Anne Adayları Dikkat! Geç Kalınan Muayene Hayat Karartabilir
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Rauf Melekoğlu, gebelikte ortaya çıkan risklerin büyük bölümünün önceden fark edilip önlenebileceğini belirterek, anne adaylarını bilinçli olma ve tıbbi takibi ihmal etmeme konusunda uyarıda bulundu.

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Rauf Melekoğlu, riskli gebeliklerin nedenleri, takip süreçleri ve alınması gereken önlemlerle ilgili İLKHA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Riskli gebelik ne demektir? Hangi durumlar gebeliği "riskli" hale getirir?
Melekoğlu, "Riskli gebeli kavramı aslında çok geniş bir kavram. Kısaca değinirsek, bir gebelikte oluşan bir problem eğer anneyi veya bebeği veya her ikisini birden tehdit ediyorsa ve bunlarda risk oluşturuyorsa, biz bunu riskli gebelik olarak tanımlıyoruz. Bu riskli gebelik hastanın önceden var olan bir problemine bir hastalığına bağlı olabileceği gibi, gebelikte çıkan bir probleme bağlı da olabiliyor. Veya önceki gebeliklerinde yaşadığı problemlere bağlı da gelişebiliyor. Hafif yani minör dediğimiz daha küçük problemlerden tutun daha büyük daha ciddi problemlere kadar gelişen bir yelpazede riskler oluşabiliyor ve bu risk gebeliğin herhangi bir noktasında da ortaya çıkabiliyor. Zamanlama olarak riskler gebelik sırasında, doğum eylemi sırasında veya doğum sonrası süreçte gelişebiliyor. O yüzden riskli gebeliğin kapsamı çok geniş diyebilirim. Hekimler olarak gebelik takibinde kullandığımız Sağlık Bakanlığının hazırladığı doğum öncesi bakım yönetim rehberimiz var. Bu rehberde riskli gebelikler 70'ten fazla maddede ele alınıyor. Burada ileri yaş yani 35 yaş üstü olmak, annede şeker hastalığı olması, tüp bebekle elde edilen gebeliklerden tutun hastanın bir kez sezaryen ameliyatı geçirmiş olması bile riskli gebelik olarak tanımlanıyor. O yüzden bu rehberde yer alan yetmiş küsür ifadeye baktığımız zaman aslında gebelerin çok büyük bir kısmı riskli gebelik kapsamına giriyor." dedi.
En sık karşılaşılan riskli gebelik nedenleri nelerdir?
Melekoğlu, "Burada klinik işleyişte en sık karşılaştığımız riskli gebeler ileri yaş gebelikler, çoğul gebelikler, tüp bebek gibi yardımcı üreme teknikleri ile elde edilen gebelikler, toplumda belki çok konuşulmuyor ama çok yaygın görülen obezite ile komplike gebeler diyebilirim. Yine bunun dışında annede tansiyon, şeker varsa bunlar önceden kronik hastalık olarak var olanlar olabilmekle birlikte ilk kez gebelik sırasında gelişen tansiyon ve şeker problemi olan hastalar da olabilmekte ve bizim en sık karşılaştığımız riskli gebelik grubunu oluşturmaktadır. Bunun dışında yine gebeliğinde fetusta gelişme geriliği saptananlar veya fetusta yapısal bir problem yani anomali saptanan gebeler klinik işleyişte pratikte en sık karşılaştığımız riskli gebelikler diyebiliriz." ifadesini kullandı.
Gebeliğin başında risklerin tespit edilmesi nasıl olur? Hangi testler yapılıyor?
Melekoğlu, "Aslında gebeliğin başında hatta eğer mümkünse gebe kalmadan önce biz bu tespitlerin yapılmasından yanayız. Bizim prekonsepsiyonel dönem dediğimiz gebelik öncesi dönemde muayeneye hastaları daha çok teşvik ediyoruz. Yani daha gebelik planlarken hastalarımızın mümkünse eşini de yanına alarak aile hekimine ya da bir kadın doğum uzmanına başvurması ve bir risk analizinden geçmesi önerilmekte ve alınacak bir tedbir varsa daha gebe kalmadan önce alınması daha çok tavsiye edilmektedir. Burada en basitinden kilolu bir hastanın normal kiloya gelmesi, sigara içiyorsa sigarayı bırakması, kronik bir hastalığı varsa gerekli durumlarda ilgili birimlere konsülte edilerek bu hastalıklarını düzene sokması veya kullandığı ilaçlar varsa gebe kalmadan bunların düzenlenmesi gebeliğin gidişatına aslında çok önemli katkılar sağlıyor. Bunun dışında biz her gebeliğin başında, hastanın ilk muayenesinde mutlaka detaylı şekilde tıbbi öyküsünü alıyoruz. Fizik muayenesini yapıyoruz. Bununla birlikte ilk gebelik muayenesinde istenmesi gereken bazı kan ve idrar tetkikleri, enfeksiyon tetkikleri ve tiroid testlerini istiyoruz. Bunları tamamladıktan sonra hastayı rutin olarak yaklaşık ayda bir kontrole çağırıyoruz. Bu kontrollerde ise bizim için önemli bir zaman aralığı olan 11-14 hafta arasında ilk önemli taramamız oluyor. Gebeliğin ilk 3 ayı yani ilk trimester dediğimiz dönemin sonunda 11-14 hafta arasında birinci trimester ultrasonografi taramamız var. Burada burun kemiği, ense kalınlığı gibi parametrelere bakıyoruz. Bu dönemde ikili test denen çocuktaki genetik hastalıkları erken dönemde taradığımız testleri uyguluyor ve fetusun yapısal problemlerini bu haftalarda saptamaya çalışmaya başlıyoruz. Sonraki haftalarda ikinci trimester taramalarında eğer ikili test yapılmadıysa üçlü veya dörtlü tarama testleri yapıyoruz. Bunlara ek olarak gebeliğin 18-23'üncü haftaları arasında fetusun yapısal problemlerini saptamaya çalıştığımız detaylı ultrasonografi taramamız var. Gebeliğin 24-28'inci haftaları arasında ise gebelikte şeker testimiz var. Ve gebeliğin ondan sonraki dönemlerinde çocuğun gelişimini ve gereklilik halinde fetusun iyilik halini değerlendirdiğimiz rutin muayenelerimiz takip ediyor." dedi.