Emeklilerden Bakan'a sert yanıt: Aylıkları Mısır ve Hindistan'la değil, Norveç'le kıyaslayın!

Türkiye’de milyonlarca emekli, açlık sınırının altında mücadele ederken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın “Çok şükür emeklilerin maaşını zor koşulda olsak da ödüyoruz” ifadeleri tepki topladı. 16 bin TL ile geçim derdinde olan emekliler, Bakan’ın açıklamalarının ardından, mevcut maaşlarının da elinden gitmesinden korkmaya başladı Birleşik Emekliler Sendikası Malatya şube Başkanı Haydar Göktaş ise ekonomik krizin faturasının emekliye kesilmeye çalışıldığını vurguladı.

Hükümetin sırtında bir yük olarak gösteriliyor

Bakan Işıkhan’ın sözlerinin benzerini AK Partili vekillerinin de kendi aralarında konuştuğunu dile getiren Göktaş, emekli maaşının hükümetin sırtında bir yük olarak algılanmaya başladığını belirterek şunları söyledi:

“Çalışma ve sosyal güvenlik bakanımızın bir TV programında ifade etmiş oldukları devletin zorda olsa Emekli maaşlarını aksatmadan ödediklerini sözleri biz emeklilerde acaba ülkemiz bugün krizler, enflasyon, adalete hukuka olan güvenin sıfırlanması, depremlerin, orman yangınlarının, çevre katliamlarının emekliler yüzünden mi oluyor diye üzüntülüyüz. Sayın Bakan kendilerine ve iktidar gözüyle baktığında haklı olabilir. Benzer sözleri iktidar milletvekillerinden de meclis kürsülerinde, sohbet anlarında duyuyoruz. Sayın bakan emeklilere ödenen maaşların hükümetlerin sırtında bir yük ve en son düşünülmesi gereken bir ödeme gibi algılanıyor artık. Dünya ülkelerinden Mısır ve Hindistan’ı temel alarak örnek veriliyor karşılaştırma yapılıyor. Neden İsviçre, Norveç, Finlandiya vs. ülkelerle kıyaslama yapılmıyor diyoruz. Amatör ligdeki bir takım Süper Lig takımıyla kıyaslanamaz tabi ki biz emekliler amatörden vazgeçtik mahalle takımı bile olamadık sayenizde.”

Fatura yoksula ve emekliye kesildi

Aylıkların zor durumda ödenmesinin sorumlusunun emekliler olmadığını ifade eden Göktaş, yaşanan her türlü ekonomik kriz ve afetlerin faturasının emekli ve yoksul kesime kesildiğini söyledi. Göktaş, “Biz emeklilere açlık sınırın yarısı kadar maaşı reva görüp, “zorda olsa ödüyoruz” diyorsanız, bunun suçlusu 30 yıl çalışmış vergisini primini gençliğini ömrünü vermiş olan Emekliler değildir. Emekli olmak için sizlerin belirlediği bütün şartları yerine getirmiş olan emekli ve dul yetimler değildir. Gün sayısından yaşından ödediği primden bir eksiklik olunca emekli olamıyorsa ve aylığa bağlanmıyorsa bu günahın vebalini biz emeklilere yükleyemezsiniz. Biz emeklilerde biliyoruz zorda olsa ödediğinizi. Açlık sınırı 26 bin yoksulluk sınırı 86 bin lira olmuş. Emeklinin ortalama aldığı emekli maaşı 17.500 lira. Verilen maaş ev kirasına yetmiyorsa bunun suçlusu karnını doyuramadığınız emekli mi, zenginlik sınırı belli olmayan yüzde 20’lik kesim mi? Yoksa ülke bütçesini oluştururken fakirden alıp zengine verirken yapılan haksızlıklar mı? Bütçeyi pay ederken bir türlü gözü doymayan zenginlerden yana tercih yapılması mıdır acaba? Dünyada salgın, ekonomik kriz, deprem, felaket olur bazıları servetine servet katarken fatura emekliye yoksula kesilir. Ülkemizde salgın olur deprem olur, enflasyonda faizde dünya şampiyonu oluruz, siyasi iç çekişme olur, adalete siyasilere güven kalmaz,  fatura yine fakir fukaraya, sabit gelirli emekli ve asgari ücretliye kesilir.” diye konuştu.

Hiçbir gündem yoksulluğu unutturamaz

Hükümetin şatafat ve israf alışkanlıklarından vazgeçmemesi nedeniyle ülkenin zor bir duruma sürüklendiğini savunan Göktaş, emekli ve asgari ücretlinin yaşadığı sefaletin de sahte gündemler nedeniyle görünmediğini kaydederek şu şekilde konuştu:

“Açlığın dini, yoksulluğun vatanı olmaz. Ülkemizde bugün açlık sefalette enflasyonda faizlerde dünya şampiyonu olduysak bunun tek sorumlusu iktidarda olanların tercihlerini halktan fakirden yana kullanmayıp tercihini zenginden yandaştan yana kullanmaları. Kendi halkının yoksulluğunu görmeyip başka ülkelere yardım etmeleri ve israf, şatafattan vazgeçmediği içindir. Emeklinin emekçinin yoksulluğu sefaleti konuşulmasın diye ülke gündemi sürekli siyasi ve adli konularla meşgul ediliyor. Siyasi partiler emeklisinin emekçi esnaf köylünün çiftçinin sorun ve sıkıntılarını konuşmak yerine birkaç siyasi parti ve liderlerin siyasi ikballeri ülke gündeminde düşmüyor. Hiç bir gündem konusu ne olursa olsun emeklinin yoksulun açlığını aldığı 17 bin lira maaşın ev kirasına yetmediğini, ev sahiplerin emekliye kiralık ev vermediğini, emeklinin sağlık sorunlarını, eğitim giderlerini unutturamaz. Bugün yaşadığımız yaşam seviyemiz sizlerin 23 yıllık karne notunuzdur. 
Biz emekliler hak istemeyi eğilmek zannettik. Onun için bu hallere düştük sonra anladık ki hak istemek eğilmek değil aksine 17 milyon emekli ve ailesinin dik durmasıdır.  Bundan sonrada hep dik duracağız hakkımız olanı da alacağız.”