Malatya'da Tek Ürün Ekonomiyi Olumsuz Etkiliyor: Tarımda Çeşitlendirme Şart
Saadet Partisi'nin Malatya'da düzenlediği Ortak Akıl Güçlü Şehir Çalıştayı'na katılan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sinan Tekin, Malatya ekonomisinin tek yönlü tarımsal yapısının sürdürülemez olduğunu vurgulayarak, 'Bence artık zamanı gelmiştir. Üretim desenimizi çeşitlendirmek zorundayız.' dedi.
Saadet Partisi Malatya İl Başkanlığı, Malatya’nın sorunlarını tespit etmek, çözüm önerileri geliştirmek ve ortak akılla daha yaşanabilir bir şehir inşa etmek amacıyla “Ortak Akıl, Güçlü Şehir” temalı çalıştay düzenledi. Çalıştayda konuşan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sinan Tekin, yeni dönemde afet dirençli sanayi alanları, dijital destekli üretim sistemleri ve yerel tedarik zincirine dayalı ekonomi modeli üretilmesi gerektiğini söyledi.
Ürün çeşitlendirilmeli
Nisan ayında yaşanan zirai donun, tek yönlü ürün yapısının sürdürülebilir olmadığını gösterdiğini kaydeden Tekin, Malatya’nın tek ürün ekonomisiyle anıldığını belirtti. üretimin çeşitlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Tekin, şunları ifade etti:
“Malatya yıllardır kayısıya dayalı tek ürün ekonomisiyle anıldı. Kayısı elbette bu şehrin sembolü. Emeğin, sabrın ve bereketin meyvesi ancak yaşadığımız iklim değişikliği, don felaketleri, pazar daralmaları ve ihracat sorunları bu tek yönlü yapının sürdürülebilir olmadığını bizlere gösterdi. Bence artık zamanı gelmiştir. Üretim desenimizi çeşitlendirmek zorundayız. Alternatif tarım ürünlerine yönelmeli. Özellikle tıbbi ve aromatik bitkiler, baklagiller, kuraklığa dayanıklı yağlı tohumlar gibi ürünleri desteklememiz gerekiyor. Bu dönüşüm yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik açısından da kaçınılmaz.”
Afete dirençli sanayi alanları inşa edilmeli
6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin Malatya’nın sanayisine ağır darbe vurduğunu dile getiren Tekin, fabrikaların Mısır’a yöneldiğini söyledi. Yeni dönemde afete dayanıklı sanayi alanları ve dijital destekli üretim sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğine değinen Tekin, “Tarımın yanında sanayimiz de ağır darbe aldı. Organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren birçok işletme üretimi durdurdu ya da kapasite kaybına uğradı. Birçok tekstil fabrikası Mısır’a yönlenmiş durumda. Altyapısı hasar görmüş, üretim merkezleri hem ekonomik hem de istihdam açısından ciddi bir boşluk oluşturdu. Yeni dönemde afet dirençli sanayi alanları, dijitalleşme destekli üretim sistemleri ve yerel tedarik zincirine dayalı bir ekonomi modeli inşa etmemiz gerekiyor.
KOBİ'lerin tekrardan ayağa kaldırılması, yeşil üretim teknolojilerinin teşviki, genç girişimcilere özel destek mekanizmalarının kurulması artık bir lütuf değil, bir zorunluluk halini almıştır. Ticaretin can damarı olan şehir merkezimiz depremle birlikte hem fiziki hem de ekonomik olarak çöktü. Çarşılar, pazarlar, esnafımız çok ciddi zarar gördü. Ancak biz şuna inanıyoruz. Malatya'nın çarşısı ayağa kalkarsa, Malatya ayağa kalkar.” dedi.
İnsanımızı bu topraklarda tutacak olan şey yalnızca betonarme binalar değil
Depremlerin ardından Malatya’nın büyük oranda göç verdiğini kaydeden Tekin, vatandaşları kentte tutacak çözümün yalnızca beton binalar olmadığını dile getirdi. Malatyalı gençlerin işsizlikten, kadınların güvence olmamasından ve çocukların eğitimden dolayı endişe duyduklarını aktaran Tekin, “ Depremin ardından Malatya'da büyük bir göç yaşandı. Gençler, kadınlar, çocuklar, binlerce insan başka şehirlerde yeni hayat kurma yoluyla umuduyla yola çıktı ama bu göç sadece nüfus kaybı değil, aynı zamanda aidiyet krizi de oluşturdu. İnsanımızı bu topraklarda tutacak olan şey yalnızca betonarme binalar değil, umut veren bir gelecek, güvenli bir yaşam alanı, hakkaniyetli bir gelir dağılımı ve herkesin söz hakkının olduğu bir yönetim anlayışı. Bugün Malatya'da gençler işsizlikten, kadınlar güvencesizlikten, çocuklar ise eğitimin sürekliliğinden endişe duyuyor. İşte bu nedenle sadece konut değil, istihdam alanları, sosyal koruma programları kültürel aidiyet mekanizmaları da yeniden inşa edilmek zorunda.
Biz biliyoruz ki bir şehri inşa etmek sadece taşla duvarla olmaz. Bu şehri asıl ayakta tutan o şehrin insanlarının kalbindeki ahlak, vicdanındaki adalet ve maneviyatındaki derinliktir. Bizim gayemiz Malatya'yı sadece olarak değil, manevi değerleriyle de ayağa kaldırmak, nesillerimize güçlü bir ahlak ve maneviyatı miras bırakmaktır.
Malatya'yı yukarıdan çizilmiş planlarla değil, aşağıdan halkın iradesiyle şekillenmiş katılımcı modellerle inşa etmemiz gerekiyor. Mahalle meclisleri, kadın ve genç platformları, STK'lar, meslek odaları, kurumlar sürece dâhil edilmeli. Çünkü şehir halkın evidir ve ev sahibi halk bu evi birlikte ayağa kaldıracaktır.” şeklinde konuştu.