Ürün Yok, Etiket Var: Malatya Kayısısı'nın İtibarı Tehlikede
Zirai don nedeniyle ürün vermemesine rağmen raflarda 'Malatya kayısısı' etiketinin bulunmasını eleştiren Ekonomim köşe yazarı Şeref Oğuz, 'Üretim yanmış, rekolte sıfır hâlâ raflara sahte umutlar diziliyor. Ürün yok, etiket var.' dedi.
12 Nisan sabahı Malatya'nın bahçelerinde sessizlik vardı. Kuş değil, don inmişti dallara. Kayısılar yandı. Rekolte sıfırlandı. Ancak “Malatya Kayısısı” etiketi hiç eksilmedi. Nasıl mı oldu? Fırsatçılar başka illerden kayısı getirdi, Malatya etiketi yapıştırdı. Raflara ürün değil, sahte umut dizildi.”
İşte bu, ölmüş bedene serum takmak gibi bir yanılsama: Üretim bitmiş, etiketi yaşamaya devam ediyor. Oysa marka; sahtekârların umut maskesi olmamalı. Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun çıkışı bu yüzden önemlidir. Mesele bir ürünü korumak değil; bir kentin itibarıyla oynayanlara dur demek.
Stratejik değeri olmayan etiket, pazarda sükûtla yanıtlanır
Marka, sahtekârın sırtında değil, üreticinin alnındaki terdedir. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası bu teri savunuyor. Ürün yokken etiketle satış, algıyla oynayarak pazarı manipüle etmektir. Tüketiciye Malatya diyorsun, ama kaynağı başka. Bu strateji değil, hileli ticarettir. Marka ancak böyle çürür.
Bir markayı yaşatmak için ona yaşam desteği değil; kök desteği gerekir. Kaynağından koparılmış her etiket, güveni öldürür. Bu sahtecilik sadece ürünü değil; kalkınma stratejisini de boğar. Çünkü Malatya Kayısısı, sadece ihraç edilen bir ürün değil; Malatya’nın kalkınma vizyonudur.
2 SORU 2 CEVAP / Marka stratejisine dair…
“Morgdakine serum bağlama” ne demek?
Rekolte sıfır, ürün yok. Buna rağmen sahte ürünle marka imajını ayakta tutmaya çalışmak, bitmişi yaşar gibi göstermek demektir. Algı yönetimiyle ekonomiyi kandıramaz, ürünü sürdüremezsiniz.
Malatya Kayısısı neden bu kadar hassas?
Çünkü coğrafi işaret, sıradan bir tescil değil; yerel kalkınmanın ruhudur. Etik bozulursa ihracat sarsılır, güven biter, üretici yalnızlaşır. Malatya; kayısı kozundan yeterince yararlanmamış olur.
Not/Antep fıstığına aşık oldu, başardı. Peki ya Malatyalı kayısıya aşık mı?
Malatya Kayısısı yanmış olabilir. Ama Malatya’nın itibarı hala ayaktadır. O itibar etiketi değil, emeği savunanlarla yaşar. Ölüyü ayakta gösteren değil; yaşayanı koruyan sistem gerekir. Ama her şeyden önce Malatyalı, kayısıya âşık olması, sevmesi lâzım. Yalnızca para kazandığı ürün gibi görmemesi…”