Malatya Tarımı Sınavda: Don, iklim kırbacının ilk darbesi mi? Malatya Tarımı yeni bir gerçekle yüzleşiyor
Dünya kuru kayısı üretiminde lider konumda olan Malatya, 11 yıl aradan sonra yeniden zirai don felaketiyle karşı karşıya kaldı. Ani hava değişimleriyle gelen bu zarar, küresel iklim krizinin yeni ve sert yüzü olarak tanımlanan 'iklim kırbacı'nın bölgedeki ilk etkisi olabilir.
Dünya kuru kayısı ihracatında lider konumda bulunan ve "kayısının başkenti" olarak bilinen Malatya, yarım asrı aşkın süredir elinde tuttuğu bu unvanı korumak için büyük bir mücadele veriyor. Şehrin ekonomisinin temelini oluşturan ve 50 binden fazla aileye doğrudan geçim kaynağı sağlayan kayısı sektörü, son dönemde yaşanan iklim felaketleri resmen soğuk duş etkisi yarattı.
Malatya kayısısı son ihracat verilerinde yaşanan düşüşle birlikte küresel pazardaki konumu koruması ve liderliğini sürdürmesi için kalite, verimlilik, iklim değişikliği ve pazar stratejileri konularında sürdürülebilir politikaların uygulanması büyük önem taşıyor.
Malatya'da 11 Yıl Sonra Yeniden Zirai Don Felaketi
11 Nisan'ı 12 Nisan'a bağlayan gece, Türkiye genelinde 36 ilde etkili olan zirai don felaketi, Malatya'da kayısı bahçelerinde büyük zarara yol açtı. Gece saatlerinde hava sıcaklığının eksi 3 ila eksi 13 dereceye kadar düşmesi, hasadın önemli ölçüde etkilenmesine neden oldu. En son böyle büyük bir don felaketini 2014 yılında yaşayan Malatya’daki üreticiler 11 yılın ardından tekrar yaşadıkları zirai don felaketi üreticileri büyük sarsıntıya uğrattı.
Uzmanlar, “Yoksa küresel ısınma ve iklim değişikliğinin farklı ve yeni bir yansıması mı?” sorusunu gündeme getirdi. Malatya Turgut Özal Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Murat Asma, Temmuz 2025’te Harmantime dergisinde yayımlanan makalesinde, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Günlük yaşantımızda iklim değişikliği kavramına henüz alışmışken tüm dünya gibi biz de yeni bir kavram ile tanıştık iklim kırbacı ya da hava kırbacı.”
Peki, iklim kırbacı kayısı sektörü nasıl etkileyecek? Türkiye’nin bu alandaki liderliği zirai felaketler karşısında nasıl bir dönüşüm yaşayacak? Zirai don, iklim kırbacı ve küresel pazar dinamikleri ışığında Türkiye’nin sektörel dönüşümü nasıl şekillenecek?
Zirai donun bilançosu ağır: En büyük kayıp Malatya Kayısısında
Şubat, mart ve nisan aylarında Türkiye genelinde meydana gelen zirai don olayları, meyve ve sebze bahçelerinde milyarlarca liralık kayba yol açtı. En büyük zarar ise 10-13 Nisan 2025 tarihleri arasında yaşandı. Nisan ayının ilk haftasında mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, 10 Nisan günü Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisiyle ani şekilde düştü. Bu ani iklim değişikliği, birçok bölgede tarım ürünleri üzerinde yıkıcı etki yarattı. Türkiye genelinde 36 ilde onlarca tarım ürününde %50 ile %99 arasında değişen oranlarda zarar meydana geldi. Ancak en dramatik kayıp, Türkiye'nin ve dünyanın en önemli kuru kayısı üretim merkezi olan Malatya’da yaşandı. Nisan ayında gerçekleşen bu don felaketi; Malatya ve ilçeleri başta olmak üzere, Kahramanmaraş-Elbistan, Elazığ-Baskil ve Sivas-Gürün bölgelerindeki kayısı bahçelerini ciddi şekilde etkiledi. Küçük meyve dönemindeki kayısıların büyük bölümü, don nedeniyle tamamen zarar gördü.
