Malatya'da üniversite öğrencileri 7 Ekim Aksa Tufanı'nı andı
Malatya'da üniversite öğrencileri, 7 Ekim Aksa Tufanı'nın yıl dönümünde düzenledikleri etkinlikte Gazze'ye destek mesajları verdi.
İnönü Üniversitesi Öğrenci Topluluğu tarafından 7 Ekim Aksa Tufanı yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen basın açıklaması ve yürüyüş, İlahiyat Camii bahçesinde gerçekleştirildi. Etkinlik Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayıp, kitle adına yapılan basın açıklamasıyla devam etti.
“7 Ekim Aksa Tufanı, Maskelerin düştüğü, direnişin yükseldiği gün bugün”
Kitle adına basın açıklamasını okuyan öğrencilerden Furkan Dönmezer, "7 Ekim Aksa Tufanı, maskelerin düştüğü, direnişin yükseldiği gün bugün. Tarihin akışını değiştiren 7 Ekim Aksa Tufanı'nın yıldönümünü idrak ediyoruz. 7 Ekim 2023'ün sadece bir operasyon değil; on yıllardır süregelen işgal, zulüm ve sessizliğe karşı bir uyanışın günü olmuştur. Bu tarih, dünyanın dört bir yanındaki mazlumların kalplerinde yeniden umut ateşinin yandığı, zalimlerin ise maskelerinin tek tek düştüğü bir dönüm noktasıdır." dedi.
“İnsanlık onurunu savunmanın bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz”
Dönmezer, İnönü Üniversitesi toplulukları olarak, Gazze halkının haklı mücadelesine destek vermek ve sessiz kalmamak amacıyla bir araya geldiklerini vurgulayarak, "Zulme karşı ses yükseltmenin, insanlık onurunu savunmanın bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz." şeklinde konuştu.
“7 Ekim sabahı gerçekleştirilen operasyon işgal güçlerinin 'yenilmez' iddiasını sarstı”
7 Ekim sabahı gerçekleştirilen operasyonun ardından işgal güçlerinin "yenilmez" iddiasının sarsıldığına dikkat çeken Dönmezer, mücahidlerin kararlılığı ve fedakârlığı, dünya kamuoyuna işgal karşısında direnişin mümkün ve meşru olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyledi.
“Bu cesur insanların varlığı, Gazze'nin yalnız olmadığının en somut kanıtıdır”
Ayrıca Sumud Filosu gibi insani yardım girişimlerinin ablukanın kırılması için tarihî bir rol üstlendiğini kaydeden Dönmezer, "Dünyanın farklı yerlerinden vicdan sahibi insanlar Gazze'deki ablukanın kırılması için harekete geçmiştir. Sumud Filosu gibi insani yardım girişimleri, tüm baskılara rağmen ablukanın kırılması için tarihî bir rol üstlenmiştir. Filo aktivistlerinin bir kısmı serbest bırakılmış olsa da bazıları hâlâ haksız yere alıkonulmakta, özgürlük mücadelesi ise durmaksızın sürmektedir. Bu cesur insanların varlığı, Gazze'nin yalnız olmadığının en somut kanıtıdır." ifadelerini kullandı.
“Zulmü durdurması gerekenler, zulmün tarafı olmuştur”
ABD'nin "Eğer HAMAS teklifi kabul etmezse Gazze'yi kan gölüne çeviririz" şeklindeki tehditlerine tepki gösteren Dönmezer, "Bu pervasız tehditler, insanlık değerlerine, hukuk normlarına ve vicdana açık bir saldırıdır. Bu sözler, adeta bir soykırım planının açık itirafıdır. Bizler bu tehditlere boyun eğmeyeceğimizi, mazlumun yanında, zalimin karşısında dimdik duracağımızı ilan ediyoruz. Zulmü durdurması gerekenler, zulmün tarafı olmuştur." dedi.
"Bu direniş sadece bir halkın değil, tüm insanlığın onur mücadelesidir”
Ayrıca Gazze'nin açlık, ambargo, bombardıman ve sistematik katliamlarla karşı karşıya bırakılmakla teslim alınmak istediğine dikkat çeken Dönmezer, "Çocuklar, kadınlar ve yaşlılar hedef gözetilerek katledilmekte, şehirler yerle bir edilmekte, temel insani yaşam hakkı yok sayılmaktadır. Ancak tüm bu zulme rağmen Gazze halkı, 'Sumud' ruhuyla, yani dimdik ayakta durma iradesiyle direnişini sürdürmektedir. Bu direniş sadece bir halkın değil, tüm insanlığın onur mücadelesidir." dedi.
