Bir Şehrin Ayağa Kalkma Hikâyesinde Kültürün Gücü
Abdullah Ergün
Malatya, son dönemde yalnızca fiziki olarak değil; ruhen, kültürel ve sosyal olarak da yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor. İşte tam da bu noktada atılan her kültürel adım, düzenlenen her sanat etkinliği, sadece bir organizasyon olmanın çok ötesinde anlamlar taşıyor.
Malatya Valiliğinin destekleriyle, Yeşilyurt Belediyesi öncülüğünde; İnönü Üniversitesi ile Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlenen “Gençlik ve Ailem” temalı 1. Kısa Film Yarışması, bu anlamlı çabanın güçlü bir örneği olarak hafızalara kazındı.
Yakın zamanda Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen ve her yıl olduğu gibi büyük ilgi gören 11. Malatya Kitap ve Kültür Fuarı’nın ardından düzenlenen bu yarışma, şehrin kültürel nabzının hâlâ attığını, hatta güçlenerek attığını gösterdi. Çünkü şehirler yalnızca yollarla, binalarla, projelerle değil; kitapla, sinemayla, sanatla iyileşir.
Bu kısa film yarışmasının en kıymetli yönlerinden biri, gençlere söz hakkı tanıması oldu. Gençler, kameralarını aile kavramına çevirirken aslında toplumun en temel yapı taşını yeniden düşünmeye davet etti bizleri. Aileyi bazen bir sıcak sofra, bazen bir sessizlik, bazen de bir özlem olarak anlattılar. Kimi zaman güldürdüler, kimi zaman düşündürdüler.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın destekleriyle, “2025 Aile Yılı” kapsamında gerçekleştirilen ödül törenine gösterilen yoğun katılım da bu çabanın toplumda karşılık bulduğunu açıkça ortaya koydu.
Bugün Malatya’nın en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri moral ve motivasyon. İşte bu tür organizasyonlar tam da bunu sağlıyor. Gençleri üretime teşvik eden, aileyi merkeze alan, sanatı toplumla buluşturan her etkinlik; Yeni Malatya’nın sosyo-ekonomik ve kültürel inşasında sessiz ama güçlü bir tuğla koyuyor.
Belki bir kısa filmle her şey değişmez…
Ama bazen bir hikâye, bir şehrin yeniden umutlanmasına yeter.
Tam da bu noktada Malatya’nın sinema hafızasına dönüp bakmak gerekiyor. Film festivalleri arasında kendine önemli bir yer edinen Malatya Uluslararası Film Festivali, ne yazık ki 2021 yılından bu yana yapılamıyor. Oysa 2018 yılında gerçekleştirilen 8. festivalin ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Adana, Antalya ve İstanbul’un da yer aldığı (A) Klas Film Festivalleri arasına Malatya’da dâhil edilmişti.
Dahası, Türk sinemasının dünyaca tanınan isimlerinden Nuri Bilge Ceylan, ilk kez bir uluslararası film festivalinde Jüri Başkanı olarak 2018 yılında Malatya’da görev almıştı. Bu, şehir adına yalnızca bir organizasyon değil; kültürel bir eşik, sinema adına güçlü bir prestij göstergesiydi.
Bugün yapılan kısa film yarışmaları, yarım kalan bu hikâyenin yeniden filizlenmesi için atılmış küçük ama anlamlı adımlar olarak görülmeli. Nitekim Yeşilyurt Belediyesi, düzenlediği 1. Kısa Film Yarışması ile bu yönde adım atan ilk belediye oldu.
Yeni Malatya’nın ortaya çıkmasına artık az bir zaman kaldı. 6 Şubat depremlerinin etkilerinin kısmen devam ettiği bu süreçte, bundan sonraki adımların yalnızca fiziki iyileşmeye değil; topluma moral aşılayacak kültürel ve sanatsal faaliyetlere de ayrılması gerekiyor.
Bu misyonu üstlenmesi gereken kurumların başında Malatya Büyükşehir Belediyesi ile iki büyük ilçe belediyesi geliyor. Yapıldığı yıllarda gerek ulusal gerekse uluslararası basında övgüyle anılan Malatya Uluslararası Film Festivali’nin yeniden hayata geçirilmesi, şehrin kültürel kimliği ve moral gücü açısından her zamankinden daha büyük önem taşıyor.
Çünkü Malatya’nın sinemayla kurduğu bağ, geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu şehre umut taşıyacak güçtedir.