Malatya'nın bereketli Çukurova'sı rant kurbanı: GES bahanesiyle talan!
Malatya'nın bereketli topraklarındaki Yazıhan ilçesi Ambarcık Köyü'nde, köylülerin 150 yıldır alın teriyle işlediği bin 300 dönümlük tapulu arazinin, gizli kapaklı bir 'ÇED Raporu' ile Güneş Enerji Santrali (GES) projesine peşkeş çekilmek istendiği iddia edildi. Bu durum akıllara Türkiye'nin Çukurova'sı olarak bilinen bu verimli topraklar, şimdi rant uğruna talana mı açılıyor? Sorusunu getirdi.
Malatya’nın Yazıhan ilçesine bağlı Ambarcık Köyü, Türkiye’nin tarım cenneti Çukurova’sına benzetilen bereketli topraklarıyla biliniyor. Ancak bu verimli araziler, köylülerin alın teriyle yoğrulmuş 150 yıllık tapulu toprakları, şimdi “Güneş Enerji Santrali (GES)” projesi bahanesiyle adeta bir rant talanına kurban edilmek isteniyor. İddialar, ÇED raporunun köylülerden gizlice alındığı ve sürecin şeffaflıktan uzak, adeta karanlıkta yürütüldüğü yönünde. Peki, bu skandalın ardında kimler var? Türkiye’nin gıda güvenliği hiçe sayılarak, köylünün ekmeği neden bir avuç rant severe peşkeş çekiliyor?
Recai Kutan Barajı'nın tamamlanmasıyla birlikte susuz tarımdan sulu tarıma geçerek umutlanan Ambarcık köylüsü, şimdi de "GES şoku" yaşıyor. Köylüler, geçtiğimiz günlerde gece yarısı kimliği belirsiz kişilerin arazilerinde ölçüm yaptığını belirterek isyan bayrağını çekti. Traktörleriyle arazinin bulunduğu alanda basın açıklaması yapan köylüler, "Biz elektrik istemiyoruz, biz gıda istiyoruz!" sloganlarıyla yetkililere seslendi.
Çevre Şehircilik Bakanlığı raporu çoktan yayımlamış
Köylüler adına konuşan Cafer Kuşdoğan, 5 aydır sürecin devam ettiğini belirterek, “Bir gizli kapaklı bir filmler dönüyor. Kimse bize bir şey anlatmıyor. Gece gizlice gelip ölçüm yapıyorlar. Tapulu malımıza göz dikilmiş. Bu işler siyasetsiz olmaz" diyerek sürece siyasi müdahale iddialarını gündeme taşıdı. Vali ile görüştüklerini ancak sonrasında muhatap bulamadıklarını söyleyen Kuşdoğan, “Vali ‘Bu iş olmaz’ dedi ama Çevre Şehircilik Bakanlığı raporunu çoktan yayımlamış. Birileri düğmeye basmış” diye konuştu.
2 bin dönüm giderse buradaki 400 vatandaş nasıl geçinecek?
Arazinin köylünün tapulu malı olduğunu savunan Kuşdoğan, “Burada 300-400 kişi yaşıyor. Gördüğünüz gibi pancar ekili. Buradaki insanların elleri nasırlı. 2 bin dönüm giderse zaten hep 8 bin dönüm arazi. 2 bin dönüm giderse buradaki 400 vatandaş ne ile geçinecek? Kamulaştırmanın açıklamasını yapan yok. Bize bilgi 2 ay sonra duyduk. Bilgiyi Çevre Şehircilik ilan gönderdi. Biz Çevre Şehircilik Müdürüyle gittik, görüştük, toplantı yaptık. Siz dedim Tarım İl Müdürlüğünde onay aldınız ama herhâlde Tarım İl Müdürlüğünde üstte bir onay almışlar. Bura bizim haberimiz yok diyor. Vermedik diyorlar ama vermeseler de taraflı bir rapor taraflı bir rapor. Çevre şehircilik diyor ki? ‘Biz Tarım İl Müdürlüğü ile başka kurumlarda onay aldık’ diyor. ÇED oluru çıkmış. Duyuru ilan yapıyorlar. Yani bu iş bitmiş diye Sayın Vali'yle de siyasilerle de görüştük. Bu konuda Sayın Vali sağ duyulu davranıyor. Sayın Valiyle görüştük. Sayın Vali hem Kaymakam Bey'e hem Tarım İl Müdürlüğünde talimat vermiş. Böyle bir ölçüm işi burada olmayacak. Birincisinin tarım elverişli bir arazi” ifadelerini kullandı.
Malatya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Yunus Kılıç, Yazıhan’ın Ambarcık İlçesi’nde 1. Sınıf toprak arazisine yapılması planlanan ‘Viva 5 Enerji GES Projesi’ne tepki göstererek, köylünün haberi olmadan bölgeye gelinip ölçüm yapıldığını iddia ederek, ‘Sanki burada bir eşkıyalık yapılıyor’ ifadelerini kullandı.
