Ramazan Keskin…

Malatya eski İl Sağlık Müdürü Tekirdağ Halk Sağlığı Grup Başkanı Dr. Hacı Bayram Zengin Yazdı.

Ramazan Keskin…

Bir yiğit adamın ardından;    

Bu satırları yazarken hocamız dünya sürgününü tamamlamış ve makbere doğru yola çıkmıştı.

En son hocamla karşılaştığım anları sizlerle paylaşmak istedim

Hocanızı İstanbul’a getirmişler ve hastaneye yatırmışlar diye haber aldıktan sonra Tekirdağ’dan aynı gün yanına gitmek için yola çıktım yanına vardığımda saat 19 civarlıdaydı hastane poliklinik hizmetleri kapanmış sadece Acil hizmetlerini veriyordu hocam serviste yatıyordu gitmeden hastane yeticilerini aradım ve hocamızın durumunu sordum onlarda hoca bizim misafirimiz sen merak etme deyince içime bir ferahlık gelmişti.

Varlıkları bana ayrı bir güç ve umut verdi buradan kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum.

Hocayı hastane yatağında  gördüm Ramazan Keskin hoca yatağında uzanırken  beni gördüğü zaman sanki bir kardeşini bir sevdiğini, bir  dostunu görülmüş gibi gözlerin içinin pırıl pırıl parladığını ve o an sanki hastalığını unuttuğunu fark ettim.

Bayram hocam neden zahmet edip buraya kadar geldin derken bile yine de iyi oldu dercesine yüzünde bir tebessüm oluştu bu kadar nezaket sahibi  bir insandan bahsediyorum  on dakika yanında kalmıştım bu zaman içerisinde bile ayakta durmamızdan bile rahatsız olacağımı düşünerek Bayram hocama yer gösterin ayakta kalmasın bir yere otursun dedi.

Hal hatır sorduktan sonra hastalık seyri ile ilgili olarak konuştuk eski günlerden yad ettik. Bana tekrardan fazla kalma yoruldun buraya kadar niye geldin diyerek yine nezaketini gösterdi hoca ile vedalaştık ve hastaneden ayrıldım tabi kalbimin yarımsıda orada bırakarak, ayrılmadan öce tekrar hastane başhekimi ve yardımcısı olan arkadaşlarla  görüşüştüm  hocamızın bizim için ne kadar kıymetli olduğunu kendilerine hatırlattıktan  sonra hocama ayrı bir ilgi, özen göstermeleri rica etim. 

Tabii bu arada kalp yetmezliğine girmiş olduğu bildigimden bir takım sıkıntılar da olmuyor değildi bu dönem zarfında batında asit birikmesi sonucunda kalbi zorluyor ve zaman zaman genel durumu kötüleşiyordu arkadaşlar böyle bir zamanda bir ara yoğun bakıma almak zorunda kalmışlardı tabii bu hocamızın sağlığı içindi ancak özgür bir ruh taşıyan hiç bir zaman esarete tahammülü olmayan kıymetli hocam Bayramı arayın beni bir an önce buradan çıkarsın ben kapalı yerde daha fazla dayanamam demiştim kendisi ile yaptığım telefon görüşmede orada kalması için ikna bile edememiştim. 

Hocaya karşı olan sevgim ve saygımdan dolayı ısrarcı bile olmadım bende arkadaşları arayarak hocamızı uygun görürlerse yoğun bakımdan çıkartmalarını rica ettim serviste aynı şekilde takibine devam edelim dedim. Sağ olsun arkadaşlar beni kırmadılar hocayı yoğun bakımda çıkararak servise almışlardı zaman zaman takip eder durum öğreniyordum hastanede yatarken bile duruşu ve sevenleri ile fark edilmiş Başhekim Bey bayram bey hocamızın ne kadar seveni varmış diye sitayişle bahsetmişti.

Hastalık hocamızı yormuş ancak hocamın gözüne baktığım zaman yüzünde ne bir ümitsizlik ne de bir kırgınlık vardı o dev gibi olan Cesur Yürekli Adam Yüzündeki tebessümü hiç kaybetmemişti.

Ben Ramazan Keskin hocamla 80'li yılların başından itibaren tanır kendisiyle zaman zaman mescide veya mescidin altında bulunan çay ocağında veya iş hanının birinci katında bulunan küçük kütüphanesinden hasbihal etme fırsatını bulurdum. Kendimize hep yakın hissederdik çocukluk yıllarımıza itibaren hocaya karşı hep bir sevgi ve saygımız vardı tabi bunun da altyapısı vardı. Hoca bizim köy komşumuz olduğundan dolayı rahmeti dedem ve babam da hoca hakkında hep sitayişle bahseder zaman zaman Cuma namazı için Akpınar mehlesindeki mescide gider hatta bayram günlerini oradan takip eder ve bayram namazlarınızda oradan kılmaya gayret ederlerdi. Bu da bizlerin hocaya karşı olan muhabbetimizi artırırdı.

Tabi hocada bizleri sevdiğine şahidim her zaman acı ve mutlu günümüzde hiç bizleri yalnız bırakmadı varlığı bizlere güç verirdi. Geçen yıl babam vefatını öğrenince hemen şehir mezarlığına gelmiş Bayram hocamı yalnız bırakamam demiş Coran pik yaptığı bir dönem Malatya’da sokağa çıkmanın yasaklandığı zamanda ben orada olmalıyım diye düşünmüş ve gelmişti. Babamın cenaze namazınızda kendisi kıldırmıştı. Cenaze defni sonunda ise yine kendi üslubu ve vakarı ile muhteşem bir nasihatte bulunmuştu rabbim razı olsun.

