Üretici Tarlayı Bırakıyor: Maliyet Düşürülmeli!
Türkiye'deki mevcut tarımsal destekleme politikalarının, üretim maliyetlerini düşürmeye yönelik olması gerektiğini belirten Malatya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çiçek, 'Üreticinin kar edememesi, maliyetini kurtaramaması nedeniyle ürününü tarlada bırakması gibi bir endişemiz söz konusu' dedi.
Tarım alanında verilen desteklerin kalem sayısının fazla olması nedeniyle ürün çeşitliliğini yeterince sağlayamayan çiftçilerin bu desteklerden tam anlamıyla faydalanamamasına neden olduğunu ifade eden Çiçek, “Türkiye genelinde tarımsal destekleme anlamında tahsis edilen miktar ciddi bir rakama tekabül ediyor. Ancak Türkiye'deki birçok tarım işletmelerinin küçük ölçekli olması, ortalama 20 dekarlık bir bütünlük arz etmiş olması nedeniyle üretici bazına vermiş olunan destekler çok cüzi miktarda kalıyor ve üretimin devamlılığını sağlayacak miktarda değil. Yine üretime yönelik verilen desteklerin kalem sayısının fazla olması. Mazot gübre desteğinin yanında sertifikalı tohum üretimi, organik tarım üretimi, iyi tarım uygulamasına yönelik desteklemeler, buna benzer hasada müteakip ürün destek ödemeleri gibi birçok kalemleri içermesi nedeniyle ürün çeşitliliğini yeterince sağlanamıyorsa, bu desteklerden de yeterince yararlanamıyor gibi bir durum var” diye konuştu.
Tarımsal desteklemede iki tane başlık üzerinde durulması gerektiğini belirten Çiçek, şunları söyledi: “Birincisi şu; her geçen gün üretim maliyetleri artıyor. Altyapı tesislerinde de ciddi anlamda problemler yaşanmaya başlıyor. Bu nedenle bu desteklemelerin ağırlıklı olarak üretimin maliyetini düşürmeye yönelik gerçekleştirmesi daha doğru olacağını belirtmek istiyorum. Bölgemiz için bunu örneklendirmek gerekirse mesela sulama tesisleri. Şu an tarımsal sulamada kullanılan enerji maliyetleri oldukça yüksek. Tarımsal sulamaları daha cazip hale getirip, maliyeti düşürecek şekilde tesislerin yapılması, büyük tesislerin sulama baraj ve göletlerindeki iletim kanallarının güncellenmesi, kayıp kaçakların önlenmesi, kapalı devreye alınmasında yönelik bu tür desteklemelerin bu aktarılması üretimin maliyetini de düşürecek. Dolayısıyla dekar başına verilen bu desteklerle beraber üretim maliyetini de düştüğü için üreticilerimiz daha karlı bir üretimi söz konusu olacak. Oysa şu anki uygulanan sistemde, Türkiye genelinde kümülatif anlamında çok ciddi rakamlara tekabül etse de üreticiye düşen miktarın çok çok düşük olması, üretim sezonunun çeşitli dönemlerinde denk gelmesinden dolayı asıl çiftçinin ihtiyaç duyduğu döneme de tekabül etmemesi çok da bir anlam ifade etmiyor gibi gözüküyor.
Üreticilerimize desteklemeleri daha geniş kalemler şeklinde olmak yerine üretim maliyetlerini düşürecek, bazı kalemleri de sübvanse edecek, hatta sadece üretimle değil, özellikle üreticilerimizin faizsiz kredi ya da çok düşük faizli kredilerle üretim sezonuna göre kredilenmesi, desteklenmesi uygulamasının yaygınlaştırılmasını bekliyoruz.
Aksi halde üretim maliyetlerinin artması, özellikle üretici fiyatıyla tüketici fiyat arasındaki makas genişliğini de göz önünde bulursak, üreticilerimizin yavaş yavaş üretimden kar etmemesi nedeniyle tasfiye edilmesi, ayrılması gibi bir durum söz konusu. En bariz örneği bu yıl karpuz üretiminde özellikle tarlada vatandaşın satışıyla tüketicinin almış olduğu fiyat karşılaştırdığımızda çok ciddi anlamda bir fiyat makası söz konusu. Bu da üreticilerimizin belki birkaç gün sonra artık yeterli derecede kar edememesi, maliyetini kurtaramaması nedeniyle ürününü tarlada bırakması gibi bir endişemiz de söz konusu açıkçası. Bu benzer bir durum sadece bu tarla bitkilerinin içerisinde hububatta da söz konusu”
Zirai don ve kuraklık nedeniyle verim kaybının söz konusu olduğunu vurgulayan Çiçek, desteklerin mevsimlik geçişler, yıllık bazdaki durumlar ve üretim maliyetleri göz önünde bulundurularak yeniden güncellenmesi gerektiğini kaydetti. Çiçek, “Bu yıl ciddi anlamda bir verim kaybı yaşadık. Gerek zirai don yaşanan bölgelerdeki görünen hasarlar gerekse de kıraç alanlarında yetişen yağış rejimlerine bağlı kuraklık yaşanması, yüksek sıcaklıklarla beraber ciddi anlamda verim düşüklükleri söz konusu. Biz kendi bölgemizde yapmış olduğumuz tespitlerde geçen yıl 2024 yılı üretim sezonunda dekara 400-450 kilogram hatta bazı yerlerde 600 kilograma kadar ürün alırken bu yıl biraz önce saydığımız sebepler nedeniyle 200-250 kilograma kadar düştü. Bu da üretim maliyetinin çok çok altında demektir. Üreticilerimiz bir süre sonra girdi maliyetlerinin her gün artması, buna karşılık üretmiş olduğu ürünlerin pazarda yeterince değer bulamaması, değerinde satamaması, maliyetin altında satması, uzun vadede üreticilerimizin bu konuda soru işaretlerine sebebiyet vermekte. Bu anlamda da destekleme kalemlerinin, mevsimlik geçişler ya da yıllık bazdaki durumlar göz önünde bulunarak yeniden güncellenmesi ve piyasadaki üretim şartlarının, üretim maliyetlerinin, girdi maliyetlerinin artış oranına göre de desteklemelerin yıllık güncellenmesi gerekmekte. Aksi halde çok çok gerisinde kalıyor. Desteklemeler üretici bazında çok da bir anlam ifade etmiyor” şeklinde konuştu.