
Anılarda Kaldı
Abdullah Ergün
Depremler sonrasında Malatya’nın hafızasında yer alan mekanlar artık anılarda kaldı. Çeşitli nedenlerden dolayı Malatya dışına çıkıldığı zamanlarda gidilen yerlerde Malatya’ya olan özlemin bitiş noktası yine Malatya oluyor. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük metropollerde, Malatya ile ilgili anlatılanlar oldukça ilgimizi çekiyordu.
Her ilin kendine özgü anlatılanları vardı. Malatya ile ilgili olarak Malatya’da doğan ve ülke genelinde popüler olan kişilerin sayı olarak fazla olması dikkatleri çekiyordu.
Bu isimleri saydığımız zaman hayretler içinde kalıyorlardı. Kültür-Sanat başta olmak üzere siyaset dünyasının önemli isimleri arasında Malatyalıların olması bizim içinde ayrı bir gurur kaynağıydı.
60’lı yılları kenarından yakaladım. Yardımlaşma ve dayanışmanın üst seviyede olduğu yıllardı. Malatya sokaklarında insanlar birbirlerini tanıyordu. Lambalı radyolarda Yurttan Sesler Erkekler Korosu, Münir Nurettin Selçuk, Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Safiye Ayla’nın seslendirdiği parçalar canlı olarak radyolar vasıtasıyla evlerimize konuk oluyorlardı. Radyo Tiyatrosu” ve “Arkası yarin” dinlemek, yazlık sinemalarda, Kartal Tibet, Cüneyt Arkın, Göksel Arsoy, Ayhan Işık, Ediz Hun, Sadri Alışık jön olarak, Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın masum kadın olarak hep karşımıza çıkıyorlardı. Önder Somer, Erol Taş, Ahmet Tarik Tekçe kötü adam, Suzan Avcı, Aliye Rona hep kötü kadın olarak sinirlerimizi bozuyorlardı.
Sadri Alışık, muhteşem oyunculuğuyla ile hem ağlıyor hemde gülüyorduk. “Ofsayt Osman” filminde hayatın bütün darbelerini yiyen biri olarak, “Ah Güzel İstanbul” filminde ise eski bir İstanbul beyefendisinin bütün zorluklara rağmen beyefendiliğinden ödün vermeyen karakteri ile yedinci sanata ait bilgilerimizi genişletiyorduk.
Türk halkının büyük ilgisini çeken ve sonraları seri olarak yapılan “Kezban” “Turist Ömer” “Kara Murat”” Tarkan” “ Battal Gazi” filmleri bugün dahi ilgiyle izlenmeye devam ediyor.
Fantastik Türk Filmleri arasında ilk sıralarda yer alan “Tarkan” Sihirbaz Goyşa rolüyle “ Eva Bender” Kostak” rolü ile “Bilal İnci” ye büyük şöhret getirmişti.
Mahallemizden bir genç İstanbul’a gidecek yıllarca İstanbul’da Yeşilçam filmlerinde küçük büyük filmlerde rol alacaktı. Mehmet Yağmur, sıtmapınarından İstanbul’un sihirli dünyasına ayak uydurmak için gidenlerden birisiydi.
O yıllarda İstanbul’a gidenlerin dönüşte İstanbul maceralarını dinlemek büyük keyif veriyordu. Anlatmak istediğimiz konuların başında tabiî ki Türk Sineması ve Yeşilçam geliyordu.
Bir gün Beyoğlu’nda… Diye anlatmaya başladıkları an zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorduk.
- Cüneyt Arkın’ı gördün mü?
- Erol Taş filmlerdeki gibi mi?
- Samı Hazinses, Cevat Kurtuluş film dışında da sevimli mi?
Bu tip klasik sorulara cevap anında veriliyordu. Beyoğlu’ndaki “ Yeşilçam “ kahvesine o yıllarda artistlerin birçoğu uğrarmış. Taşradan gelenler mutlaka onları görürlermiş, onların sohbetlerine bazıları ise fotoğraf çektirmeye kadar işi götürürlermiş.
Ben İstanbul’u 60 ve 70’li yıllardaki Türk filmlerindeki haliyle sevilmişti. Boğazın iki tarafı bahçeli evler, boğazın mavi suları, o yılların muhteşem müziklerini unutmak mümkün değil.
Gerçek İstanbulluların olduğu o yıllardaki güzellikler, taş ve 45 lik plaklar, gazinoları, gece kulüpleri, o yıllarda popüler olan Aranjman modasının zirve yaptığı yıllar asla unutulmaz.
Fecri Ebcioğlu, Sezen Cumhur Önal İtalya ve Fransa’nın o yıllardaki ünlü şarkıcılarına Türkçe sözlerle plak yaptıkları yıllardı.
“Tombalaneige” ile Avrupa’da ses getiren Salvatore Adamo, unutulmaz parçasını Sezen Cumhur Önal’ın Türkçe sözlerle yazdığı “ Her Yerde Kar Var” 45 lik plağı ülkemizde büyük ilgi görmüştü.
Fransız bir şarkıcı Türkçe sözlerle şarkısını plağa okumuştu. Üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen bu şarkı halen beğeni ile dinleniyor.
Yıllar önce Sümerbank havuz başında “Sümerbank” orkestrası bu şarkıyı defalarca çalıyordu.
İlkokul yıllarında bu muhteşem parçayı “Sümerbank” orkestrasından dinlemek müthiş etkilemişti.
Unutulmayacak anılarla şehrin değişimine buruk bakmaya devam ediyoruz.