Erzincan'ın kaderini Hekimhan yaşamasın… 'İliç olmasın'
Kısadalga.net'te Tezcan Karakuş Candan'ın yazdığı köşe yazısında, Malatya'nın Hekimhan İlçesi'nde 5 mahallenin 'Altın madeni ruhsatı' verilmesiyle yaşam kaynaklarının nefessiz bırakılacağını belirterek, Hekimhan'da olası bir 'İliç Faciası'nın gerçekleşmemesi için 'Köylerimiz 'İliç olmasın' diye yaşam alanlarımızı korumaya devam edeceğiz' dedi.

At üzerinde saatler süren yolculuğumuzda dağları aşıp ormanlardan derelerden geçip köyümüze geldiğimizde, bir doğa okuluna gelmiş gibi olurduk. Anneannem her yaz bize köydeki yaşam içerisinde, ağaçlarından otlarına canlılarına kadar bir bilge doğa öğretmeni gibi anlatırdı. Süt sağmaktan, folluktan yumurta toplamaya, dut toplayıp pekmez yapmaya, Karamuk’tan şire çıkartmaya, kenger kaynatıp sakız yapmaya, yayık yaymaktan, bulgur kaynatmaya, ceviz kabuklarından kına yapmaya kadar pek çok şeyi öğrendiğimiz bir doğa okulu olan köyümüz, Köylü köyü ve çevre köyler Akmağara, Başkınık, Karagüney ve Hasançelebi ilçesi şimdilerde tehdit altında. Bu köyler her ne kadar iktidarın çıkarttığı Bütünşehir Yasası ile bir gecede resmiyette mahalle oldu ise de doğal yaşamından hiç bir şey kaybetmedi.
Malatya Hekimhan ilçesinde Hasan Çelebi, Akmağara, Köylüköyü, Başkınık, Karagüney köylerini kapsayan 730 hektarlık alanda verilen altın madeni ruhsatı ile doğa harikası topoğrafyası dağ, orman, ova, nehir tarım arazileri ve meraları ile yok edilmek isteniyor.
Saya Madencilik A.Ş. tarafından maden ocağı kapasite artışı ile cevher zenginleştirme tesisi ve mobil kırıcı projesi kapsamında Ulugüney istasyonuna yakın bölgede Akmağara’da başlayacak süreç için Çevresel Etki Değeri Raporu hazırlandı ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunuldu.
Bu aşamada ÇED raporuna ilişkin halkın katılımı toplantısı 30 Mayıs’ta gerçekleşti. Bölge halkı maden işletmesine karşı olduklarını ve yaşam alanlarını savunacaklarını dile getirirken “Sizin altınınız bir karıncanın canından daha değerli değildir” diyerek doğanın bütünleşik yaşam enerjisini savunduklarını bir kez daha dile getirdiler.
İlk etap Akmağara’da başlayan ve ruhsat kapsamında 730 hektarlık alanda yaşamı bitirecek olan bu proje, doğal varlığımızı ve yaşam kaynağımızı nefessiz bırakacak bir ölüm projesidir. Bölge, ormanlık arazisi, meraları, tarım arazileri, 3.derece doğal sit alanı, ziyaretleri, inanç merkezleri, dereleri, bitki çeşitliliği ve canlı çeşitliliği ile önemli bir ekolojik eşik. Siyanürle altın ayrıştırma, tüm bu varlıkları yok edecek, yaşam varlıklarımızı zehirleyecek ve bir çevre yaşam felaketine neden olacaktır.
Madenin işletilmesi durumunda yıllık 20 milyon ton maden atığı ortaya çıkacak, dağ-taş, dere-tepe tozlanma ile zehirlenecek, patlatma gürültüleri ile yaşanılamaz hale gelecek, yüksek tonajlı iş makinalarla bölge toprakları sermayenin hizmetine sunularak ezilecektir.