“Boykotun hayati bir sorumluluk olduğunun altını çiziyoruz”
Açıklamada, boykot çağrısında da bulunan Dönmezer, "Bu noktada, bizler için boykotun hayati bir sorumluluk olduğunun altını çiziyoruz. Zalimleri ekonomik olarak destekleyen kurum ve markalara karşı yürütülen boykot, sadece sembolik bir tepki değil; doğrudan işgalin ekonomik damarlarını hedef alan etkili bir direniş yöntemidir. Boykot, her birimizin günlük hayatında zulme karşı atabileceği somut bir adımdır. Bu nedenle boykotu bir kampanya değil, kararlı bir duruş olarak görmek; sürekli, bilinçli ve istikrarlı bir şekilde sürdürmek zorundayız." dedi.
“Direniş meşrudur ve zulüm er ya da geç yenilecektir”
7 Ekim ruhunu diri tutmanın, işgal ve ablukaların sona ermesi için mücadeleyi sürdürme kararlılığını vurgulayan Dönmezer, "Hakikat, adalet ve özgürlük talebimizi yükseltmeye; zalimlerin maskelerini indirmeye devam edeceğiz. Gazze yalnız değildir. Direniş meşrudur. Zulüm er ya da geç yenilecektir." sözleriyle açıklamayı sonlandırdı.
Etkinlikte bir konuşma yapan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Polat ise, üniversite öğrencilerinin yaptığı etkinliğin anlamlı olduğunu belirterek kendilerini tebrik etti.
Günün anlam ve önemine dikkat çeken Dr. Öğretim Üyesi Polat, Çok anlamlı ve önemli bir günün yıldönümünde olduklarını ve Müslümanlara hayat veren bir günün anısında olduklarını söyledi.
İslam ülkelerinin dış politikalarına yönelik eleştirilerde bulunan Polat, bazı devletlerin siyonizmle yakınlaşma çabalarına tepki göstererek şöyle konuştu: "Kendilerini İslam ülkesi diye ifade eden devletlerin birçoğu maalesef siyonizm ile normalleşme, anlaşma ve uzlaşma çabaları içerisindeydi. Ve gerçekten bu anlamda siyonizm önemli aşamalar katetmişti. Siyonizm ilerliyordu. Siyonizm bütün cebbarlığıyla, bütün sahtekârlığıyla insanları aldatmaya devam ediyordu." ifadelerini kullandı.
“Mücahitler bizlere bir ufuk açtı”
Müslümanların yaşadığı çaresizliğe dikkat çeken Polat, bu dönemde Filistinli direniş gruplarının ortaya koyduğu tavrın yol gösterici olduğunu belirterek, "Ve biz yapılacağını düşünüyorduk. Dünyadaki Müslümanlar acaba; bu oyun, bu tuzak, bu aldatmaca nasıl durdurulabilir, bu nasıl bozulabilir diye kara kara düşünüyorduk. Böyle bir dönemde biz ne yapacağımızı şaşırmışken, Allah kendilerinden razı olsun, şehit olanların şehadetlerini Rabbim kabul eylesin. Filistinli, Gazzeli Müslümanlar, direniş grupları HAMAS, İslami Cihad başta olmak üzere bizlere bir ufuk açtı. Ne yapılması gerektiğini bizlere gösterdiler." diye konuştu.
“Fedakârlığın üst noktasını vererek ortaya koyarak bütün dünyaya gösterdiler”
Direnişin teorik değil, pratik bir örnekle ortaya konduğunu vurgulayan Polat, Gazze'deki mücahit grupların fedakârlıklarını şu sözlerle dile getirdi: "Ama bizim sınıflarda teorik olarak derslerde anlattığımız gibi değil, onlar pratiğini gösterdiler. Fedakârlığın üst noktasını vererek, bizzat bütün varlıklarını ve canlarını ortaya koyarak bütün dünyaya gösterdiler. Eylem nasıl olurmuş, insanlık nasıl karanlıktan çıkarılırmış, onlar gösterdiler. Allah kendilerinden razı olsun."
“O yiğitler, kartondan kahramanlar olan siyonizm ve destekçilerine dünyayı dar ettiler”
siyonizmle uzlaşma arayışında olanlara da göndermede bulunan Polat, "Tabii siyonistlerle birlikte anlaşma masalarına oturanların hepsi masaların altında kaldılar. O yiğitler, kartondan kahramanlar olan siyonizm ve destekçilerine dünyayı dar ettiler." dedi.
Açıklamanın ardından düzenlenen yürüyüşle etkinlik sonlandırıldı.
Bakmadan Geçme





