Sami Er maaşını bağışladı!

Malatya’nın ilk kez ev sahipliği yaptığı Türkiye Kültür Yolu Festivali, şehrin kültürel ve sanatsal mirasını ön plana çıkarma hedefiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde başladı. Ancak, festivalin 4-12 Ekim tarihleri arasında planlanan konser etkinliklerine sanatçılara milyonlarca TL ödeneceği eleştirileri, Gazze'de 7 Ekim'de başlayan işgal ve süregelen büyük insanlık dramı gölgesinde yoğunlaştı.

Eleştirilerin merkezinde, festivalin büyük bütçeli konser programları yer aldı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ikinci yılına yaklaşırken, binlerce sivilin hayatını kaybettiği, çocukların ve kadınların yaşam mücadelesi verdiği bir dönemde; Malatya’da sahneler kurulması ve kutlama havası yaratılması vicdanları rahatsız etti.

Malatya Kültür Hayatına Yön Vermiş Bir Şehir

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, festivalin açılışında yaptığı konuşmada, Malatya’nın yalnızca kayısı ile değil, tarihi ve yetiştirdiği sanatçılarıyla da kültür hayatına yön veren bir şehir olduğunu belirterek, “Malatya sadece Kayısıyla değil binlerce yıllık tarihiyle Aslantepe gibi insanlık tarihine yön veren mirasıyla yetiştirdiği devlet adamları, siyasetçiler, bilim insanları, sanatçılar, edebiyatçılarla Anadolu'nun düşünce kültür hayatına yön vermiş bir şehirdir. Bu kadim şehir dar kalıplara sığmaz, küçük gündemlere hapsolmaz. Malatya kısır tartışmalara kapalıdır. Onun gerçek gündemi kültürdür, sanattır, edebiyattır, bilimdir, siyasettir, dünyaya yön veren fikirlerdir. İşte bu festival tam da bu vizyonu yeniden görünür kılacak, Malatya'nın hak ettiği yere ışık tutacaktır.” dedi.

Toplumun Psikolojik Direnci Güçlenecek

Depremler nedeniyle büyük acılar yaşayan kentte, festivalde yapılacak etkinliklerin moral sağlayacağını ifade eden Er, “Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız büyük felaket hepimizin yüreğinde derin izler bıraktı. Ancak gördü ki Malatya dayanışmanın, umudun, yeniden ayağa kalkışın sembolü olduğunu gördük. Bugün burada düzenlenen etkinlikler yalnızca bir kültür şöleni değil, aynı zamanda toplumumuzun moral ve psikolojik direncini güçlendiren bir iyileşme sürecidir. 4-12 Ekim tarihleri arasında sokaklarımız, meydanlarımız sanatla, müzikle, kültürle ve umutla dolup taşacaktır. Değerli dostlar, Kültür ve sanat sadece kendi dünyamıza kapanmak değildir elbette. Bilakis insanlığın vicdanına ses vermektir. Çünkü sanat insanın ruhundan doğar, insanın acısıyla yoğrulur ve dünyadaki haksızlıklara karşı daima duyarlıdır.” diye konuştu.

Gazze Unutulmadı

Sanatın sadece insanın sevinciyle değil, acısıyla da beslendiğini kaydeden Er, Gazze’de yaşanan soykırıma da değindi. Hiçbir festivalin, Gazze’de yaşanan katliamı unutturmayacağını vurgulayan Er, şunları aktardı: “Bir sanatçının, bir şairin bir müzisyenin, bir ressamın dünyada yaşanan zulme haksızlığa, insanlık ayıbına kayıtsız kalması elbette düşünülemez. Kültür ve sanat, insan yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır. İnsanın sevinciyle olduğu kadar acısıyla da beslenir. İşte bu noktada Gazze'de yaşanan büyük insanlık dramını, oradaki masumların çığlığını asla unutmadığımızı, unutturmayacağımızı özellikle ifade etmek istiyorum. Biz biliyoruz ki sevincimizde de hüznümüzde de oradaki kardeşlerimizin acısı yüreğimizdedir. Hiçbir festival, hiçbir etkinlik bu acıyı örtmek için değildir. Tam tersine biz buradayken de onların yanında olduğumuzu, elimizden gelen ne geliyorsa yapmaya hazır olduğumuzu dünyaya haykırıyoruz. “

Bir Aylık Maaşı Bağışladı

7 Ekim’den bu yana saldırıların sürdüğü Gazze için Büyükşehir Belediyesi olarak kampanya başlatacaklarını duyuran Er, bir aylık maaşı ile BELSOS’un bir günlük cirosunu bağışlayacağını dile getirdi. Konuşmasında Sumud Filosu’na da değinen Er,  şu şekilde konuştu:

“7 Ekim'de 2 yılını doldurmak üzere Gazze'deki işgalin başlangıcı. Bu vesileyle bir kampanya başlatacağız. Bunu da kamuoyuna da duyurmuş olayım Malatya kamuoyuna. Bizler inşallah bizim BELSOS yani Malatya Belediyesinin sosyal tesislerinin bir günlük cirosunu ve ben kendi şahsım bir maaşımı da Gazze'ye inşallah yardım amaçlı bağışlıyoruz. Ve esnafımıza da bu çağrıyı burada yapıyorum. Esnafımızla bu davete icabet etmesini temenni ediyorum. 

insanlık vicdanının sesi olan Gazze'ye umut taşıyan, Sumud filosuna katılan yürekli insanlara burada selam ediyorum. Onların mücadelesini saygıyla selamlıyorum. Çünkü bizler Malatya olarak sadece kendi şehrimizin değil, bütün insanlığın iyiliği için çaba göstermeyi bir görev biliyoruz. Mazlumların sesi olmak, zalimin karşısında dimdik durmak bizim kültürümüzün, bizim tarihimizin, bizim Yüklediği en büyük”