Malatya'nın Önemli Kayısı Üretim Merkezlerinde 11/12 Nisan 2025 Gecesi 2 Metre Yükseklikte, Açık Havada Ölçülen En Düşük Sıcaklıklar
- Balaban -14,5 C
- Darende -9,4C
- Akçadağ-Sultansuyu TIGEM -8,8°C
- Battalgazi Meyvecilik Araştırma Enstitoso-TAGEM -7,6 C
- Hekimhan -7,0
- Kale -4,1C
Tarımsal üretimde yeni bir tehdit: “İklim Kırbacı”
2025 yılı, Türkiye tarımı açısından sadece bir üretim sezonu değil, aynı zamanda iklim kaynaklı risklerin tarımsal afete dönüşebileceği bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçebilir. Bu yıl yaşanan aşırı soğuklar, zirai donların geleneksel “düşük sıcaklık zararı” tanımını aşarak, birçok bölgede ciddi ürün kayıplarına yol açtı.
Nisan ayında etkili olan ani sıcaklık düşüşleri, sadece alışılmış bir ilkbahar geç donu mu, yoksa küresel ısınmanın yeni bir yansıması mı? Uzmanlara göre bu sorular, önümüzdeki yıllarda tarımsal planlamada daha sık sorulacak.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Murat Asma’nın yayımladığı makalesinde, bu olağandışı hava olayları iklim değişikliğinin daha sert yüzünü yansıttığını belirtti. Asma, “iklim kırbacı” kavramının artık tarımsal risk analizlerinde dikkate alınması gerektiğine dikkat çekti.
"İklim kırbacı" terimi, ilk kez 2017 yılında iklim bilimci Paul Beckwith tarafından ortaya atıldı. Kavram; sıcaktan soğuğa, kuraklıktan sele, yaz sıcağından aniden gelen soğuk hava dalgalarına kadar birbirine zıt meteorolojik olayların kısa sürede ve sıkça değişimini tanımlamak için kullanılıyor. Bu ani ve keskin geçişlerin temelinde ise iklim değişikliği yatıyor.
Benzer şekilde, ABD’de Kent State Üniversitesi’nden iklim bilimci Cameron C. Lee tarafından kaleme alınan ve The International Journal of Climatology dergisinde 2021 yılında yayımlanan çalışmada da, “hava kırbacı” olgusu ele alındı. Bu çalışmada; ani sıcaklık değişimleri, aşırı kuraklık, yoğun yağışlar, sel ve kontrol altına alınması güç yangınlar gibi olaylar, küresel ısınmanın doğrudan sonuçları olarak değerlendiriliyor. 2025 yazının başından bu yana Türkiye’nin farklı illerinde meydana gelen ve güçlükle söndürülebilen orman yangınlarının da “iklim kırbacı” etkisinin bir parçası mı sorusunu gündeme getirdi.
Malatya “iklim kırbacıyla” tanıştı mı?
Prof. Dr. Bayram Murat Asma’nın yaptığı saha çalışmaları, iklim değişikliğinin Malatya kayısısı üzerindeki etkilerine dair çarpıcı veriler ortaya koydu. Asma’nın aktardığına göre, Darende’nin Balaban Mahallesi'ndeki bir kayısı bahçesinde 9 Nisan 2025 günü saat 13:14’te hava sıcaklığı 28,1°C olarak ölçüldü. Ancak yalnızca 2,5 gün sonra, 12 Nisan saat 06:14’te aynı bölgede sıcaklık -14,5°C’ye kadar düştü. Bu, 42,3 derecelik ani bir sıcaklık farkı anlamına geliyor.
Prof. Dr. Asma, bu kadar kısa sürede yaşanan sıcaklık ve nem dalgalanmalarının bitki fizyolojisi açısından ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Bitkideki metabolik süreçler, hormonal denge ve genel bitki sağlığı bu ani değişimlerden olumsuz etkileniyor; bu da doğrudan verim ve kalite kaybına yol açıyor.
11-12 Nisan 2025’te yaşanan zirai donun, kamuoyunda son yıllarda sıkça gündeme gelen “iklim kırbacı” ile ilişkili olup olmadığı henüz netlik kazanmış değil. Ancak Prof. Dr. Asma’ya göre bu olay, Türkiye tarım tarihinde bugüne kadar kaydedilmiş en geniş çaplı ve en büyük maddi kayıplardan birine yol açtı. Asma, acil ve radikal önlemlerin alınmasının artık ertelenemez ve tartışmaya kapalı bir zorunluluk olduğunu vurguladı.