- Haberler
- Gündem
- Malatya'nın Geleceği Madenlerin Gölgesinde: Tarım Bitiyor, Su Kuruyor, Yaşam Susuyor.....
Malatya'nın Geleceği Madenlerin Gölgesinde: Tarım Bitiyor, Su Kuruyor, Yaşam Susuyor.....
TEMA Vakfı Malatya İl Temsilcisi Ali Ekber Korkut, Malatya'da faaliyet gösteren ve planlanan maden ocaklarının çevreye olan olumsuz etkilerine dikkat çekti. Korkut, maden ocaklarının özellikle su kaynaklarına yakın konumlanmasının ve kullanılan kimyasalların, iklim kriziyle birleştiğinde su yataklarını ve tarım alanlarını ciddi şekilde tehdit ettiğini vurguladı.

MALATYA NET HABER: Maden ocaklarının tarımsal alanlara olan zararından bahseder misiniz? Örneğin, Malatya’nın Pütürge ilçesinde yer alan madencilik işletmelerinin kayısı ağaçlarının ve diğer meyve ağaçlarının da kurumasına neden olduğu söyleniyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Ali Ekber Korkut: Bilimsel bir çalışma yapmadan Malatya özelinde bu konu hakkında fikir beyan etmemiz mümkün değildir, ancak madencilik faaliyetlerinin tarımsal üretimi olumsuz yönde etkilediği bir gerçektir. Literatür çalışmaları incelendiğinde metalik madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirildiği alanlarda; sularda, toprakta ve üretilen ürünlerde ağır metal kirliliğinin olduğu yönünde çalışmalar bulunmaktadır.
Giresun Şebinkarahisar’da yaşanmış olan maden kazası üzerinden bir örnek verilebilir. 18 Kasım 2021 tarihinde Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde faaliyet gösteren kurşun, çinko ve bakır madenine ait bir tesisin maden atıklarının depolandığı atık barajında çökme yaşanmıştır. Söz konusu felaket binlerce ton ağır metal içerikli kimyasal maden atığının önce Darabul Deresi’ne ardından da Kelkit Vadisine yayılarak Kılıçkaya Barajına ulaşmasına sebebiyet vermiştir. Vakfımız tarafından felaketin hemen ardından 22 Kasım 2021 tarihinde ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bölgedeki temizlik çalışmalarından 9 ay sonra 30 Ağustos 2022 tarihinde aynı noktalardan numuneler alınmış ve analizler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar felaketin üzerinden 9 ay geçmiş olmasına rağmen ağır metallerin yer kabuğunda olması gereken limitin kat be kat üzerinde olduğunu ortaya koymuştur.
(Tablo 1- Ek Fotoğraflar arasında en sonda yer almaktadır.) Tablo 1’de görüldüğü üzere kurşun miktarının yer kabuğunda 20 ppm değerinde olması gerekirken felaket yaşandıktan sonra 6 farklı noktada bu değer 2.378 ile 1.096 ppm aralığında ölçülmüştür. Facianın üzerinden 9 ay geçmesine rağmen hala kurşun miktarı limitlerin kat be kat üzerinde çıkmıştır. Yapmış olduğumuz bilimsel çalışmalar bu zehirli atıkların yetişkinler için “dikkat çekici”, çocuklar için ise "yüksek kanser riski"oluşturduğunu göstermektedir. Ne yazık ki bu kirlilik ve kanser riski uzun yıllar boyunca devam edecektir. Çalışmalarımızın detayları; "Şebinkarahisar Çevre Felaketi Ağır Metal Kirliliği Raporu" ve "Şebinkarahisar Maden Atık Barajı Çevre ve İnsan Sağlığı Risk Analizi Değerlendirme Raporu" başlıklarıyla kamuoyu ile paylaşılmıştır.