- Haberler
- Video Haber
- 'Asrın Felaketi'nden sadece kitaplarını ve plaklarını kurtarabildi
'Asrın Felaketi'nden sadece kitaplarını ve plaklarını kurtarabildi
6 Şubat depremlerinde evi ağır hasar alan Abdullah Ergün, beyaz eşyalar yerine kitaplarını, plaklarını ve kasetlerini kurtardı. 28 ay boyunca konteynerde kitaplarıyla yaşayan Ergün, şimdi güvenle oturduğu TOKİ konutunda 'eski dostlarıyla' hayatına devam ediyor.
Hayalimi gerçekleştirdim
Ergün, 21 metrekarelik yaşam alanında 28 ay boyunca kitap ve plaklarıyla kaldığını dile getirerek, "Konteynere gelen misafirler şaşırıyorlardı. Bu kadar kitap buraya sığar mı diye. Anlatıyordum işte ‘Benim için önemli olan bunları buraya getirmekti’ diye. Konteynerdeyken hep söylüyordum. Kalıcı konutlar çıktığı zaman salona bunları dizeceğim hayalimdeydi. Yine müzik dinleyeceğim, yazılarımız yazacağım, kitap okuyacağım, eski gazetelere bakacağım. Bunları da gerçekleştirdim. Şu anda bunun keyfini çıkarmaya çalışıyorum" dedi.
‘Allah devletimize zeval vermesin’
Depremden sonra konteynerda kaldığı günlerin özlemine vurgu yapan Ergün, “Konteynerdeyken en büyük mutluluk kurada adınızın çıkıp çıkması. Ben hiç takip etmiyordum, çıkan arkadaşlara da seviniyordum. Çünkü konteynerden ayrılırken hep bir duygusal ortam oluyordu. En sonda arkadaşlar ismimim okunduğunu söylediler. Binaların konumu hiç önemli değildi. Bir an evvel buradan ayrılmak istiyordum. Çünkü 28 ay çok uzun bir süre konteynerde kalan süreye baktığımız zaman. Ama bugün geldiğim noktaya baktığım zaman Çamurlu Konutları gerek sağlamlık gerekse görüntü olarak muhteşem binalar yapılmış. Allah devletimize zeval vermesin. Gerçekten içinden bulunduğum ortamdan geldiğimiz noktaya baktığımız zaman herkes mutlu. Konteynerden buraya taşınmanın vermiş olduğu bir mutluluk var. Şimdi bu mutluluğun keyfini sürmeye devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
‘Travmayı atlatmak o kadar da kolay bir şey değil’
Şehir dışına gittiklerinde ‘Depremzede’ unvanın yakıştırılmasını üzüntüyle karşıladığını vurgulayan Ergün, "Yeni bir şehir ortaya çıkıyor. İnşallah Malatya’nın gönlüne göre bir görüntü ortaya çıkar. Çünkü bu halk bunu sonuna kadar hakketti. Depremden sonra Malatya’nın nüfusu 80 bine kadar düştü. Biz bırakmadık. Herkesin herkese ihtiyacı vardı. Biz de bir şekilde elimizi taşın altına koyduk. Depremzede unvanını bize yakıştırdılar. Ne zaman dışarıya gitsek, depremzede muamelesi görüyoruz. Bu travmayı atlatmak o kadar da kolay bir şey değil. Özellikle çocukların içinde bulunduğu ortamı düşünecek olursak burada hem bizlere, anne-balara hem de yetkililere çok büyük görev düşüyor. Bir şekilde bunların üstesinden gelip yeni Malatya’nın yeni sahipleri bizler olacağız" diye konuştu.
Bakmadan Geçme