Sanatçı Sarah Agha, uluslararası platformlarda Filistin'in sesi olmaya çalışıyor

Filistin ve İrlanda kökenlerine sahip sunucu, yazar, oyuncu ve film küratörü Sarah Agha, sesi, kalemi ve sahnedeki varlığıyla Filistin anlatısını uluslararası platformlara taşıyor.

Sanatçı Sarah Agha, uluslararası platformlarda Filistin'in sesi olmaya çalışıyor

Sanatla direnişi birleştirmeyi amaçlayan Agha, The Arab Film Club'un kuruculuğunu üstlendi ve kulübün Filistin sinemasının kültürel direnişi üzerine hazırlanan ilk podcast serisinin sunuculuğunu yapıyor.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Agha, Filistin sinemasının küratörlüğü söz konusu olduğunda keşfedilecek çok şey olduğunu belirterek, sadece tarihi değil, aynı zamanda Filistin'den ve Filistin diasporası tarafından her zaman çok fazla film çıktığını söyledi.

Agha, küratörlük yaparken aradığı şeyin çeşitlilik olduğunu dile getirerek, "Bu yüzden Batı Şeria hakkında konuşmak önemli. Diasporadan, Kudüs ve 1948 deneyiminden bahsetmek de önemli. Tüm bunlar bir araya geldiğinde, insanlar Filistinli olmanın ne anlama geldiğini ve Filistin'in mücadelesinin ne olduğunu anlayabiliyor. Tabii bence hiçbir film tek başına tüm hikayeyi anlatamaz." dedi.

“Filistinliyseniz, İrlandalıysanız, anlatılması gereken çok fazla hikaye var”

İrlandalı ve Filistinli olmaktan gurur duyduğunu ifade eden Agha, her iki ülkede de olağanüstü bir hikaye anlatımı zenginliği olduğundan bahsetti.

Sarah Agha, İrlanda ve Filistin tarihinde birçok benzerlik olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Biliyorsunuz, İrlanda işgal edilmişti ve orada sömürgecilik vardı. Filistin'de de var. Bu karanlık günlerde ortaya çıkan şey, çok acil güçlendirici ve önemli bir hikaye anlatımıdır. Bunu bugüne dek hala İrlanda'da tarihsel olarak görüyorsunuz. Londra'da çalıştığım yerlerde bile kendi hikayelerini arayan birçok yazarla konuşuyorum. Söyleyecek bir şey arıyorlar. Özgün, farklı bir ses yaratmayı öğrenmeye çalışıyorlar. Filistinliyseniz, İrlandalıysanız anlatılması gereken çok fazla hikaye var. Bir bakıma herkesin hikayesini anlatmak için aciliyeti var. Nasıl anlattığınız ve anlatmaya da izin verilip verilmeyeceği başka bir hikaye. Ne olursa olsun konuşmaya devam etmeliyiz."

Daha önce, 1948 Nakba'sını konu alan ödüllü bir belgesel serisinde Filistin anlatısını sunan Agha, engel ve zorlukları olmasına rağmen Filistin halkının topraklarından sökülüp göçe zorlandığı Nakba hakkında konuşmanın ve ana akımda röportaj yapmanın hayati önem taşıdığını vurguladı.

"Pek çok insan artık Filistin'den haberdar olmak istiyor"

Agha, Batılı izleyicilerin Filistin sanatı ve sinemasıyla olan ilişkilerinde değişiklikler olduğunu aktararak, "Filistin hakkında bir film izlemek, karakterinize bağlı olarak, büyük bir tarih kitabı okumaktan çok daha ilginç ve ilgi çekici. Birkaç yıl önce, Londra'da bir Filistin filmi gösterimine ev sahipliği yapacak olsaydınız, dürüst olmak gerekirse, bir avuç insanın gideceğini söylerdim." diye konuştu.

Artık Filistin sinemasını izleyenler arasında yeni yüzler gördüğünü anlatan Agha, "Tıklım tıklım dolan, farklı yaşlara, farklı miraslara, farklı geçmişlere karşı biletleri tükenmiş oditoryumlar... Pek çok insan artık Filistin'den haberdar olmak istiyor. Çünkü bir şeyler yapmak istediklerini ve destek olmak istediklerini hissediyorlar. Gerçekten bu karanlık günlerde benim için en azından tutunduğum bir şey bu." sözlerini sarf etti.

Çalışmalarına da değinen Sarah Agha, Arap sineması hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenlere "The Arab Film Club"ı önererek, "Bazen çevrim içi etkinlikler yapıyoruz. Web sitesinde de harika önerilerimiz yer alıyor. Arap dünyasının sunabileceği çok şey var. Bunu ortaya çıkarmaya ve desteklemeye devam etmeliyiz." görüşünü paylaştı.