• Haberler
  • Ekonomi
  • Gelir dağılımında uçurum: Bir yandan yeni milyonerler çıkıyor, diğer yandan vatandaş fakirleşiyor

Gelir dağılımında uçurum: Bir yandan yeni milyonerler çıkıyor, diğer yandan vatandaş fakirleşiyor

KESK Malatya Şubeler Platformu, Gelir adaletsizliğine karşı 'Geçinemiyoruz' sloganıyla basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, 'Ülkede her ay yeni milyonerler çıkarken halk daha da yoksullaştı.' ifadelerine yer verildi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu(KESK) Malatya Şubeler Platformu, “Geçinemiyoruz” sloganıyla SGK Malatya İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenlendi.

Vergiler Nereye Gidiyor?

Vatandaşların, vergilerin harcandığı alanları denetleme hakkına sahip olduğu vurgulanan açıklamada, “Bütçe; siyasal iktidarların, demokratik, sosyal hak ve özgürlükler konusundaki duruşunun en önemli göstergesidir, ekonomik bir plan ve siyasi bir belgedir. Halktan toplanan vergilerin nerelere harcanacağını gösteren resmi bir belgedir. Her vatandaşın toplanan vergilerin nereye harcandığını denetleme hakkı ve görevi vardır. Bu denetim; bütçenin hazırlanması, uygulanması ve sonuçlandırılması sırasında yapılabilmelidir. Ancak Türkiye’de bu şeffaflık henüz sağlanmamıştır, iktidar halktan, sendika ve demokratik kitle örgütlerinden ve muhalefetten gelen önerilere kapalı bir süreçle bütçe hazırlamaya devam etmektedir.” ifadelerine yer verildi.

2026’de Yoksulluk Artacak

Orta Vadeli Program (OVP) ile 2026 ve sonrasında yoksulluğun daha da derinleşeceği kaydedilen açıklamada, şunlara yer verildi: “Türkiye bütçeleri her yıl daha çok borçlanma ve daha çok açık verme sorununa yol açmaktadır. Bu süreçte önleyici tedbirler alınmadığı için 2019 pandemisi, 2023 depremleri derin ekonomik kriz koşullarında halkımıza ağır bir fatura çıkarmıştır. “İtibardan tasarruf olmaz” diyen iktidar temsilcileri kamu emekçilerine ve halkımıza “kemer sıkma ve tasarruf tedbirleri” dayatmaktadır. Geçen her dönem öncekini aratmakta emekçiler, emekliler ve bir bütün olarak halk enflasyona ezdirilmekte, ücretler reel olarak azalmakta, tüm kamu emekçileri yoksullaşmaktadır. Bu da yetmezmiş gibi 2025 yılının ikinci yarısında açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) ile 2026 ve sonrasında yoksulluğun daha da derinleşeceği, vergi yükünün daha da artacağı net olarak görülmektedir.”

Enflasyonda Avrupa Birincisi

Türkiye’nin enflasyon sıralamasında Avrupa’da birinci, dünyada ise 5’inci sırada bulunduğu aktarılan açıklamada, “Ülkemizde her ay yeni milyonerler çıkarken halk daha da yoksullaştı. Çalışanların maaş ve ücret artışlarında TÜİK’in sahte rakamlarının, hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyon oranlarının temel alındığı bir ülkede yaşıyoruz. Emekliler açlık sınırının altında yaşamak zorunda.  Ortalama kamu emekçisi maaşlarının yoksulluk sınırının yarısına indiği, hükümet - hakem kurulu yapılardan oluşan ittifakın danışıklı dövüş oyunları ile 4 milyon kamu emekçisi ve 2,5 milyon emeklinin hiçbir zaman tutmayan merkez bankası enflasyon beklentisine mahkum edildiği bir ülkede yaşıyoruz. Çalışanların hayatının hiçe sayıldığı, iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci dünyada üçüncü sıraya yükselen bir ülkede yaşıyoruz.”
2026 bütçesi ile yıkım dayatıldığı belirtilen açıklamada, “2026 bütçe teklifi ile sosyal programlardan, yardımlardan yararlananların sayısı bile azaltılıyor. BİR SOSYAL YIKIM BÜTÇESİ oluşturuluyor. KESK olarak bu yıkım bütçesini kabul etmiyoruz. Alın teri ile geçim savaşı veren milyonlar için bizler için gittikçe ağırlaşan koşullar emekten, halktan yana bir bütçeyi yakıcı bir ihtiyaç haline getirmiştir.” ifadelerine yer verildi.
KESK, son olarak taleplerini şu şekilde sıraladı:

Emekten Halktan Yana Bir Bütçe için:

Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın arttırılmasını, piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini 

Kadınların güvenceli istihdamının artırılmasını, kadınları şiddetten koruyacak kamusal hizmetlerin genişletilmesini

Sefalet düzeyindeki asgari ücretin insanca yaşamaya yetecek bir seviyeye çıkarılmasını, emeğe kölelik dayatan politika ve uygulamalara son verilmesini, adeta seri cinayetlere dönüşen iş kazalarının engellenmesi için her türlü tedbirin alınmasını istiyoruz. 

Kamu emekçileri olarak grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz, 4688 sayılı sendika yasası, değiştirilerek evrensel sendikal normlarla uyumlu hale getirilmesini istiyoruz. 

Sözleşmeli, taşeron, ücretli gibi her türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, maaşlarımızdaki kayıpların karşılanmasını; en düşük kamu emekçisi maaşının kira, aile, yakacak yardımları ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını, bunun için mevcut ‘toplu sözleşmenin’ derhal yenilenmesini istiyoruz.

Gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülerek yoksulluk sınırına kadar olan maaşların cüretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini ayrıca kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını vergilerimizden oluşan bütçeden alıp kamu özel iş birliği projelerine kur korumalı mevduat sistemine aktarılan hazine garantilerine son verilmesini,

Vergilerimizin, silahlanmaya değil, istihdamın üretimin arttırılması, yoksulluğun işsizliğin önlenmesi, adaletin, barışın ve demokrasinin tesis edilmesi için kullanılmasını istiyoruz.”
 

Malatya Net Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme