• Haberler
  • Gündem
  • Malatya'nın tarımı risk altında: Önlem alınmazsa büyük krizler kapıda!

Malatya'nın tarımı risk altında: Önlem alınmazsa büyük krizler kapıda!

Türkiye genelinde etkili olan kuraklık, Malatya'nın tarımını da tehdit ediyor. Önümüzdeki yıllarda kuraklığın etkisini daha da artıracağını vurgulayan Malatya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çiçek, sulama tesislerinin modernizasyonu ve kayıpların önlenmesi gerektiğini belirtti.

Malatya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çiçek, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir TV programında, nisan ayında yaşanan zirai don ve yaz aylarında etkili olan kuraklığa dair önemli açıklamalarda bulundu. Çiçek, kuraklığın önümüzdeki yıllarda da artarak devam edeceğini belirterek acil önlemler alınması konusunda uyarılarda bulundu.

Malatya’nın kaybı büyük

Yılda yaklaşık 100 bin ton civarında kuru kayısı üretimi yapan, ürettiği ürünün de 85 bin ila 90 bin tonunu her yıl yurt dışına ihraç eden Malatya’nın, zirai don nedeniyle büyük kayıp yaşadığını ifade eden Çiçek, “Sofralık kayısı dediğimiz ya da yaş kayısı üretimi diğer illerimizde de var ama Malatya'ya baktığımızda, ürettiği ürünün yüzde 90'ına yakınını ihracata konu etmesi, aslında ekonomik açısından çok önem arz ediyor. Bir de üretim alanları açısından oldukça geniş bir alana yayılması, bu coğrafyaya münhasır ve böyle bir özelliğe sahip bir ürün olması Malatya için de Türkiye için de özellik arz ediyor. Tabii bu sadece kayısıyla sınırlı değil. Diğer ürünler de var ama ürünler kayısı üretimi içerisinde ciddi anlamda gölgede kalıyor.” dedi.

Kuraklık tarlalara zarar verdi

Nisan ayında yaşanan zirai donun ardından şiddetli kuraklığın yaşandığını aktaran Çiçek, tarla bitkilerinin olumsuz yönde etkilendiğini söyledi. Önümüzdeki yıllarda da benzer afetlerin yaşanması konusunda endişe duyduklarını vurgulayan Çiçek,  şunları dile getirdi:

“Bu yıl meyve birçok 65 il az il değil. Anadolu coğrafyası olarak meyve konusunda ihracatçı bir konumdayız. Dolayısıyla meyve olmamış olması aslında sadece bizim bölgeye münhasır değil. Bütün Türkiye genelinde de, Anadolu'nun bütün üretim yapılan alanlarında da ciddi anlamda bir kayıp yılı olarak bunu tarif ederiz. Aslında biz bu yıl iki tane olay üst üste yaşadık. Ziraat dondan konuşuyoruz. Akabinde biz ziraat donu yaşamamış olsaydık bugün çok şiddetli kuraklıkta konuşuyor olacaktık. Tarımsal kuraklığı konuşacaktık. Ama zirai don 1. derecede ürünü etkilediği için verim kaybı tamamen sıfırlandığı için artık ürün kalitesinden konuşmuyoruz. Çünkü ürün yoktur. Dolayısıyla zirai donun akabinde bir de kuraklıkla beraber bu yıl ciddi anlamda bir sadece meyve üretiminde değil, tarla bitkilerinde de bir kayıp, verim kaybı söz konusu oldu. Bizim endişemiz şu, olumsuz hava iklimlerinin bu şekilde devam etmesi durumunda önümüzde yılları nasıl etkileyecek? Bir de böyle bir soru işareti var.” 

Önümüzdeki yılları etkileyecek

Bölgede bugüne kadar hiç görülmemiş sıcak havanın etkili olduğunu kaydeden Çiçek, kuraklık nedeniyle ağaçların da yetersiz sulandığını, önümüzdeki yıllarda ise bu duruma bağlı olarak verim kaybının yaşanacağını ifade etti. Çiçek, “Bütün ağaçlarımızda bir canlı materyal olduğu için fizyolojik anlamda bir strese girmelerine sebep oldu. Bu da önümüzdeki yılların meyve gözü oluşumuna da olumsuz etkiler yaptı. Üzerine kuraklıkla beraber yeterli ve zamanında sulama yapılmaması da bu anlamda önümüzdeki yıllarda ağaçların gerek gelişimi, gerek meyve gözü oluşumu, gerekse de meyvenin kalitesi konusunda olumsuz etkileyeceğini düşünüyoruz. Bu sadece bu yılla kalmayacak. Önümüzdeki yılda da böyle bir verim kaybıyla karşı karşıya kalacağız gibi bir durum ortada.” diye konuştu.

Önlem alınmazsa büyük krizler kapıda

Üretimde sürekliliği sağlamak amacıyla, kuraklığa karşı bugünden hazırlıklı olunması gerektiğini belirten Çiçek, alınacak tedbirlere dair şunları söyledi:

“Kuraklıkla ilgili, yağış rejimleriyle alakalı, iklim faktörlerine yönelik yatırımların, daha kamusal yatırımların yapılması gerekiyor. Suların tasarruflu kullanılması açısından da tedbirler alınması gerekiyor. Aksi halde önümüzdeki yıllarda bu gerek kuraklık, gerekse iklim değişikliğine bağlı olarak bu ve benzeri olayları daha sıklıkla yaşayacağımız gibi bir durum ortada. Biz sürekli şunu söylüyoruz. Üretimde sürekliliği sağlama açısından bu tedbirlere bugünden hazırlıklı olmamız gerekiyor diyoruz. Olağanüstü durumlarla ilgili gerek ürün çeşitlendirilmesi, gerekse de teknik ve teknolojiyi kullanımı, bu ve benzeri durumlardan faydalanma gibi, zararlarını minimize etme gibi bir tedbirler almak zorundayız. Kuraklık konusunda şu var. Su kaynaklarımız biliyorsunuz son yıllarda yağış rejimlerine bağlı olarak ciddi anlamda bir düşüş söz konusu. Ancak mevcut suları daha verimli kullanmak için de doğru modern sistemler uygulamak, bu konuda desteklemek, özellikle büyük sulama tesislerinin su kayıp kaçaklarını önleyecek şekilde kamu yatırımı şeklinde büyük projelerle bunları korumamız gerekiyor. Aksi halde su kaynaklarımızın azalması, buna rağmen üretimlerde iklim faktörleriyle beraber sıcaklıkların artması, suya olan ihtiyaçların artması önümüzdeki yıllarda daha da büyük krizlere sebebiyet verecek. Varlık içerisinde yokluk yaşamama adına, zengin varlıkların fakir bekçileri olmama adına bu tesislerin bir an önce modernize edilmesi lazım.” 
 

Malatya Net Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
Özel Haber

Bakmadan Geçme