Toprak yaşamdır

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek, Toprak Bayramı vesilesiyle yaptığı açıklamada, 'Açlığın, yoksulluğun, eşitsizliklerin yaşandığı bir dünyada ülkemiz sahip olduğu zengin toprak varlıklarını çok iyi korumak ve geleceğe aktarmak zorundadır. Toprak yaşamdır, candır' dedi.

Toprak yaşamdır

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek, Toprak Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, mesajında toprağın önemine dikkat çekerek, toprağın sadece tarımsal anlamda düşünülmemesi gerektiğini belirtti. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun kabul edildiği 11 Haziran tarihini takip eden Pazar günü her yıl Toprak Bayramı olarak kutlandığını anımsatan, “Ülkemiz, Anayasal bir Hukuk Devletidir. Anayasanın 166. maddesi planlamayı,  56. maddesi çevreyi korumayı, 44. maddesi toprağı korumayı ve toprak mülkiyetini, 45. maddesi tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemeyi, 169. maddesi ormanların korunması ve geliştirilmesi düzenlemiştir. Toprak sadece tarımsal üretim yapılan yerden ibaret değildir. Toprak bütün canlıların sığındığı yaşam döngüsünün sürdürdüğü yerdir. Toprak bütün canlıların ihtiyaç duyduğu suların depolandığı yerdir. Toprak gıdanın başladığı yerdir. Karbon döngüsünde önemli rol oynayarak iklim değişikliğiyle mücadele ve ona adapte olma konusunda da yardımcı olur. Topraklar suyu depolayarak ve filtreleyerek sellerin ve kuraklığın olmasını engeller. Bütün bunların yanında en çok bilinen yanı ise gıdamızın %95’i doğrudan ya da dolaylı yollarla topraktan gelir. Sağlıklı ve kaliteli gıda ancak sağlıklı topraklarda yetişir. Topraklar dünyadaki biyoçeşitliliğin dörtte birini bünyesinde barındırır” dedi. 

Sürdürülebilir tarım politikası 

Devletlerin sürdürülebilir tarım politikalarını ortaya koyması gerektiğine işaret eden Çiçek; “Her geçen gün artan nüfus karşısında amaç dışı kullanılarak, çeşitli doğal afetlerle, yanlış kullanımlarla azalan tarım topraklarımız potansiyel sınırına ulaşmış, kullanıma açılabilecek bir avuç yeni arazi imkanı neredeyse kalmamıştır. Buna karşın, altyapının götürüldüğü her arazide, her türlü yatırımın gerçekleştirilmesi mümkün iken, tarım arazilerine yönelik yapılaşma/betonlaşma girişimlerinin halen sürmesi konunun vahametini ortaya koymaktadır. Tam da bugünlerde dünyada ve ülkemizde gıda krizini somut olarak yaşarken toprakların korunması, gıda güvenliği ve sürdürülebilir gelecek için büyük önem taşımaktadır. Bizleri doyuran, doğaya ve canlılara ev sahipliği yapan, kucak açan toprağa saygı her toplumun sosyolojik, kültürel ve politik açıdan temel önceliklerinden biri olmalıdır. Ne var ki; erozyon ve benzeri doğal yitim süreçlerinin yanında, her şeyi rant ve kolay kazanç sayan politikalar nedeniyle topraklarımız bugün çok ciddi birçok sorunla karşı karşıyadır. Ana sorun, toprak kullanımının doğru ya da yanlış olması sorunudur. Sorun; tarımsal yapının bozuk olması, tarımsal işletmelerin küçük, parçalı, dağınık veya çok büyük olması; eğimli arazilerin yeteneklerine uygun kullanılmaması nedeniyle erozyona, sel baskınına, toprak kaymasına uğraması; toprakların yanlış tarımsal yatırım ve denetimsiz sanayi, karayolu, madencilik faaliyetleriyle kirletilmesi; tarımsal nüfusun sağlıklı bir şekilde azaltılamaması sonucu yaşanan göç ve sağlıksız kentleşme. Orman, mera, kıyı, sulak alanlar, gen kaynakları gibi doğal varlıkların hızla yok olması, bütün bunlara rağmen sürdürülebilir politikaların uygulamaya konulamamasıdır” diye konuştu. 

Toprak yaşamdır

Toprağın yaşam kaynağı olduğuna dikkat çeken Çiçek, “Açlığın, yoksulluğun, eşitsizliklerin yaşandığı bir dünyada ülkemiz sahip olduğu zengin toprak varlıklarını çok iyi korumak ve geleceğe aktarmak zorundadır. Toprak ve su gibi temel varlıklar sadece ülkelerin ve o ülkede yaşayan insanların değil, tüm canlıların ortak malıdır. Bundan dolayı da bu üretim faktörlerini korumak, sürdürülebilir kullanımını sağlamak ve insanoğlunun hor kullanımından alıkoymak herkesin ortak sorumluluğundadır. Toprak yaşamdır, candır. Canlı olduğunu unuttuğumuz, koruyup kollayamadığımız, mal gibi alıp sattığımız, fethedip mülk edindiğimiz, devredip kiraladığımız, bedenine saldırdığımız, betonla başını ezdiğimiz buna rağmen şimdilik vermeye devam eden, ayrım yapmadan bizleri doyuran toprağımız ne zamana kadar bizlere tahammül eder bilemiyorum. Topraklarımızı koruyanların Toprak Bayramı kutlu olsun” şeklinde konuştu.