Kitaplarını Gazze'ye bağışladı

Arşivinde 1900'lü yılların başından itibaren Türkiye'de basılmış Osmanlıca dahil genellikle edebi, fikri ve sanatsal değeri olan 50 binin üzeri kitabının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Aslan, Gazze'de yaşanan soykırıma karşı bir farkındalık oluşturmak amacıyla çocukları kadar sevip değer verdiği kitaplarını Gazze için bağışladığını söyledi.

Kitaplarını Gazze'ye bağışladı

Siyonist işgal rejimi, 7 Ekim'den bu yana havadan, denizden ve karadan Gazze'ye düzenlendiği saldırılarda şehid olanların sayısı 26 bine yaklaşırken, yaralananların sayısı ise, 64 bine dayandı. Dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de düzenlenen çeşitli etkinliklerle soykırımın bir an önce sona ermesi için tepkiler sürürken, Gazze'ye anlamlı bir destekte İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Acil Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aslan'dan geldi. Kitap serüvenin ilkokuldan başladığını ve üniversiteden sonra arşive dönüştürdüğünü belirten Aslan, Türkiye'de sayılı imzalı kitap arşivi olanlardan biri olduğunu ve arşivinde 1900'lü yılların başından itibaren Türkiye'de basılmış Osmanlıca dahil çok az yabancı dil olmak üzere genellikle Türkçe basılmış, edebi, fikri, sanatsal değeri olan 50 bin üzeri kitabının bulunduğuna dikkat çekti. İLKHA Muhabirine konuşan Aslan, kitaplarının çocukları ve ailesi kadar yanında kıymetli olduğunu ve her an hayatının içinde olduğuna vurgu yaparak, Gazze soykırımı başladığında bir Müslüman, bir insan ve bir hekim olarak hem farkındalık oluşturmak hem de en değerlimizi infak etmek şiarıyla kitaplarının bir kısmını müzayedeye de satışa sunduğunu ve gelirinin Gazze'de sağlık hizmetlerinde kullanılmak için bağışladığını söyledi.

İnfak etmek şiarıyla kitaplarımın bir kısmını Gazze'ye bağışladım

Aslan, "Tabii Gazze soykırımı başladığı zaman hem bir Müslüman olarak hem bir insan olarak hem de bir hekim olarak belli hassasiyetlerimiz oluştu. Benim 2012'de Gazze'ye hekim olarak bir iki hafta civarında ziyaretim olmuştu. Öyle bir duygusal bağımız da var. Ayrıca Kudüs bizim ortak davamız. Bu açıdan Gazze bizim için hassas bir coğrafya. Osmanlı'nın mücadelesinin en şiddetli olduğu yer. Çanakkale'de Gazzeli şehitler var. Yani bu bugüne has bir bağ değil. Geçmişe dayanan, inancımıza dayanan bir bağ. Dolayısıyla ben bir Müslüman olarak bir insan olarak baktığımda bir şeyler katmam, bir farkındalık oluş gerektiğini düşündüm. Hekim olarak zaten hazırım. Yani devletimiz bana ihtiyaç olduğunu söylediği yerde ben hekim olarak Gazze'ye her zaman gitmeye hazırım." dedi.

Konu Gazze olunca tereddüt etmeden bağışladım

Kitaplarını çok sevdiğini ve onlara çok değer verdiğini ifade eden Aslan, "Benim açımdan en kıymetli, en sevdiğim şey kitaplarımdı. Hani vazgeçmeyeceğim şeyler. İlk müzayedede ben Halide Edip Adıvar imzası, Ahmet Haşim imzası, Halid Ziya Uşaklıgil imzası filan koydum. Yani bunları normalde satışını hiç düşünmeyeceğim, aklıma getirmeyeceğim imzalar. Ama konu Gazze olunca tereddüt etmedim. Kütüphaneme girdim. Bir seçki yaptım. Ve o seçkiye bir daha göz atmadım, kolileyip gönderdim. Daha sonra şöyle ilginç bir şey oldu. Beni tanıyan şair bir arkadaşım. O müzayededen benim eserlerimden bir kısmını almış. Bana şunu söyledi: 'Hocam ben bunları aldım ama size tekrar hediye etmek istiyorum' Ben de ona, onlarla gönül bağımı Gazze için kopardım dedim. Lütfen bana isimlerini söylemeyin dedim. Çünkü orada nefsi davranabilirim. O Kitaplar benim için Gazze'den dolayı dünyamdan çıkmıştır dedim." ifadelerini kullandı.

İlk müzayede genel olarak beklediğimin üzerindeydi

Aslan, "Biz tabii phebus muzayede firmasını da anmam gerekir. Onlarda cüzi bir kesintiyle katkı sundular. İkinci müzayedeyi de yaptık. Sonuçlarını bekliyoruz. İlk müzayede genel olarak beklediğimin üzerindeydi. İkinci müzayede ilk müzayedeye göre biraz daha düşük ilgi vardı ama yani biz burada sonuçta bir niyet ortaya koyduk. Bir amaç ortaya koyduk. Türkiye'de bir farkındalık oluşsun." dedi.

Burada asıl önemli olan değerli olanımızı infak etmek 

Kitaplarının hayatının en kıymetli parçası olduğunu söyleyen Aslan, şöyle devam etti: "Gazze'nin, Kudüs'ün bağımsızlığı benim kitaplığımdan geçeceğini bilsem bir tane bile kitabımı bırakmadan hepsini bağışlarım. Dolayısıyla biz bir farkındalık oluşturmak istedik. Bunu bir şekilde ekonomik karşılığı başka da temin edebilirdik ama burada asıl olan şey, değerli olanımızı infak etmek. Tabii şu an en önemli gündemimiz Gazze. Yeryüzünde çığlığı olan bütün mazlumların sesi olmak zorundayız. Bugün yeryüzündeki en mazlum topluluk Filistinliler dolayısıyla işgal edilen üçüncü kutsal beldemiz, Kudüs'ümüz varken bizim artık belli şeylerden feragat etmemiz gerekiyor. Herkes kendi nefsini dinlerse en kıymetlisinin ne olduğunu anlar. Benim için en kıymetlisi kitaplarımdı onları da bağışladım."

Eğer devletimiz karar verirse, ailece gider cihat ederiz 

Aslan son olarak, "Yakın zamanda büyük oğlum kısa dönem bir askerlik yaptı. Ben oğlum belki Cumhurbaşkanımız cihat ilan eder. Sen de gider orada cihat edersin dedim. Eğer devletimiz karar verirse, ailece gider gönüllü cihat da ederiz ve en sevdiklerimizi feda ederiz. Yeryüzünde kötülüğün yok olması ve iyiliğin hakim olması için nefesimizle, sesimizle, varlığımızla yani tüm gücümüzle katkı sunmaktan geri durmayız." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)