Ziraat Fakültesi Dekanı Açıkladı: Kayısı Üreticileri En Fazla Bu Hataları Yapıyor…!
Malatya'nın sembolü haline gelen kayısıda üreticilerin en fazla hata yaptıkları konuları Malatya Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yıldırım anlattı. Yıldırım, kayısı üreticilerinin budama, ilaçlama ve gübreleme konularında kulaktan dolma bilgilerle hareket ettiğini belirtti.
Dünya kuru kayısı üretiminde lider konumda bulunan ve kayısının başkenti kabul edilen Malatya, önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Malatya Turgut Özal Üniversitesi tarafından düzenlenen 2 Kayısı Paneli kapsamında kayısı bahçelerinin dönemsel ihtiyaçlarıyla ilgili bilgilendirmelerde bulunuldu.
Kayısı panellerinin moderatörlüğünü üstlenen Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yıldırım, malatyanethaber.com’a özel açıklamalarda bulundu. Kayısı yetiştiriciliğinde çiftçilerin en çok hata yaptığı konulara değinen Yıldırım, kayısı ağaçlarında doğru budama zamanının ve yönteminin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Yıldırım, çiftçilerin genellikle meyve hasatından sonra ağaçların yapraklarını dökmeden budama yaptıklarını ancak bunun yanlış bir uygulama olduğunu belirtti. Dekan Yıldırım, "Kayısı ağaçları, yapraklarını dökmeden budanmamalıdır. Yaprak dökümü tamamlanmadan yapılan budama, ağacın fizyolojik dengesini bozar ve çeşitli sorunlarına yol açar" dedi.
Prof. Dr. Yıldırım, özellikle kayısı ağaçlarında sıkça karşılaşılan sakız salgısının, yanlış zamanda yapılan budamanın bir sonucu olduğunu ifade etti. Yıldırım, "Yaprak dökmeden önce yapılan budama, ağacın stres yaşamasına neden olur ve bu da sakız salgısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Sakız salgısı, ağacın sağlığının bozulduğunun bir işaretidir" dedi. Dekan Yıldırım, ağaçların yapraklarını dökmeden vejetasyon dönemi devam ederken budama yapmak yerine; yaprağını döküp fizyolojik faaliyetlerini sonlandırdıktan sonra dinlenme dönemindeyken budanma yapılmasının daha doğru bir yöntem olduğunu dile getirdi.
Kayısı üreticileri, ağacı sürekli meyve vermeye zorlayarak ekonomik ömrünü erken tamamlamasına neden olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldırım, “Ağacın hem sürgün ve dal vermesini yani vejetatif gelişmesini sağlamak, hem de devamında meyve vermesini sağlayarak yani fizyolojik dengeyi kurarsak bahsedilen dengeyi kurmuş olacaktır. Böylece de ağacın fizyolojik ve ekonomik ömrü uzun olacaktır” ifadelerini kullandı.
Çiftçilerin budama işlemini yaparken, ne amaçla budama yaptıklarını, hangi dalı nereden ve nasıl kesmeleri gerektiğini bilerek hareket etmeleri gerektiğini belirten Dekan Yıldırım, "Her ağaç bir bireydir. Bir hocamızın dediği gibi, “ağaca dokunma” sanatı aslında, budamanın çok kapsamlı bir konu olduğunu kastediyoruz. Sadece kesmek değil, eğme-bükme, dal açılarını açma ve daraltma, çiçek-meyve seyreltme de budama kapsamında ele alınıyor. Bu nedenle çiftçiler en büyük hataları genellikle budama konusunda yapıyorlar" şeklinde konuştu.
Kayısı ağaçlarının doğru zamanda ve doğru şekilde budanmasının verimliliğini artıracağını belirten Yıldırım, "Yanlış zamanlama ve teknikler, ağacın verimliliğini olumsuz etkiler. Bu nedenle, budama işlemi her ağacın ihtiyaçlarına göre yapılmalıdır" dedi. Yıldırım, her çiftçinin bu konuda doğru eğitim alması gerektiğini de sözlerine ekleyerek "Budama işlemi, ağacın sağlığını ve verimliliğini doğrudan etkilemektedir. Ağaca uygulanan diğer toprak işleme, sulama, gübreleme gibi kültürel bakım işlemlerinin da olumlu sonuçlarını gözlemleyebilmek için budama çok önemlidir. Bu nedenle dikkatli yapılmalıdır" diye uyardı.