Kendimizi hocamızın yanında huzurlu ve güvende hissederdik bazı akşamları hocamızı evinde ziyaret eder yenge hanımın yapmış olduğum çayından çorbasında tatar derin bir sohbete dalardık.

Hocamızın çocuklarının cenaze günü söylediği gibi babam geride dünyalık hiçbir şey bırakmadı sözü bence maddi anlamda bir anlam ifade ederken manevi anlamda hiçbir şey ifade etmiyordu çünkü Ramazan hoca geride kendisini seven, saygı duyarım onun düşünceleri ve duruşundan dolayı cesaret alan istikametini düzelten belki yüzlerce belki binlerce insanı bıraktı.

Bunun ispatı da cenaze merasimi sırasında müşahede ettik. Ramazan hocam çocukluk yıllarından itibaren kendisini İslam’a ve İslami terbiye, İslami eğitime adamış çocukluk yaşından itibaren İslami eğitimden kopmamış bu uğurda Suriye’den ,Mısır’dan eğitimler almış akademik eğitimini Atatürk Üniversitesinde tamamlamış, öğretmenlik, İmamhatiplık  ve yıllarca hiçbir yerden ücret almadan kendi imkanları ile yapımını üstlendiği iş hanında çevirdiği mescidinde Cuma namazları, vaazlar sohbetleler ve ders halkalarını yaparak eğitimler  vermeye devam etmiştir. 

28 Şubat sürecinde ülkemizin üzerine bir Karabasan gibi çöken bağnaz zihniyetin ülkede yaptığı zulümlere sesiz kalmayarak Müslümanların ve Anadolu insanının sesi olmaya gayret göstermiş ve çetin bir mücadeleye girmiş tatbiki bu yıllar hoca için bu yıllar zor zamanların başlangıcı olmuştur ülkenin bu karanlık yılları.

Bu vatanın evlatları olan Müslümanları tehlike göstererek onları sosyal hayattan tamamen dışlamak için ellerinden geleni yaptıkları bu dönemde hoca kimse yoksa ben varım diyerek cesaretini, şecaatini göstererek tarihe geçmiş bir mücadele vermeye başlamıştır.

En gür sesi ile bu millet sahipsiz değildir diyerek cesaretini göstermiş tabii söz o günün şartlarında söylemek cesaret isterdi çünkü gücü elinde tutanlar bunun ne manaya geldiğini çok iyi biliyorlardı.

Tabii bundan sonra hoca için baskı, takip, yıldırma ve esaret yılları başlamış en sonunda cezaevi görünmüştü.

Bu süreci bizde yakından takip ediyorduk benim o yıllarda Akpınar mehlesinde kliniğim vardı.

Bu süreç tatbiki kolay olmadı her ne kadar zorunuza gitse de ancak elimizde gelen hocamıza dua etmek ve mümkün olduğu kadar yanında bulunmaktı hiç unutmuyorum adliyede savunmasını yaparken sanki bir manifesto yayınlıyordu korkmadan başı dik bu milleti kimsenin boyunduruk altına alamayacağını haykırıyordu.

Yapmış olduğunu her eylemin arkasında durmuş bundan dolayı hiç pişmanlık duymamıştı tabii bu duruş sayesinde Başörtüsüne Özgürlük Mücadelesinin sembol ili haline de gelmişti Malatya’mız 

Hoca bu tavrı, keskin dili ile ismiyle müsemma hale gelişti artık o bir keskin hoca idi artık.

Kim ne derse desin hoca hiçbir zaman mücadeleden geri durmamış ve söylemesi gereken her doğru sözünde her türlü ortamda korkmadan, çekinmeden söylemekten de son nefesine kadar vazgeçmemiştir. 

Son yıllarında yine yakın akrabalarının yardımları ile Malatya Ulu köyde Abuzer mescidini yapmış Cuma ve Bayram namazlarını orada kıldırarak irşat faaliyetlerine devam etmiştir.

Uzun yıllardır Malatya’dan uzakta olduğumdan dolayı takip ettiğim kadar yenge hanımın vefatı hocam üzerimden derin bir tesir bırakmış bunu da sosyal medyada yayınladığı makbere giden gelen makalesi deden dile getirmişti.

Bilgeye sormuşlar insanın kıyameti ne zaman kopacak diye insanın iki kıyameti vardır demiş bilge birinci Kıyamet insanın eşinin öldüğü vaktidir ikinci kıyamet ise gerçekten insanın kabre konduğu vaktidir demiş bilge. Hocam birinci kıyametini yıllar önce yaşamıştı zaten ikinci kıyamette tabii ki gecikmedi Rabbine konuşmak için hızlı adımlarla sanki şairin dediği gibi iyi insanlar güzel atlara binerek gittiler ifadesini pekiştirerek aramızdan ayrıldı.

Rabbim kendisine rahmet eylesin mekânı cennet makamını ali eylesin.

Kıymetli hocam geride bıraktıkların evlatların, akrabaların ve dostlarının seni unutmayacağını bil…

Saygılarımla.