.
Spor salonları, antrenman alanları, daha fazla kulüp, daha fazla destek, daha fazla antrenör… Bunlar hayal değil. Yeter ki herkes elini taşın altına koysun.
Bugün Malatya’nın Filenin Prensesleri bize umut oldu. Yarın başka takımlar, başka sporcular olabilir. Ama hepsi için önce inanç, sonra emek ve destek gerek.
Malatya’yı sporla büyütelim. Çünkü spor, sadece bir oyun değil; bir şehrin geleceğidir.
İzmir’de yapılacak olan final maçlarında, bu takımı izlemeye gelen voleybol severlerin, 6 Şubat depremlerinden sonra kendi küllerinden doğan bu kızlara başka bir gözle bakacaklarına inanıyorum.
Çünkü bu kızlar, yalnızca bir voleybol takımı değil; depremden sonra yeniden ayağa kalkan bir şehrin direncidir. Onlar sahaya sadece sayı almak için değil, Malatya’nın umudunu, onurunu ve geleceğini taşımak için çıkıyor. İzmir’de atılacak her servis, yapılan her blok, sadece bir puan değil; küllerinden doğan bir şehrin “biz buradayız” haykırışı olacak. Gelin, hep birlikte bu sesi Türkiye’ye duyuralım.