Dekan Prof. Dr. Hakan Yıldırım, kayısı ağaçlarının sağlıklı gelişimi için gübreleme ve ilaçlama konularına dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Yıldırım, "Ağaçlar meyve verirken, topraktan aldıkları su ve besin maddeleriyle birlikte verim elde ederler. Bu nedenle ağacın topraktan aldığı besin maddelerini tekrar toprağa takviye etmemiz gerekiyor. Verimliliği sürdürülebilir kılmak için doğru gübreleme yapılmalıdır" dedi.
Kayısı bahçelerinde toprak ve yaprak tahlilleri yapıldıktan sonra farklı katı ve sıvı gübreler kullanılarak bitki besleme programının yapılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yıldırım, gübreleme ve ilaçlama süreçlerinin bilimsel yöntemlerle yapılması gerektiğini belirtti.
İlaçlama konusunda ise çiftçilerin çoğunlukla kulaktan dolma bilgilerle hareket ettiğine ifade eden Yıldırım, "Ağaçlara ilaç atarken, öncelikle bir hastalık ya da zararlı olup olmadığını belirlemek gerekir. Kendimize örnek verirsek, başımız ağrımadan ilaç almayız, ancak çiftçiler kayısı ağaçlarına bazen böyle davranabiliyor. Bir komşusu ilaç attıysa, kendisi de aynı ilacı kullanabiliyor, hastalık veya zararlı durumu göz önünde bulundurmadan yapıyor" dedi.
Ucuz ilaçlara karşı da uyarılarda bulunan Yıldırım, şunları ekledi: “Bir ilacı onda biri fiyatına ucuz alıyorsanız etkisinin onda bir oranında olacağını bilmeliler. Ucuz diye sera şartlarındaki bitkilerde kullanım için üretilen düşük dozlu bakırlı preparatları daha ucuz diye getirip kullanıyorlar, bunun yapılmaması gerekir.”
Malatya’ya sert çekirdekli meyve fidanlarının il dışından girişine yönelik uygulanan karantina tedbirlerinin devam ettiğini belirten Dekan Yıldırım, Malatya’nın kayısı üretimi konusunda kendine yeterli bir şehir olduğunu söyledi. İl dışında üretilen fidanların şehre girişinin, hastalık ve zararlıların bölgeye yayılmasını önlemek amacıyla yasaklandığını belirten Yıldırım, Malatya'da yaklaşık 32 kayıtlı fidan üretimi yapan firma bulunduğunu ve çiftçilere, bu firmalardan sertifikalı ve türü belirli fidanlar temin etmelerini tavsiye etti. Dekan Prof. Dr. Yıldırım, karantina uygulamasının amacının Malatya'daki kayısı üreticiliğini korumak ve dışarıdan gelecek hastalıkların, özellikle virüslü hastalıkların bölgeye zarar vermesini önlemek olduğunu belirtti.
İklimsel Zorluklar ve Alternatif Ürünler
Kayısı yetiştiriciliğinde, don olaylarının büyük sorunlara yol açtığına dikkat çeken Yıldırım, don olaylarının çok sık yaşandığı bölgelerde çiftçilerin alternatif ürünlere yönelmesi gerektiği ifade etti.
Malatya ikliminde özellik Hacı Haliloğlu, Kaba Aşı, Çataloğlu, Soğancı ve Kadıoğlu gibi kurutmalık kayısı çeşitlerinin yüksek kaliteye sahip olmasının yanı sıra bu çeşitlerin sofralık değerlendirme açısından da oldukça lezzetli olduğunu ifade eden Dekan Yıldırım, kayısının Malatya için çok önemli bir ürün olduğunu vurguladı. Malatya’da nüfusun yarısından fazlasının geçimini kayısıdan sağladığını söyleyen Ziraat Fakültesi Dekanı Yıldırım, “Kayısı yetiştiriciliğinin iklimsel olarak, ekolojik olarak, toprak yapısı olarak sorunu olmayan her yerde Malatya'da kayısının yetiştirebildiği her alanda kayısı yetiştirmemiz lazım. Bununla ilgili alternatif düşünemeyiz. Tamamen kayısı yetiştirmemiz lazım. Çünkü bizim için çok kıymetli, bu ekolojide kayısı yetişir. Bunun da kıymetini bilerek hareket etmemiz lazım. Malatya'daki çiftçinin yegâne ürününü kayısıdır” dedi.
Malatya'da kayısı üreticiliğinin desteklenmesi ve sürdürülebilirliği için hem üreticilerin hem de yetkililerin kayısının korunması ve doğru üretim ve yetiştirme tekniklerinin uygulanması gerektiği vurgulayan Dekan Yıldırım, "Çiftçilik bir kültürdür ve her ne kadar eski tecrübelerin önemli yeri olsa da, bu kültürü bilimsel verilerle pekiştirmeliyiz.” ifadelerini kullandı.