Emsali görülmemiş bir vaka
Kılıç, Türkiye’de emsali görülmemiş bir vaka olduğunu vurgulayarak, “Türkiye'de emsali görülmemiş bir vakayla, bir olayla karşı karşıyayız. Mesele şu, Yazıhan’ımızın Ambarcık ilçesi tamamı 1. Sınıf toprak arazisi iken Viva 5 Enerji GES projesini getirerek üreticimizin sulu tarım yaptığı, pancar ektiği, bir tek karışında bir taş bulunamayan şu gördüğünüz toprak üzerinde enerji panelleri döşeyip GES projesini gerçekleştirmek istiyorlar. Şimdi bizim anladığımız kadarıyla kanunlarımızda, mevzuatımızda 1. Sınıf araziler üzerine değil GES projesi çiftçimiz evi için bir ev yapacak olsa 75 metrekareyi dahi geçemiyor. Bizim yasalarımız böyle emrediyor. 85 milyon nüfusu doyurabilmek için belediyelere hükümetimiz ‘Sakın ha tarım arazilerini imara açmayın’ derken biz sanki hiç çiftçinin haberi olmadan tapulu arazisi üzerine birileri bir proje gerçekleştiriliyor. Bakanlıkta ÇED raporu veriliyor ve birileri köylüye haber vermeden gece saat 8'de gelip arazileri ölçmeye başlıyor. Burada yasalar, düzenlemeler o zaman boşuna. Sanki burada bir eşkıyalık yapılıyor. İşte biz burada hükümetimize sesleniyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'ma buradan sesleniyorum. Her yerde hırsızlarla, çetelerle uğraşıyorsun. Gez projelerinde de bir çete oluşmuş. Çiftçinin tapulu arazisi üzerine haberi olmadan, istimlakı yapılmadan nasıl ÇED raporu verilebiliyor. Nasıl 1. sınıf tarım arazisi üzerine getirip de güneş panelleri kurulabiliyor? 85 milyon insanı doyurmak için, elimize geleni tarım ve hayvancılıkta, insanlarımızı köyde tutmak için sizlerin desteğinizle buralarda üretim yapıyoruz. Ama maalesef birileri rantı için getirip burada bin 300 dönüm arazi üzerine bir ges projesi kurarak insanlarımızı mağdur edecek, insanlarımızı şehirlerin köşelerine gönderip asgari ücretle çalıştırmaya zorlayacaklardır. ‘Hangi mühendis buna tarıma elverişsiz arazi diyebilecekse, hangi çevre projesi böyle bir araziye ges kurulabilir diyecekse’ bugünden urganını hazırlasın. Biz ülke olarak, Ziraat Odası olarak biz buna müsaade etmeyeceğiz. Buyurun Hodri Meydan kurmak istiyorsanız bu kadar insanı karşınıza alıp, bu insanlara rağmen siz bunu gerçekleştirmeyi istiyorsanız biz burada nöbetteyiz. Buyurun gelin diyorum” diye konuştu.
Burası tarım alanı değildir denilir!
Yazıhan Ambarcık Köy Sulama Kooperatifi Başkanı Alaattin Korkmaz ise, senede iki sefer ürün aldıklarını dile getirerek, “Nasıl buraya ÇED Raporu verilir?150 yıldır yaşıyoruz. Dedelerimizden beri yaşıyoruz. 8 bin dönüm arazimiz var. Yaklaşık 4 bin dönüm kadar Kayısı bahçesi alanımız var. Bu geri gördüğünüz alan da yem bitkileri, hububat, pancar üretimi yapıyoruz. Ve bir istihdam sağlıyoruz. Yaz mevsimi de bu sene gerçi Kayısı olmadı ürünümüz dondan dolayı yandığı için bin kişi gelip burada ekmek yiyor. Çapaya geliyor, kayısı silkelemeye geliyor. Köyümüzün insanları şehirlerden döndü geldi burada ev yaptı. 30 haneyken 75 haneye çıktı. Buralar sulak alan bura kuru alan değil. Burasını Karakaya Baraj Gölü'nde bastığımız suyla sürüyoruz. Şuraları bak şu anda orada kavun ekilmiş. Arpa kaldırıldı, kavur ekilmiş. Şurada adam arpayı kaldırdı, sınaç yem bitkisi ekecek. Şu anda hazırlık yapıyor. Senede iki ürün alıyoruz. Bütün bunlar varken Tarım İl Müdürlüğü’nde veya herhangi bir yerde bu gördüğünüz araziye nasıl buraya ÇED raporu verilir? Nasıl burası tarım alanı değildir denilir? Buradan Valime bütün yetkililere sesleniyorum. Sesimizi duysunlar. Buradaki insanların namusudur, şerefidir, vatanıdır. Burayı terk etmeyeceğiz. Bize yardımcı olsunlar. Sesimizi duysunlar” dedi.