Gıda güvenliği çöküyor!

Türkiye'de zehirlenme vakalarının ciddi boyutlara ulaştığını ifade eden Saadet Partisi Malatya İl Başkan Yardımcısı Hüseyin Berk, 'Bu olay, artık gizlenemez hâle gelen gıda güvenliği çöküşünün yeni bir halkasıdır.' dedi.

Gıda güvenliği çöküyor!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Saadet Partisi Malatya İl Başkan Yardımcısı Hüseyin Berk, son dönemde artan gıda zehirlemesi vakalarına yönelik yazılı açıklama yaptı. 

Gıda güvenliği çöküyor!

Gıda Çöküşü Gizlenemez

Ülkede gıda güvenliği krizinin derinleştiğini vurgulayan Berk,  “Geçen gün Şırnak'ın Cizre ilçesinde yaşanan son olay, Türkiye’deki gıda güvenliği krizinin ne kadar derinleştiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Aynı kafede pizza yiyen 4 kişi fenalaşarak hastaneye kaldırılmıştır. Hastaneye kaldırılan Mehmet Emin İğdi maalesef hayatını kaybetmiştir. Bir pizza, bir gencimizin hayatını mal oldu. Bu olay; Türkiye’nin artık gizlenemez hâle gelen gıda güvenliği çöküşünün yeni bir halkasıdır.” ifadelerini kullandı.

Gıda güvenliği çöküyor!

Denetim Yetersiz    

Yurtlar ve cezaevlerinde kitleler halinde zehirlenme vakalarının yaşandığını söyleyen Berk, denetimlerin yetersizliğine vurgu yaparak şunları kaydetti:

“Türkiye, haftalardır peş peşe yaşanan gıda zehirlenmeleriyle çalkalanıyor. Yurtlarda yüzlerce öğrenci zehirleniyor. Cezaevlerinde kitleler hâlinde mahkûmlar zehirleniyor. Bu tablo bize ne söylüyor? Sistem çökmüştür, denetim yetersizdir, kayıt dışı üretim kontrolden çıkmıştır, artık bu gerçekler görmezden gelinemez, kimse “ya işte, yaşananlar münferit olaylardır” diyemez.” 

Gıda güvenliği çöküyor!

Bu Yük Taşınabilir Değil

Türkiye’de 7.500–8.000 kontrolör bulunduğunu aktaran Berk, bu rakamın milyonlarca işletmenin etkin bir şekilde denetlenmesinin mümkün olmadığını belirtti. Berk, şunları söyledi:

“Peki, bu kontrolörler kaç işletmeye bakmak zorunda? Milyonlarca. Bir kontrolör yılda kaç işletmeyi sağlıklı denetleyebilir ki? Gerçekçi olalım. Bu yük taşınabilir değildir. Bu kadar az sayıyla gıda denetimi nasıl etkin olacak? Risk nasıl önlenecek? Alınan numuneler laboratuvara gidiyor. Sonuçlar günlerce, bazen haftalarca çıkmıyor. Peki, sonuç çıkana kadar ürün nerede? Raflarda, Kasalarda, Fırınlarda, Kafelerde, Okul yemeklerinde, Açık büfelerde Tüketiliyor. Sindirilip vücuda giriyor Ve vücuda zarar veriyor. Peki olay olduktan sonra yapılan açıklamalar neyi değiştir? Ölen geri geliyor mu? Zehirlenenin sağlığı düzeliyor mu? Hayır. Gıda zehirlenmelerinin önemli bir bölümü kayıt dışı üretimden kaynaklanmaktadır. Sokak aralarında merdiven altı üretim yapılıyor. Pestisit kalıntılı ürünler pazara giriyor. Taklit ve tağşişli ürün üretimi artıyor. Tarım Bakanlığı verileri yaşanan vehameti ortaya koymaktadır. Numunelerin %9–10’unda sorun tespit ediliyor. Peki, bu oran kabul edilebilir mi? Her 10 üründen biri riskliyse bu ne demektir? Her 10 sofradan biri tehlikede demektir. Her 10 çocuktan biri risk altında demektir. Bu tabloya nasıl sessiz kalınabilir?”

Gıda güvenliği çöküyor!

Toplumu Endişeye Sevk Ediyor

Gıda zehirlenme mağdurlarının çoğu zaman en savunmasız kişiler olduğunu kaydeden Berk, “En savunmasız kişiler; yurtlarda kalan öğrenciler, cezaevindeki mahkûmlar, okuldaki çocuklar, asgari ücretli işçiler, tatildeki aileler.

“Çocuğum okulda ne yiyor?” “Yurttaki yemek güvenli mi?” “Tatilde yediğim yemek ölümcül olabilir mi?” Bu sorular bugün toplumu endişeye sevk etmektedir. Yaşanan gıda krizi çok boyutludur: İklim değişikliği gıdaların bozulmasını hızlandırıyor, ekonomik sıkıntılar ucuz ve kalitesiz ürünlere yönelişi artırıyor, kayıt dışı üretim yayılıyor, laboratuvarlar yetersiz, denetim kadrosu az, politika koordinasyonu zayıf, dijital takip yok.” diye konuştu.

Gıda güvenliği çöküyor!

Çözüm Önerileri 

Zehirlenme vakalarına karşı çözüm önerileri de sunan Berk, şunları sıraladı:
“Çözüm aslında çok açık. Dünyanın birçok ülkesi bunu başarmıştır. Türkiye de başarabilir ama önce sorunu kabul etmek gerekiyor. Atılması gereken adımları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Ulusal erken uyarı sistemi kurulmalıdır.
  • Soğuk zincir dijital sensörlerle takip edilmelidir.
  • Toplu yemek sektörü bağımsız denetime tabi olmalıdır.
  • Kayıt dışı üretim için özel denetim birimi kurulmalıdır.
  • Laboratuvar altyapısı güçlendirilmelidir.
  • Tağşişli ürünlere cezalar caydırıcı hâle getirilmelidir.
  • Geri çağırma süreçleri şeffaflaştırılmalıdır.
  • Tedarik zinciri dijitalleştirilmelidir.
  • Kamuoyu periyodik raporlarla bilgilendirilmelidir.
  • Bu adımlar gecikmeden uygulanmalıdır.”
  • Türkiye Bu Krizi Daha Fazla Taşıyamaz

Gıda güvenliği için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini ifade eden Berk, on olarak şunları ekledi:

“Türkiye bu krizi daha fazla taşıyamaz. Çocuklarımız bu risk altında yaşayamaz. Gıda güvenliği sağlık, ahlâk, ekonomi ve milli güvenlik meselesidir. Bir an önce harekete geçilmeli. Gıda güvenliği reformu derhal başlatılmalıdır.”
 

Malatya Net Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme