Malatyalıların Buluşma Noktası: Yeni Hobi Durağı Workshop'lar…
Malatya'da yoğun iş temposu, depremin psikolojik etkileri ve stresten uzaklaşmak isteyen vatandaşların yeni adresi workshop'lar (atölye çalışmaları) oldu. Atölyeler, katılımcılara hem zihinsel hem de duygusal rahatlama fırsatları sunuyor.
Yoğun iş temposu, stres ve kaygının getirdiği psikolojik baskılardan bunalan vatandaşlar, yeni hobiler edinerek bu durumdan uzaklaşmaya çalışıyor. Bu kapsamda, çeşitli alanlarda düzenlenen atölye çalışmaları, vatandaşlar için birer zihinsel ve duygusal rahatlama alanı haline geliyor. Katılımcılar, tuval, obje, vitray ve cam boyama sunulan kısa süreli atölyelerde vakit geçirirken hem yeni beceriler kazanıyor hem de kendi elleriyle ürettikleri eserlerle farklı bir deneyim yaşıyorlar. Özellikle 6 Şubat 2023 depremlerinden en çok etkilenen şehirlerden biri olan Malatya'da, bu atölyeler adeta birer terapi görevi görüyor. Resim-İş Öğretmenliği bölümünden mezun olduktan sonra Malatya’da atölye (Workshop) çalışmalarına başlayan Nida Gürdal ile Tuğba İpek, vatandaşları sanata yaklaştırmak ve keyifli vakit geçirebilecekleri alanlar oluşturmayı amaçladıklarını belirtiyor.
Malatya’da ilk kez yapılıyor
Daha önce atölye çalışmalarının yaygın olmadığını belirten Nida Gürdal, depremlerin ardından kentte hem bir yenilik sunmak hem de vatandaşların rahatlayabileceği alanlar oluşturmak istediklerini dile getirdi. Başlarda tanıtım ve mekân konusunda zorlandıklarını kaydeden Gürdal, şunları söyledi:
“Biz yeni mezunduk ve bir iş arayışına girdik herkes gibi. İş arayışına girince de doğal olarak ne yapabiliriz? Diye düşündük. Ankara'da, İstanbul'da bu tarz etkinlikler çok yapılıyor. Malatya'da hiç böyle bir şey yok ve depremler çıkmış bir şehir olduğu için ‘Bu şehre nasıl bir yenilik, bir farklılık getirebiliriz?’ dedik. Böyle bir şeye başladık. Tabii çok zor oldu. Zarar ederek başladık arkadaşımla ama devam ettik. Artık nasıl mutluysak öyle devam edelim dedik ve baktık yani güzel gidiyor. Malatyalıların ilgisi ve katılımı çok iyi oldu. Başlarda biz tanıtım konusunda çok zorlandık. İşte influencer'lardan mekan konusuna kadar birçok yerle görüştük. İnsanlar workshop’un ne olduğunu bilmiyorlardı. Ne yapacaksınız? diye soruyorlardı. Çünkü hiçbir fikirleri yoktu. Malatya'da ilk defa yapılabilecek bir şeydi. Biz işe Dokulu Tuval ile başladık. Dokulu Tuval de hiç bilinmeyen bir şey.”
Katılımcılar dilediğini çiziyor
Katılımcıların diledikleri gibi çizim yaptığını vurgulayan Gürdal, belli bir konsept belirlemediklerini söyledi. Katılımcıların çizimlerine kendi duygu ve düşüncelerini yansıtmalarını istediklerini dile getiren Gürdal, “İsteyen istediği tarz tabloyu kendisi seçiyor ve gelip yapıyor. Ben şu tabloyu yapmak istiyorum diyor. Biz yardımcı oluyoruz. İstediği tabloyu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Olabildiğince yakın şeyler. Çizim, hazır çizimler kullanmıyoruz. Şablon kullanmıyoruz ki resim öğretmeniyiz zaten. İnsanlara yani istedikleri şeyi ortaya çıkarmaya çalışıyoruz olabildiğince. İnsanlar cesaret edemiyorlar. İşte boyasam nasıl olur? Elimi atsam bozulur mu? Şöyle mi olur? Böyle mi olur? Düzelttiğimizi görünce hatalarını çok mutlu oluyorlar.“ dedi.
“Olumlu geri dönüşler alıyoruz”
Her meslek grubundan katılım olduğunu söyleyen Gürdal, atölyelerin sadece uğraş alanı değil aynı zamanda rahatlama alanı da olduğunu ifade ederek, ”Sağlık grubu çok geliyor. yoğun bir çalışma hayatları oldukları için arada kaçma alanı arıyorlar. O yüzden, bizim workshoplarımız onlar için bir dinlenme alanı. Workshop'un amacı o zaten. Şöyle söyleyeyim, pilotlar da oldu gelen. Öğretim görevlilerimiz vardı. Yayılmaya başladı aslında. 6-7 ay oldu artık. İnsanlar duydukları zaman işte bizi öneriyorlar. Bakın böyle bir şey var gidin. Katılımcılar başka arkadaşlarına da bizi öneriyor. Böyle böyle yayılıyor. Geri dönüşler çok güzel. Yazıyorlar, bu da bizi o çok mutlu ediyor. Bizim katılımcılarımız bir kere gelip katılıp gitmiyorlar. Birkaç defa geliyorlar. İşte çok beğendim. Enerjiniz çok güzel diyorlar. Sadece bir şeyler boyamak değil olay. Amaç kafalarını dinlendirmek, rahat etmek, huzur bulmak aslında. Çünkü dış dünya çok tempolu. sürekli bir koşuşturmaca var. insanlar bunun için bizim workshop'larımız kaçmak için alan olarak görüyorlar. Bu bizi mutlu ediyor.” diye konuştu.
Malatya’da hobi alanı sınırlı
Atölyelerin yeteri kadar tanınması halinde Malatyalıların daha fazla katılım sağlayacağını belirten Tuğba İpek ise şunları kaydetti:
“Her hafta atölyelerimiz oluyor. İnsanlara bağlı bir şey olduğu için, katılım olduğu sürece biz yapacağız. Çünkü severek yaptığım bir şey. Mesleğimi de seviyorum. İnsanlara bir şey öğretmek de çok güzel. İnsanlara bir şey aktarmak da güzel. Mutluyuz yani bu şekilde. Atölye daha fazla tanınırsa Malatyalılar da sevecek bunu. Hep söylüyoruz. Çünkü Malatya’da çok fazla hobi edinilecek alan yok. Her gelen aynı şeyi söylüyor. Tanıtım konusunda çok uzmanlığımız yok. Bizim birkaç videomuz tuttu. Ondan sonra insanlar görmeye başladılar. İşte 100.000 izlendi, 200.000 izlendi. Çok konseptimiz var. Biz olabildiğince farklı konseptler deniyoruz.”
Atölyelerin maddi anlamda getirisi olmadığını dile getiren İpek, katılımcıların mutluluklarından dolayı büyük bir memnuniyet duyduklarını belirtti. İpek, “Biz 15-20 kişilik gruplar yapıyoruz. 6-7 saat sürüyor. Baktığınızda maddi bir getirisi yok ama bizi mutlu ediyor. Buradan ayrılan insanların hepsi memnun gidiyor. Bu güzel. Hani memnun kalmayan kimse yoktu bugüne kadar. 6-7 aydır yapıyoruz. İşimizi severek yaptığımız için böyle. Yoksa biz de 6-7 ay sürdüremezdik. Çok zor olurdu yani. Bizi çok zorlardı.” dedi.
“Malatyalılar cesaret edemiyordu”
Malatyalıların sanata yaklaşımının kendilerini zorladığını vurgulayan İpek, kentin sanat ve kültür anlamında daha iyi yerlere gelmesini dileyerek şunları ifade etti:
“Malatya'da sanatsal anlamda kimse cesaret edemiyordu. Malatyalılar yeni bir şeyi çok kabul etmiyor. Gelişime çok kapalılar. Yeniliğe çok kapalılar. Ne olduğunu asla bilmiyorlar. Genel katılımcılarımızla da çok sohbet ediyoruz. Öyle şeyle ilerliyor workshoplar. Gelenler sınava geliyormuş gibi geliyorlar bazen. Stresli geliyorlar ama buna gerek yok. Buraya rahatlamaya geliyorsunuz. Boyama yapmaya geliyorsun. Bu kadar strese gerek yok. Cesaret edemiyorlar ama aslında korkacak hiçbir şey yok. Batırmış olmuyorsun. Çünkü batırmış olsan bile sen onu denemiş oluyorsun. Tecrübe edinmiş oluyorsun. Umarım Malatya bu konuda, sanat konusunda, kültür konusunda çok daha iyi yerlere gider. Bizim de ufkumuz açılır. Biz öncülük ediyoruz ama daha iyi yerlere gider umarım. Yani her yerde biz bunları görelim.”