Tüm tepkilere rağmen festival başladı: İnanç ve kültürel değerler hiçe sayıldı!!
Malatya'da Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Kültür Yolu Festivali'ne tepkiler çığ gibi büyüyor. Malatya'daki STK platformları festivalin halkın inancı ve kültürüyle bağdaşmadığı dile getirerek, kültürel değerlerin hiçe sayıldığını belirttiler.
Malatya'da Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Kültür Yolu Festivali, kentteki siyasi parti temsilcileri, akademisyenler, STK platformları ve halktan gelen yoğun tepkilere rağmen başladı. Dün akşam saatlerinde sahneye çıkan sözde sanatçıların yarı çıplak haldeki giyim tarzı, yapılan tepkilerin haklılığını gözler önüne serdi.
İptal Edilsin!
Malatya'daki STK platformları, Gazze ve Doğu Türkistan'daki insanlık dramı sürerken konser ve eğlence etkinliklerinin yapılmasının vicdani ve insani açıdan doğru olmadığını vurgulayarak iptal edilmesi çağrısında bulunmuştu.
Halkın Sorunlarına Çözüm Üretilmeli
HÜDA PAR Malatya İl Başkanı Behçet Sevgili, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tüm illerde benzer festivaller düzenleyerek halkın sorunlarına çözüm üretmek yerine ahlaki yozlaşmaya neden olduğunu belirtmişti.
Ahirette Azaba Uğrayacaklar
Böyle bir rezalete sessiz kalınmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Abdurrahman Ateş, Nur Suresi'nden alıntı yaparak, yeryüzünde fuhşiyatın yayılmasına öncülük edenlerin hem dünyada hem ahirette azaba uğrayacakları uyarısında bulunmuştu.
Kabul Edilemez
Diyanet-Sen Malatya Şube Başkanı Mehmet Engin, Gazze'de her gün onlarca insanın katledildiği bir süreçte ve ciddi bir deprem yaşamış, halen ciddi sıkıntılarla boğuşan bir şehirde böyle festivallerin yapılmasının kabul edilemez olduğunu dile getirmişti.
Malatya'nın Kültürüyle Uyuşmuyor
Malatya Peygamber Sevdalıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Batı ise festivalin Malatya'nın kültürüyle uyuşmadığını belirterek, "Bunca vahşete rağmen biz hâlâ eğlence tertip ediyorsak, Gazze’den hiçbir şey anlamamışız demektir." demişti.
Madem meseleye bu kadar tek taraflı bakıyorsunuz, o zaman şöyle sorayım: Eğer Malatya’daki festivali “Gazze’deki zaferin kutlaması” olarak görseydiniz, aynı itirazı yapacak mıydınız? İslam tarihinde zafer sonrası kutlamaların, şenliklerin, hatta şiir ve musikî ile yapılan sevinç gösterilerinin örnekleri vardır. Mesela Mekke’nin Fethi’nde Müslümanlar büyük bir sevinç içinde şehre girdi, ezanlarla, tekbirlerle kutlama yapıldı. Bedir Savaşı sonrasında da elde edilen zaferin şükrü olarak kurbanlar kesildi, bayram havası yaşandı. Demek ki sevinç, eğlence ve kutlama dediğimiz şey başlı başına “vicdansızlık” değildir. Mesele, ona nasıl bir anlam yüklendiğidir. Siz festivali sadece “yarı çıplak sahne” üzerinden okumak istiyorsunuz ama aynı etkinliği “Gazze’deki direnişin ve ümmetin onur mücadelesinin sevinci” olarak yorumlasaydınız bugün ağız değiştirmek zorunda kalacaktınız. O yüzden asıl sorun eğlencenin kendisinde değil, sizin bakış açınızda. İslam tarihi de gösteriyor ki zaferin ardından kutlama yapmak, şükretmek, coşkuyla sevinci paylaşmak gayet meşrudur.
Bakmadan Geçme
