Mutfakta boş tencere dönemi! Kırmızı et fiyatı dört haneli rakamlara koşuyor!
Yeni yıl yaklaşırken vatandaşlar 2026 yılında ete ne kadar zam geleceğini merak ediyor. Kıymalık dana eti hâlihazırda 750 TL bandına satılırken, Malatya Kasaplar Odası Başkanı Yusuf Küçer, fiyatların 1000 TL ile 1100 TL bandını aşmasının beklendiğini söyledi.
Satışlar azaldı
Satışların çok düştüğünü dile getiren Küçer, kasap esnafının durumunun günden güne kötüye gittiğini kaydederek, “Bunun yanı sıra kasap esnafımızın durumu inanın hepsinden kötü. Bizim satışımız çok düştü. Çünkü fiyatlar yükseldikçe alım gücü düşüyor. Kar marjımız da düşüyor. 1 kg de 50 lira kazanmayla dükkânı döndüremezsiniz. Çünkü satışımız ortada. Diyelim günlük 100 kilo, 150 kilo bir et satmış olsak deriz ki tamam ya iyi kötü bizi idare ediyor. İnanın öyle esnafımız var ki günlük 20 kilo, 25 kilo et satıyor. Yani 100 lira kazansa 2.500 lira eder. Bugün bir inşaat işçisi 3000 lira alıyor. Yani düşünün yani 1 milyonluk, 1,5 milyonluk bir tesis kuruyorsunuz. İş yeri kuruyorsunuz. Günde kazandığınız 2000 lirayı geçmiyor. Bu evinizin, çocuklarınızın, sizin yiyeceğinizi, içeceğinizi çıkartmaz. Bunun yanı sıra en büyük sıkıntımız üretim yapmamamız. Biz bunları çok gerekli toplantılarda yani konuya vakıf olan konunun başında olan bürokratlara, bakanlara toplantılar dâhilinde, söz verdikleri dâhilinde anlatıyoruz. Hayvancılığın gidişatı pekiyi değil. Kasaplığın gidişatı iyi değil. Yani şu an kasap esnafımız inanın çok zor durumda.” dedi.
11 ili etkileyen depremler kadar etkili
Şap hastalığı nedeniyle hayvanların erken dönemde kesilmeye başlandığını aktaran Küçer, besicilerin bekledikleri verimi alamadığını söyledi. Şap hastalığının, 11 ili etkileyen depremler kadar etkili olduğunu ifade eden Küçer, şu şekilde konuştu:
“Şap hastalığı hayvanlar için biraz sıkıntılıdır. İnsana geçen bir hastalık değildir ama hayvanlar arasında ağır bir grip gibi hastalıktır. besici niye kesiyor hayvanı? Hayvan verimden düşüyor. Şap hastalığına yakalanmış bir hayvan, inanın bir hafta sonra en az 40-50 kilo fire veriyor. Çünkü eriyor yani. Ölümlere gidiyor. Çok mesela telef verdik. Besicileri de etkiledi. Onlar bekledikleri verimi alamadılar. Bekledikleri gibi hayvan bulamadılar. Bir de düzenli mesela seri bir şekilde üretime geçemediler. Tam hazıra gelen malların hepsini mecbur kesmek zorunda kaldılar. İster istemez ucuz şekilde zararına hayvanları kestiler. Bunun yerine de mal koyamadılar. Çünkü mal dışarıdan geliyor. Bugün bir hayvanın gelmesi bir ay iki ay buluyor. Bir ay iki ay bir besinin boş kalması besicinin için zarardır. Ondan dolayı bugünkü et fiyatlarının tırmanışa geçmesi. Yoksa et satışları yok.
Bu tablo artık “piyasa şartları” diye geçiştirilecek bir tablo değil. Bir yanda her ay kameraların karşısına çıkıp “zam kaçınılmaz” diyen oda başkanları, diğer yanda tenceresi boş kalan milyonlar var. Şap hastalığı elbette ciddi bir mesele; ama herkes kendi alanının uzmanıymış gibi konuşup sorumluluğu sürekli başka yerlere atarsa bu iş çözülmez. Kasap kasaplığını, besici besiciliğini, Tarım İl Müdürü de kamunun görevini yapmalı. Sürekli zam haberi pompalayıp sonra “et alan yok” demek, yangına benzin dökmekten başka bir şey değildir. Asıl sorun üretimsizliktir, denetimsizliktir ve bu kısır döngüden nemalanan bir düzenin oluşmuş olmasıdır. Devletin getirdiği hayvanla piyasa dengelenmiyorsa, demek ki ortada ciddi bir yapı sorunu vardır. Vatandaşın alım gücü her geçen gün erirken, et dört haneli rakamlara koşuyorsa burada sadece maliyet değil, vicdan da sorgulanmalıdır. Kim yetimin, dar gelirlinin sofrasından eksilen lokmanın üzerinden kazanç devşiriyorsa; kim devletin imkânlarını kullanıp şahsi zenginliğin peşine düşüyorsa, elbette bunun hesabı sorulmalıdır. Devlet güçlüdür, vatandaşını korumak zorundadır; fakat bu gayret, içeriden kemiren çıkar düzenleriyle heba ediliyorsa asıl mücadele orada verilmelidir.
Bakmadan Geçme